Yine elimde telefon,yanımda Jane Pottermore testi çözüyorum.Neden?Birincisi canımın sıkılmış olması,ikincisi Zümrüdüanka Yoldaşlığı kitabını bilmem kaçıncıya bitirmem.Cidden bana bu yetimhanede tek moral veren şey Harry Potter testleri ve telefonum.Ciddi ciddi çok işsizim.Şu anlık 9 yaşındayım.O aralar Jane ile son zamanlarımızı geçiriyoruz.Dün müdür geldi ve bizim odanın içine ettiğimizi gördü.Ne yani?Altı üstü yatakları ve yastıkları kullanarak çadır yapmıştık.Tabi başka şeytanlıklar da yaptık ama söylemesem daha iyi.Bu akşam yeni bir çocuk gelecekti ve tahmin edin kimin odasına?Benim!Ulan Felix Felicis içsem direk kusacağım.Böyle bir şans olur mu lan?Dokuz yaşımda ergenliğe girdim, hayırlısı olsun.Neyse neyse,Jade ile son Pottermore testimizi de yaptık ve şu anda Jade odadan ayrılıyor...Bak şu gelen çocuğun ağzına bir tane çakmazsam adım Hazel değil.Kısa bir süre sonra kapıdan bir erkek çocuğu girdi.Daire şeklinde gözlükleri ve siyah ile koyu kahve arası saçları ile zümrüt yeşili gözleri vardı.Harry'e benziyordu lan.Elinde ufak bir bavul taşıyordu ve gülümsüyordu.Beni gördüğünde daha da gülümsedi.Arkada müdür bekliyordu.Çocuk bavulunu yatağın üstüne bıraktı ve kollarını birleştirdi.Müdür yavaşça odama girdi ve "Hazel,seni Harry Potter ile tanıştırmak isterim.Hem senin oda arkadaşın hem de ikizin." dedi.İkizin?What didin gülüw?İkiz?Harry?Bu cocuk?İkiz olmak benimle?Gözlerim hayretle açıldı.Harry bana gülümsedi.Ardından müdür odadan çıktı ve bizi yanlız bıraktı.Olm şu Türkler bu kadar odun olmak zorunda mı?LAN GELEN ÇOCUK İKİZİM ÇIKTI?!?Ardından yatağa yatmış Harry'e baktım.Bana hala gülümsüyordu."Merhaba Hazel." dedi gülümseyerek."Merhaba,nereden geldin?" diye sordum cevabını bilerekten.Harry'nin yüzü düştü ve "Teyzemlerden.Yani şey...Dursley'lerden...Beni evden kovdular bildiğin." dedi.Ona gülümsedim."Daha bir yaşında yetimhaneye bırakılıp dışlanmaktan iyidir." dedim moralini düzeltmeye çalışarak.Harry'nin gözleri büyüdü."1 yaşından beri burada mısın?Hiç arkadaşın yok mu?" diye sordu bana.Başımı iki yana salladım."Bir arkadaşım var.Adı Jade.Ama o da yakında gidecek,bir ailenin onu evlat edineceğini öğrendim." dedim.Harry gülümsedi,"Sana bir şey diyeceğim... Lütfen dalga geçme ama...Şu anda bir ailem olduğunu öğrendiğime o kadar mutluyum ki." dedi,sanki canı bu konu hakkında konuşmak istemiyordu.Başımı salladım ve "Ben de." dedim gülüp.Ardından ona baktım ve "Nelerden hoşlanırsın?" diye sordum.Aferin Hazel,mallığın bile bu kadarı zarar.Biraz düşündü ve "Yaramazlık yapmaktan...Sen?" dedi mayışmış bir şekilde.Ona gülüp "Ben de." dedim ve biraz düsündüm.Ardından tavana diktiğim gözlerimi ona çevirdim.Uyuyuvermişti.Yanına gittim ve üstünü örtüp "İyi uykular." diye fısıldadım.Ardından yatağıma girdim ve elime telefonumu aldım.
-2 HAFTA SONRA-
Yine bir gezi vardı,ama ben gidemiyorum.Tahmin edin neden?Müdürün kafasına köfte fırlattığım için.Ne yani?O gün yemekte köfte vardı ve benim de canım yemek istemiyordu.Tabi benim cici abim de onun kafasına ayran atmış,Jade de işi abartıp tüm tatlısını ona atmıştı.Yetimhanenin harika üçlüsü.Bu bizim odun müdür ne mi yaptı?Sıra dayağı.Biz dayak ile uslanır mıyız hiç?Bu arada Jade'in gideceği kesinleşti.Bir haftamız var.Bu hafta olacak gezi başka bir şehire yani gelmeleri uzun sürecek ve biz okulda Madam Wing ile kalıyoruz!Madam Wing dünyanın en harika öğretmeni olabilir.Bizi cezalardan kurtarır,gezi olunca bize uyumama izni verirdi.Sizce de harika değil mi?Öğrenciler geziye gittikten sonra Harry,Jade ve ben bahçeye ve ardından ağaca çıktık.Ağaç bizim özel yerimizdi ve orada genelde oyun oynardık.Sırt çantamdan oyun salonundan aldığım masa oyununu çıkardım ve ortaya koydum.Jade kuralları açıkladı ve ardından taşını oynattı.Oyun oynamaya devam ediyorduk.Cidden eğleniyordukta.Son zamanlarımızı harika değerlendiriyorduk.Jade'in morali cidden bozuktu.Bizden ayrılmak istemiyordu.Omzuna hafif bir yumruk attım ve "Minik civcivim.Telefonun bende,istediğin zaman ararsın.Harry ve ben geciktirmeden açarız." dedim.Bana gülümsedi ve Harry'e döndü."Ben gidiyorum diye üzüldün mü?" diye sordu.Harry usulca başını aşağı yukarı salladı.Ona gülümsedi ve "Sakın üzülme.Babamlara söyleyeceğim ve ara sıra sizi ziyaret edeceğim." dedi.Harry güldü,"Babanın senin iki ucubeyi ziyaret etmene izin vereceğini düşünmüyorum." dedi.Jade elini omzuna koydu ve "Kaçarım." dedi.Harry güldü.Ben onları izliyordum.Biraz daha konuştuktan sonra ağaçtan inmemiz gerektiğini anladık.Madam Wing daha bizi fark etmemişti ama fark eder ise cidden kızardı.Masa oyununu tekrar çantama soktum ve ağaçtan atladım.Harry ve Jade de arkamdan atladılar.Ardından içeri girdik.Yetimhane kimse yokken o kadar güzeldi ki.Huzurlu ve rahatlatıcı.Biraz eğlenmek için kütüphaneye yürüdük.Kütüphanedeki çizgi romanları okumayı seviyorduk.Kütüphaneye koşarak girdim ve eski kitap kokusunu içime çektim.Bu koku beni rahatlatıyordu.Kendimi hemen çizgi romanların olduğu bölüme attım.Jade ve Harry peşimden koştular.Harry kendini masanın üstüne,Jade ise kendini sandalyelerden birine attı.Cebimden telefonumu çıkardım ve ön kamerayı açıp"Kameraya bakın!" diyip fotoğrafları çektim.Ardından telefonumu tekrar cebime koydum ve masanın üstünde duran çizgi romanlardan birini aldım.Bir süre sonra duyduğum sesler ile başımı çizgi romanımdan kaldırdım.Harry ve Jade ödev masasındaki malzemeler ile şarkı yapmaya çalışıyordular.Çizgi romanımı kapattım ve yanlarına gidip elime bir de cetvel aldım.Bir süre boş boş çaldıktan sonra sonunda bir şarkı bulmuştuk.Telefonun kayıt cihazını açtım ve 3...2...1...Şimdi diyip başlattım.Jade ve ben şarkıyı söylüyorduk ve Harry de beatbox yapıyordu.Ve söylemeye başladık.İstanbulun parkında,parkında
Yıldızların altında,altında
Ben bir oğlan görmüştüm aah,
On üç-on dört yaşında...
(Aklıma başka şarkı gelmedi :D)Kayıt bitmişti.Elime telefonumu aldım ve kaydı kapatıp dinlemeye başladım.Cidden güzel olmuştu.Bir iki montaj yapıp şarkıyı kaydettim.Ardından daha fazla yaramazlık yapabilmek için kapıya yöneldim.Harry ve Jade de masum masum beni takip ettiler.Bahçeye çıktım ve çalılara yöneldim.Diğerleri beni boş boş izliyordular.Çalıların içine girdim ve eski market arabası ile karşılaştım.Eski market arabasına gülümsedim ve onu dışarı çekmeyi başardım.Harry ve Jade bana gülümsediler.Arabayı onlara gösterdim ve binmelerini söyledim.İkisi de bindiler ve yetimhanenin,uzun mu uzun ve düz bahçesine geldik.Burasını genelde beden dersinde kullanırdık.Çantamı market arabasının önüne koydum ve çantayı olabildiğince geri çekip bir anda hızlıca ittirmeye başladım.Ardından telefonumdan kaydı başlatıp arabaya atladım.Harry ve Jade gülüyordu.Doğruca duvara uçuyorduk.Birbirimize sarıldık ve kahkaha atmaya başladık.Duvara öyle bir hızla çarpmıştık ki.Araba bir anda ters dönmüştü ve hepimiz sırt üstü yere düşmüştük.Kahkahalarımız daha da artmıştı.Kamerayı ters çevirdim ve diğerlerinin halini de gösterdikten sonra kapattım.Telefonu tekrar cebime soktum ve diğerlerine sarıldım.Arabayı orada bıraktık ve çatıya yöneldik.Evet, bildiğiniz çatı.Önce benim ve Jane'in desteği ile Harry çıktı.Beni iki kolumdan tuttu ve yukarı çekti.Sonra ben de Jane'i çektim.Daha önümüzde bu şekilde çıkılacak iki yer daha vardı.Bu yüzden ben önden gitmeye karar verdim.
Tüm çatılara tırmanmıştık.En üstteki çatıda,kim bilir yerden kaç metre yüksekteyiz.Artık batmakta olan güneşin son ışıkları hepimizin gözüne vuruyor.Birkaç yıldız görünüyordu.Harry de ortadaki,yüksek mermere çıkmış boş boş çevresine bakıyordu.Elime telefonumu aldım ve arkasına gelip telefonu bir köşeye yerleştirdim.Kamera Harry'nin şu anda olduğu yere bakıyordu.30 saniyeye ayarladım ve başlatıp Harry'nin yanına geçtim ve omzuna kolumu atıp başımı Harry'nin omzuna dayadım.Kamera fotoğrafı çekmişti bile.Ardından mermer yerden indim ve telefonumun galerisine girdim.
Ne çok fotoğraf çekmiştim.
Telefonu cebime koydum ve tekrar Harry'nin yanına geçip güneşin batışını izlemeye başladım.Güneş artık gözden kaybolunca "Artık inelim.Bizi yakalamasınlar." dedim ve orta çatıya indim.Harry beni takip etti.Jade ise telefonundaki bir şeye bakarak gülümsüyordu.Bir süre sonra o da bizi takip etmeye başladı.Aşağı iner inmez Harry ve benim odama gidip biraz kart oyunu oynadık.Diğerleri geziden döndüklerinde biz çoktan odada sızmıştık bile...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkizim|Hazel Potter
FanfictionBen Hazel,Hazel Lily Potter.Dünyanın en manyak insanıyım.Kimse adımdan haberdar değil.Ben yetimhanede tek dostum Jade ile ortalığı karıştırırım ve ceza alırım.Pek te umrumda olmaz aslında.Kim bilir şu ana kadar kaç kere ceza aldım.Bu arada söylemiş...