Bölümler düzenlenmeye alınmıştır. Lütfen yeniden okuyunuz.
Telefonuma yeniden bildirim gelmesiyle desenimi girip açtım. Bildirime tıklayarak girdim. Gördüklerimle şok olmuş bir şekilde öylece telefon ekranına bakakaldım.
Yeniden bir gökyüzü grafitisi çizip üzerine şu sözü yazmıştı.
"Değil yıldızlarımı gökyüzümü bile kaydırsanız ne kendimden ne de benliğimden vazgeçmem."
Hazmedemeyip ayağımı arabanın tekerine geçirdim. Arkadaşlarımın şaşkın bakışlarını üzerimde hissediyordum.
"Ne oldu, kötü bir şey mi oldu?"diye soru soran Suna'ya yerden başımı kaldırarak hüzünle baktım.
"Kendin bak."diyerek telefonu Suna'ya uzattım. Ecrin ve Yavuz da yanına ilerleyip telefon ekranına baktılar.
Ecrin, "Bunu hemen yapması mümkün olamaz değil mi?"
Suna, "Bir şekilde öğrendiği kesin."
Yavuz, "İşte bu tam bir felaket."
"Delirmek üzereyim. Farah her ne yapıyorsa bizden hep bir adım önde oluyor farkında mısınız?"
"Sakin olmaya ne dersin?"
"İnan bana Yavuz, şu an hiç de sakin olamam!"
"Sen bizi katletmeden ben en iyisi sizi evinize bırakayım."
☁
Eve geçip zili çaldım. Babaannem benim üzüldüğümü görünce ,
"Ne oldu da, arkadaşin çok mu kötü?"
"Babaanne sonra konuşalım mı? Ben yatmaya gidiyorum."
"İyi finduğum sen yat, dinlen."
Sessizce odama doğru ilerledim. Bu aralar bir şeyler oldukça ters gidiyordu. Hayatımda ilk kez birine karşı kendimi güçsüz hissediyordum. Çoğu kez kendimi planlar yapıp düşünürken buluyordum. Sanırım olduğundan çok takıyordum bu meseleyi. Aileme yalan söylediğim için bile pişmanlık duyuyordum. Sizce de Farah bir şeyleri değiştirmiyor muydu hayatımda?
☁
Sabah alarmımın çalmasıyla uyanıp banyoya girdim ve duş aldıktan sonra saçlarımı kurutup çıktım. Kıyafetlerimi üzerime geçirerek mümkün olduğunca hızlı davrandım. Bugün okula erken gitmeyi planlayarak kahvaltıda bir şeyler atıştırıp, siyah deri ceketimi giyinerek çıktım. Sonbahar yaprakları sokağın dört bir yanını kaplamıştı. Üzerlerine basarken çıkardığı çatırtı sesleri insana huzur veriyordu. Okula ulaşmıştım. Kapıdan içeriye girdim. Fakat okul kapısı saatin erken olmasıyla açık değildi. Ben de bir banka geçip oturdum. Müzik listemden slow bir şarkı açıp gözlerimi yumdum. Güneşin yüzümü aydınlatmasıyla rahatsız olarak banktan kalktım ve bankın yanındaki ağacın gölgesine geçerek oturdum. Sararmış yapraklar birer birer önüme düşerken onları seyretmeye daldım.
Kulağıma ulaşan oflama sesiyle ağacın arkasından banka oturan kişiye baktım. Farah'ı görünce yavaşça yerimde doğrulup onu seyretmeye başladım. Her zaman ki gibi boynundaki kolyeyi elinde tutuyor, parmaklarını üzerinde gezdiriyordu.
"Umarım çok geçmeden seni bulurum."
Parmaklarını saçlarının arasına sokarak karıştırdı. Kendine has pürüssüz bir yüzü vardı. Sert yüz hatları onu karizmatik kılıyordu ve kesinlikle çok güzeldi. Aklımdan geçirdiğim bu düşüncelerle kaşlarımı çatıp kafamı hızla olumsuz bir şekilde salladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARAH 1: UYANIŞ
FantastikHenüz hiç bir şeyin farkında olmayan bir kız ve ona benliğini kazandıran genç bir adam. Siz aslından uzak, kendinizi tanımayan biri olsaydınız ne hissederdiniz? Ya da hayatınıza birileri müdahale etse, size hak etmediğiniz bir yaşam sunsa ve siz b...