Tahir beni eve bırakmıştı. Kapıdan içeriye girer girmez kızların imalı bakışları üzerimdeydi.
N: Benden birsey beklemeyin çok yorgunum yatacağım.
Yatak odasına doğru yöneldiğimde kızlar beni durdurdular ve gıdıklamaya başladılar.
N: Yeter ya , tamam anlatacağım.
E: Hah şöyle hadi bakalım.
B: İyi iş çıkardık eylem zafer bizimdir.
Eylem ve berrak zaferin verdiği sevinçle birbirlerine sarıldılar. Bense onların bu haline gülüyordum.
N: Anlatacağım ama ilk önce bir duş alıp geleyim.
B: O zaman kahveler benden.
E: Bende camın yanına minderleri koyarım.
N: Anlaşılan güzel bir gece bizi bekliyor.
Kızları geride bırakıp kendimi soğuk suyun akışına bıraktım. Tahirle az önce yaşadıklarımız aklıma gelince ister istemez yüzümde bir tebessüm oluyordu. Tahir öyle bir girdi ki hayatıma, bir an okyanus derinliklerinin huzurunda buldum kendimi. Onunla beraber. Duştan çıkıp üzerime bol salaş bir tişört altımada kısa bir şort geçirdim. Salona geçtiğimde eylem camin kenarına minderleri koymuş berrakta kahveleri hazır etmişti.
N: Böyle güzel bir evi nasıl buldun eylem. Tüm trabzon ayaklarımın altında sanki.
E: Meslek sırrı diyelim.
Minderlere oturdukta sonra kizlar gözümün içine bakmaya başladılar.
B: Heycanlandırmasana kızım, hadi dökül.N: Çivraya gittik, so da tahir yine seni seviyorum dedi.
E: Ee sen ne dedin.
N: Bende dedimki "Yeter be ne bağırıyorsun. Sen erkeksin tabi dur bir kenarda haykır duygularını bende kadınım dinliyim demi çok romantik. Hayır ya bu sefer ben konuşacağım sen dinleyeceksin. Bende seni seviyorum . Çünkü seni bu kadar nasıl sevdiğimi ben de bilmiyorum. Nefes almak gibi seni sevmek. İçim o kadar seninle dolmuş ki yokluğunu düşünemiyorum. Artık düşlediğim tek bir şey var. Kalan ömrümü seninle, senin yanında geçirmek. Akşam gözlerimi yanında kapatmak, sabaha seninle açmak. Çok mu uzak dersin kokunla uyumaya başlayacağım günler? Baharın kokusu sen gelince geliyor sanki, yokluğun ise kış ortasındaki ayaz gibi. Bir yürek nelere yeterse, bir can bir canı ne kadar severse bir damardan ne kadar çok kan geçerse, yaşam ölüme ne kadar değerse, sen de benim için o kadar değerlisin.."
Berrak ağzına aldığı kahveyi yüzüme tükürdü. Tüm üzerim kahve olmuştu.
B: Oha, nefes sen neymişsin be.
E: Nefes Zorlu'dan beklenmedik haraketler. Devam etsene kızım sonra noldu.
N: Beni şair bile yaptın ya be adam ben daha ne diyeyimki.. sonra işte beni bırakmayacağına söz verdi.
E: Başka birşey olmadı mı?
N: Ne gibi mesela?
B: Öpücük olmuş olabilirmi arada sanki ha?
N: Yok artık! Ne fesat çıktınız ya size bu gecelik yeter. Eylem sende yarın ne oldu anlatacaksın ben şimdi üzerimi değiştirip yatıyorum iyi geceler kuzularım.
Üzerimi değiştirdikten sonra kendimi uykunun kollarına bıraktım. Gece saat 03.45 civarı korkunç bir kabus ile uyandım. Mutfakta bir bardak su içtikten sonra biraz balkonda hava aldım. Ardından geri uyudum. Sabah yüzüme güneş ile gözlerimi açtım. Yatağımın yanında bir not vardı. Eylem ve berrak alışverişe gitmişti, tam banyoya yüzümü yıkamak için geçerken mutfakta sesler duydum. Hırsız olmasından çok korkuyordum. Elime yerdeki vazoyu aldım ve mutfaktan gelen ilk adımla vazoyu adamın kafasına indirdim. Birde ne göreyim hırsız değil tahirmiş. Hemen yere oturup tahirin kafasını dizlerimin üzerine aldım.
N: Tahir, tahir..
Ses gelmeyince biraz elimle hava yaptım ve tekrar kulağına eğildim.
N: Ya uyan tahir korkuyorum.
T: Bağırma kulağımın dibinde.
Tahirin uyanmasına sevinmiştim. Iyiki ona birşey olmamıştı. Hemen doğrulup oturmuştu sırtınıda duvara yaslamıştı.
T: Ben sana mutfakta kahvaltı hazırlıyordum. Sonra seni uyandırmak için mutfaktan çıktım sonra sen kafama birşeyle vurdun.
N: Vazoyla. Hem sen bana kahvaltımı hazırladın bakayım.
T: Nefes şirinlik etme da yemezler.
N: olmadı mı?
T: Olmadu. Hem o nasıl vurmak ya hala başım ağırıyor.
N: Öpsem geçermi?
T: Öp bakalum geçecek mi?
Tahirin saçlarını koklayarak öpecekken kafasını kaldırdı ve dudağını öptüm.
N: Pis fırsatçı.
Daha sonra mutfağa geçtik. Tahir bana kuymak yapmıştı ve kahvaltı masası çok güzeldi.
N: Elinden her iş geliyormuş be deli tahir.
T: Konu sen olunca oluyormuş demekki.
Biz tahirle konuşarak kahvaltı yaparken telefonum çaldı. İsimsiz bir numara arıyordu. Telefonu açtım çocuk esirgeme kurumundan arıyorlardı. Diyecekleri bir tek kelime beni mutlu ederdi "Ceylan konuşmaya başladı" diyeceklerini umarken "Maalesef ceylanı kaybettik" kelimesi çok ağırıma gitmişti. Bu cümle kafamda yankılanırken aklıma dün gece gördüğüm kabus geldi. Minik bir kız çocuğu "abla beni sensiz birakma" diye ağlıyordu. Meğersem o minik kız ceylanımmış. Duyduğum sözle ayaklarım yerden kesilirken yere düştüm. Tahir endişeyle adımı sayıklarken elimdeki telefonu alıp durumu ve detayları öğrendi. Bense konuşmadan sadece bir yere bakıp ağlıyordum. Biz sessizce kizlar eve gülerek geldi bizi bu halde görünce yüzlerindeki gülümseme bir anda kayboldu.
E: Hayırdır ne oldu size ?
B: Kötü birşey yok değil mi?
Sadece kalkıp ikisinede sarsılmıştım. Artık benim ailem sadece onlardı çünkü.
N: Kız kardeşim, ceylanım ölmüş.
Kızlar bu duruma şaşırırken tahir beni kucağına aldı ve bir hışımla dışarıya çıkardı. Koltuğa otutturduğu gibi hızlıca arabayı kullanmaya başladı. Kısa bir süre içinde çivraya geldik.
T: Senmi ineysun benmi indireyum.
Hiçbirşey demeden arabadan indim ve tahirin koluna yapıştım resmen. Oda beni kucağına aldı ve taşlara oturmaya gittik. İlk başta ne ben konuştum nede tahir. Yalnızca denizi izledik. Sonra tahirin sesi kulaklarıma dolmaya başladı.
T: Ya ben 6 yaşınaydım babam vefat ettuğunde . Hatta biliyormusun yangazlar babamı hiç hatırlamaz, küçüklerdi çünkü. İnsanın sevdiği birini kaybetmesi nedur bilirum. Daha doyamamıştım babama bir gün işe gitmek için evden çıktı, çıkış o çıkış o kapıdan birdaha asla geri girmedi. Bekledim o öldükten sonra hergün bekledim geri gelecek diye. Ama o gelmedi. Biliyormusun ona hala çok kızgınum beni onsuz bıraktuğu için. Herkes babasıyla okula giderken ben hep eksik kaldum. Arkadaşlarım yanıma gelirdu derdiki "biz babamla trabzonun maçına gittik" onları öyle kıskanırdım ki anlatamam. Sonra abim bana babam gibi davrandı. Beni korudu kolladı. Bana sahip çıktı. Bende ne zaman sinirlensem üzülsem ha bu karadenize baktum. Sadece sessizce izledim. Çok ağladum çok istedum ama babam geri gelmedi be nefes. Babam hep beni yukardan izliyor diye üzülmeyi bıraktım. Sende öyle yap üzülme ceylan seni öyle görürse çok üzülür çünkü.
Tahir anlatırken duygulanmıştı. İçimden sadece ona sarılmak geldi. Tahire uzunca sarılıp kokusunu burnuma doldurdum.
N: Bana çok iyi geliyorsun tahir kaleli.
T: Sende bana çok iyi geliyorsun nefesim.İstanbula cenaze için gelmiştik. Cenaze bitince yemek yemek için bir restoranta geldik. Sagolsun kimseye beni yalnız bırakmamıştı. Saniye hanım hariç herkes burdaydı. Herkes üzgün gözlerle bana bakıyordu. Artık dayanamadım ve konuşmaya başladım.
N: Hayırdır bir sorun mu var herkes bana bakıyor?
M(ustafa): yok ne sorumu bacum estağfirullah.
A(siye): iyimisun yengem?
N: Neden iyi olmayacakmışım ki ?
E(sma): Hani şey oldu ya.
N: Bana o gözlerle bakmayın. Ceylanım beni yukarıda izliyor beni böyle görse üzülür. Üzülmeyeceğim elbette bir yanım boşluk. Ama yalnızlığı siz bana yasattirmazsiniz ki. Siz beni yalnız bırakmazsınız ki.
M(urat): Bırakmayız tabi ya.
F(atih): aynen nefes yenge biz her zaman yanındayız.
N: Sizi çok seviyorum ıyiki yanımdasınız..VE YINE YINE BÖLÜM SONU YORUMLARINIZI BEKLIYORIM CANLARIM 🦋😾
