Klişe // Sekai

20. Bölüm

Chen yanımızdan bir dakika için ayrıldığında Baek telaşla konuştu "Birisi telefonunu hacklemiş. Aramalar sahte. Ama herkimse oldukça iyi bir hacker, hiç iz bırakmamış nerdeyse ve korkarım seni tanıyor. Peşinde olduğumuz her kimse kimliğin tehlikede olabilir."
"Görevin iptalini isteyin." Chanyeol gözleriyle Chen'i göz hapsinde tutarken ortaya söyledi.
"Bu kadar kolay kaçacak değilim."
"Her kimse Sehun'u tanıyor Jongin"

Yüzüm birden ifadesizleşirken gözlerim dikkatle izlediğim mankenlerden Baek'e döndü.
"Görevin iptalini istedim. Suho birazdan dönüş yapar."

"Arabanız var mı sizi bıralabiliriz?" Chen'nin yanımıza tekrar gelmesiyle yüzümü mankenlere geri döndüm. Görevin iptalini istemiş olabilirdik ama görev henüz iptal değildi.
"Önce Sehun'la konuşmazsam içim rahat etmeyecek. Bu kadar cevapsızı olduğu hiç olmamıştı."
"Rusya'dayken de oldukça çok cevapsızı olmuştu."
Kaşlarımı çattım "Rusya'dayken mi?"
"Yani sen Rusya'dayken demek istedim. Dernekte bütün kafamızın etini yedi. Değil mi Chanwoo?"
"Jongin'e bir şey mi oldu? Öldü mü acaba? O aptal arkadaşı Baek kesin beni kandırıyor. Bu işin içinde bir şeyler var. Kafama sıkmama az kalmıştı" diye Chen'i yanıtlarken ufak kahkahalar da atıyordu Yeol. Chen de kafasını sallayarak bir kahkaha bıraktı.

Kaşlarımı çattığımı fark ettiğimde yavaşça kaşlarımı düzelttim ve Sehun'u ararken balkona doğru ilerledim. Her zamanki gibi ilk iki çalışnda açmıştı.
"Sehun-ah"
"Jongin! Niye açmıyorsun telefonlarımı" bu gün bilmem kaçıncı kez kaşlarımı çattım. Baekhyun cevapsızların sahte olduğunu söylemişti ama çaktırmadan devam ettirdim.
"Burası çok gürültülü Sehun-ah, duymamışım. Üzgünüm."
"Senin için endişeleniyorum."
"Biliyorum ama sesin niye ekolu geliyor senin? Sen nerdesin?"
"Banyodayım hayatım nerede olucam."
"Hani Luhan'la dışarı çıkmıştınız?"
"Sıkıldım ve eve döndüm. Seni bulamayınca aradım. Sen açmayınca da banyoya gireyiö dedim. Ama ne olur ne olmaz diye telefonum yanımdaydı. Ararsan açabilmek için." Bütün her şeye uyan bir hikayeydi, mantıklıydı. Tek bir ayrıntı farkla. O da cevapsız çağrıların sahte olması.
"Birazdan gelirim eve"
"Ne?!"
"Çıkıyorum diyorum. Sıkıldım ve yeterince çıplak kadın gördüm."
"Ne demek yeterince çıplak kadın gördüm? Sen kime bakıyorsun orada Jongin?"
"İşimi yapıyorum hayatım."
"Akşam yatağa geleyim sakın deme"
"Ama Sehun-ah~"
"Bana aigoo yapma"
"İşe yarıyor mu?"
"Evet"
"Hunnie~ benim kalbim senden başkasını görmüyor ki"
"Bu akşam kanapede yatıyorsun aşkım. Hadi öpüyorum."
"Çok kötüsün"
"Ben de seni seviyorum."
"Evde görüşürüz."
"Görüşürüz."

Telefonu kapatıp diğerlerinin arasına geri döndüm. Sohbetin ortasından daldığım için Chen'nin anlattığı şeyin ne olduğunu anlamadım. Yanına varır varmaz Baek sol tarafıma bir dirsek attı "Sehun'la barda tanıştığınızdan neden hiç bahsetmedin?"
Gözlerim Chen'le buluştuğunda omuzlarını silkti.
"Çok da önemli bir şey değildi."
"Nasıl değildi? Sehun'nun ayakkabılarına kusmuşsun"
Gözlerimi kocaman açarak Chen'e baktım "Sen!? Nasıl?!" Bu, o gün orada olanlar dışında kimsenin bilmediği bir şeydi.
Yüzündeki sevimli gülümsemeyle içkisinden bir yudum aldı "O kadar sarhoştun ki hatırlamıyorsun. O gün ben de oradaydım."
"Ama Sehun sadece Luhan, o, Minseok ve Min'nin sevgilisinin orada olduğunu söylemişti."
"Min'nin eski sevgilisi" diye düzeltti beni Chen ve çok kısa bir duraklamadan sonra devam etti "Hadi gelin size nereye kustuğunu da göstereyim."
"Ahh, evet! Zaten sıkılmıştım burada."
"İç çamaşırı mankenleriyle dolu bir defilede mi? Oldukça ilginç bir heteroseksüelsin Baekhyunsshi~"

"Sizinle barda buluşuruz. Benim arabamla gelmiştik." Baek kolumdan tutup beni dışarı doğru çekiştirirken arkamızda bize gülümseyen iki adam bırakmıştık.

Dışarı çıktığımızda Vale hemen arabamızı getirmişti. Kimse defilenin ortasında ayrılmadığı için sıra beklememiz gerekmemişti. "Suho görevi iptal etti sanırım."
"Evet"
"Baek?"
"Hmmm?"
Homoseksüel olmak kötü bir şey değil"