Bölüm 7

185 44 25
                                    


Sema saatlerdir beni ne kadar kararımdan döndürmeye çalışsada ben, kararımın kesin olduğunu belirttim.

"Reyhan sen gidersen ben ne yaparım?"

Ağlama pozisyonuna geçmişti. Onu üzmek hiç istemiyordum ama bunu yapmalıydım.

"Ağlama... Lütfen..."

Ona sarıldım. Ama bende tabiki kendimi tutamadım.

Ağladım...

Neden gözyaşları hep mazlumca akardı ki?

Ben her şeye ağlardım. Bu zamana kadar hiç mutluluktan ağlamadım. Bir günde sevinçten ağlar mıydım? Sevinçten ağladığım günlerde gelir miydi?

Sema ile ikimiz kendimize geldikten ve kısa bir konuşmadan sonra yarın ki trenin kaçta olduğunu sorup ayrıldı. Her ne kadar ısrar etsede hiçbir işe yaramadı. Yarın gidecektim.

Sude'de gelmemişti. Beklemiştim ama gelmemişti. Bir daha da aramamıştı. Gelmemesi daha iyiydi.

***

"Reyhan bir gelir misin?"

Eşyalarımı son kez kontrol ettikten sonra babannemin yanına gittim.

Elinde orta boy bir kutu vardı.

"Bu nedir?"

"Aç, bakalım."

Paketi alıp açtığımda hemen babanneme döndüm.

"Bu çok güzel! Teşekkür ederim babannecim," diyerek sarıldım. Benim için telefon almıştı. Bu benim ilk telefonumdu. Artık olması da lazımdı. Bu zamana kadar ihtiyacım çok olmamıştı ama şimdiden sonra lazım olurdu.

"Mutlaka ara tamam mı?"

"Ararım," dedim ve tekrar sarıldım.

"Geç kalacağız, hadi babanne."

Zorda olsa babannemden ayrıldım ve birlikte evden çıktık.

Hemen bir taksiye bindik. Hızlı bir şekilde tren yoluna varmamız lazımdı. On beş dakika sonra tren istasyonuna geldik.

Mert, Sema, Sude ve Berkay geldiler. Berkay Sude'nin yanından ayrılmıyordu. Niye ayrılsın ki sevgililerdi sonuçta onlar. Gelmemesi daha iyi olacaktı ama gelmişti.

Sema'ya sarıldım. Bu sefer ağlamadım, ağlamayacaktım da. Üzülmemesini söyledim. Ziyaretime gelebileceğini söyleyerek onu biraz olsun rahatlatmaya çalıştım.

Yanıma Mert gelerek, "Sana çok alışmıştım ve sen gidiyorsun," dedi. Gülümsemekle yetindim.

"Reyhan bu çocuğu hiç gözüm kesmedi. Sürekli senin yanında."

Sude'nin söylediklerine göz devirdim. Ben gidiyordum o ise böyle şeyler saçmalıyordu.

Derin bir nefes alarak "Hoşçakal," dedim. Daha fazlasını diyemedim.

O da sarılarak "Kendine dikkat et olur mu? Beni aramayı unutma, her akşam mutlaka bende ararım konuşuruz. Yatılı kızları pek iyi olmaz senin saf niyetinden yararlanmaya çalışırlar dikkat et. Yanında bende yokum kim o kızlara cevabını verecek," dedi.

Berkay "Tamam Sude sakin ol" dedi.

Bende sadece "Merak etme dikkat ederim," dedim. Daha fazla onları birlikte görmeye dayanamıyordum. Hemen gitmek istedim.

Berkay'da bana bakarak "Kendine dikkat et... İyi yolculuklar..." Dedi.

Sanki bir şey söyleyecek gibi oldu fakat söylemedi. Son kez onun o güzel yüzüne ve kahverenginin en güzel tonu olan gözlerine baktım. Gözümden bir damla aktı. Yine dayanamamıştım.

Benimki Çok FARKLI (tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin