Eve giden yol oldukça sessiz geçmişti. Baekhyun'la birlikte arazi aracımıza kadar yürümüştük. Baekhyun yolu kendi bulabileceğini iddia edip Tao'yla yarım saat tartıştıktan sonra tabi. Bakın abartmıyorum gerçekten yarım saat tartışmışlardı. Bu süre boyunca bahçe kapısından Chanyeol'la bakışmıştık. Chan bir ajan olmasaydı ve bir yerde kalabileceği bir mesleği olsaydı evine bir köpek almak istediğini söylerdi hep. Nerede bir hayvan görse koşup dibinde biterdi. Çatışmada bir sürü insan öldürmüşlüğü vardı ama hasta kedinin ölümünü izleyemezdi. Bir ara karargahtaki odasına sürekli sokaktan hayvan getiriyordu. Malesef Suho'nun alerjisi olduğu için çabuk yakalanıyordu. Bütün bu hayvan sevgisine rağmen o devasa kurtla nasıl oynayabildiğini anlamıyordum. Kurtun boyu nerdeyse onunkiyle birdi. Chanyeol da 1.85 boyunda dev yavrusundan hallice biri olmasaydı bu kadar korkmazdım belki. Ama öyleydi işte köpek devasaydı, bir dişi kolum kadardı ama bunlar Chanyeol'un hayvanı kucaklamasına engel olmamıştı.
Kafamı hala süren tartışmaya çevirdiğimde garip bir ifadeyle beni izleyen Sehun'la karşılaşmıştım. Beklemediğim bir şey olduğu için hafif irkilmiştim ama bunu belli etmemeye çalıştım. Gözlerimiz buluşur buluşmaz Sehun kaşlarını çatmıştı. O hep kıskanç bir partner olmuştu bana karşı. Yanımda uçan sinek bile batardı ona. Yanımda görmeye izin verdiği tek kişi Baek'ti sanırım. Daha önce Chan'le hiç tanışmamışlardı. Ama Baekhyun'la sürekli bahsederdik yani onu kıskanmış olamazdı.
Neyse konuya geri dönersek eğer tam Baek'in peşinden arabaya binecektim ki Sehun beni durdurmuştu. "Sen benimle geliyorsun. Tao Baek'in sağsağlim burdan çıkmasına yardım eder" yol boyunca hiçbir şey söylememişti. Tao ve Baek'in sesi dışında ormanda ses duyulmuyordu.
Önce kolumdaki elinde sonra yüzüne baktım. Dudaklarımdan kaçan kahkaha ormanda yankılanırken Sehun ciddi ifadesini korumaya devam etti. "Saçmalama Tao, olsa olsa Baek'i bir yerde öldürüp leşini bu ormana saklar. O olmazsa Baek onu öldürüp leşini bu ormanda saklar."
"İkisi de koskoca adamlar eminim bir şey olmaz."
"Saçmalama istersen. Biri hükümet ajanı diğeri mafya liderinin sağ kolu. Kimi kandırıyorsun?"
"Kusura bakma biran için sıradan bir arkadaş grubu olduğumuzu düşündüm."
"Ama değiliz"
Son sözümden sonra ortama ufak bir sessizlik çöksede uzun sürmedi. "Yine de benimle geliyorsun. Tao da Baekhyun'la gidiyor. İçlerinden biri ölürse kader deriz.
Sadece gözlerimi devirip kolumu kurtardım. Cebimden anahtarı çıkarıp Baekhyun'a uzattım.
"Sorun olmayacak. Sanırım onu öldürmeden şehre kadar gidebilirim" Baek her zamanki sıcak gülümsemelerinden biriyle anahtarı aldı ve arabanın sürücü koltuğuna doğru yürüdü.
O arabaya bindikten sonra Tao Sehun'a umutsuz bir bakış attı ve arabanın ön koltuğuna yerleşti. İtiraz etmemesi beni oldukça şaşırtsa da kıyamet kopacaktı sanırım onlarda bunu hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Klişe // Sekai
Fanfiction"Ateşle oynuyorsun Jongin. Çok fena yanacaksın" "Zaten yanıyorum görmüyor musun?" "Sen yandığını sanıyorsun." Luhan yarım saatlik görüşme boyunca ilk defa konuşmuştu. "Sehun gerçeği öğrendiğinde alnında 35 kalibrelik bir delik için yalvaracaksın KİM...