Hayatımızda verdiğimiz kararların gelecekteki etkisini tahmin edebilmek zordur. Biz önemsiz bir karar verdiğimizi düşünürken gelecekteki etkisi çok büyük olabilir.
Söylediğimiz sözlerin, kırdığımız kalplerin de öyle.
♠ ♠ ♠ ♠ ♠ ♠ ♠ ♠ ♠ ♠ ♠ ♠ ♠ ♠ ♠
[...
''Papatya, amma uyudun sen de. Kalkacak mısın artık?''
''Biraz daha.''
''Olmaz. Kalk.''
''Lütfen?''
Beni omzuna aldığında çığlık attım. Tanrım, neden bu kadar inatçıydı ki?
''Tamam, bırak beni! Chris!''
Beni yere indirdiğinde sırıtıyordu. ''Bakıyorum da uyanmışsın güzelim. Sabah öpücüğü yok mu?''
''Sabah yumruğu ister misin? Ben gidip kahvaltı edeceğim. İstersen gelebilirsin.''
''Sabahları çok asabi oluyorsun. Asabi olunca da ayrı bir güzelsin.''
''Bu iltifatların sebebi nedir? Yine bir şey mi kırdın?''
''Sana iltifat ettikten sonra kızarmanı özledim.'' Burnumun ucunu öptü. ''Çok saçma bir nedenden dolayı ayrı kaldık.''
''Haklısın.'' Önceki akşam Vilde bana gelmişti ve bütün gece konuşmuş ve ağlamıştık. Sanırım ikimiz de ağlamayı çok seviyorduk.
''Ama şu an çok açım. O yüzden seni mutfağa alalım.''
''Neden ben? Kahvaltıyı sen hazırlayabilirsin.''
''Zehirlenmek istiyorsan kabul.'' Sırtımdan beni kapıya doğru itti. ''Haydi yukarı çıkalım da bir şeyler hazırla. Aç olduğum konusunda ciddiyim.''
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
Büfeden kokteyl alıp insanlara baktım.' Yaza Merhaba Partisi' bütün okulu küçük bir alana toplamıştı. Üçüncü sınıfların da tek amacı gitmeden bir iki kız götürmekti.
Belime sarılan elle gülümsedim. ''Hava çok sıcak Penetrator. Biraz mesafe bırakabilir miyiz?''
''Olmaz.'' Beni daha çok kendine çekti. ''Moralim bozuk ve her zamanki gibi bir tek sen düzeltebilirsin Papatya.''
Ellerimi yüzüne yerleştirdim. Tanrım, nasıl yüzü bu kadar kusursuz olabiliyordu? Hafifçe burnuna vurdum. ''Anlat. Ne oldu?''
''Agata gidiyor.''
''Gidiyor mu? Nereye?''
''Üniversiteyi Fransa'da okuma kararı almış. Orada güzel sanatlar okuyacağım diye tutturdu. Ne diyeyim, umarım kalacağı yeri fareler basar da tekrar Norveç'e döner.''
''Onu bu kadar çok mu seviyorsun?''
''Onu hep kuzenden çok kız kardeşim olarak gördüm. Fransa'ya giderse büyük ihtimal oraya taşınır ve bir daha geri dönmez. Babasıyla da kalmaz. Andy de onunla gidiyormuş. O çocuğu da çok sevmiyorum da neyse.''
Kahkaha attım. Kaşlarını çatmış bana bakıyordu. ''Neye gülüyorsun acaba Papatya?''
''Bu kadar kıskanç olmana gülüyorum, sevgilim. Sen de üniversiteye gideceksin ve benim senin okuluna her gün gelmem gerekecek.''
