Ölüm mü daha acıydı? Yoksa geride kalanların intikamı mı?
Sevmek mi zordu? Sevdiğin kişinin tüm bu oyunu başlatan kişi olması mı?
Seçmek mi kolaydı? Seçeceğin bir şeyin kalmaması mı?
Hayatı oyun üzerine kurulu bir genç kız düşünün. Normal bir hayat isteyen ama asla bir hayata sahip olamayan bir kız... Sevdiklerini korumak için ne kadar ileriye gidebilir?
Ceza veya ölüm arasında kalmış bir ruh düşünün. Öldürmek hiç bu kadar kolay olmamıştı. Gülümsemek hiç bu kadar acılı olmamıştı. Sevmek ise hiç bu kadar sakıncalı...
Rus ruleti oyununa kapılmış hayatlar. Hayatların içinde saklı gerçekler. Gerçeklerin içinde boğulan küçük bir kız.
Bir oyunu oynamak ne kadar zor olabilirdi ki? Oyunun ucundaki ödül, çıkmazlarında kaybolduğu hayatı ise... Ya kurtarmaya çalıştığı yaralı ruhu!
Babasının yaptığı hataların bedellerini canları ile ödeyen kayıp ruhlar.
Mavi olmayı düşleyen kapkara bir ruh; karanlığı korumaya çalışan bir katil düşleyin. Açtığı yaraları sarmaya çalışan bir gece...
Geceden korkan ama her defasında kendini onun yanında bulan Lara. Kendini bu çıkmazdan nasıl kurtaracak? Oyunun iplerini eline alabilecek mi? Kaybetmekten korkan bir kız, kaybedeceği herhangi bir şeyi olmadığında neler yapabilir?
İntikam için ellerini kana bulamış bir oyun kurucusu. Oyun arkadaşına ne süprizler hazırlamış olabilir?
"Küçük bir çocukken hayatın ne olduğunu sormuştum. Bana, onun anılarımız ve hatalarımızın sonucu olduğu söylenmişti. Büyüyünce hayatımın içine ölüm girdi. Farkettim ki hatalarım ölüm kokuyordu!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyun Arkadaşım
RandomÖlüm... Her oyunu başlatabilecek bir eylem midir? Korku... Kabulleniş nedeni midir? Aşk... Tüm bunlara değecek bir his midir? Bu üç faktör hayatımı çepeçevre sarmıştı. Hayatım çıkmaz bir sokağın ucundaki duvar gibi umutsuzluklarla doluydu. Peki bu...
