Bölümün başında uyarmak istiyorum. +18 sahneler mevcut. Rahatsız olan okuyucuların geçmesini rica ediyorum. Keyifli okumalar! ❤🔥
Hilal kuruttuğu çiçeği kitabın arasına geri koydu, yataktan kalkıp aynada kendini süzdü. Sabah erkenden kalkmış, heyecanla hazırlanmaya başlamıştı. Leon'un götüreceği yeri o kadar merak ediyordu ki bütün gece hayal kurmuştu. Nereye götüreceği önemli değildi aslında yan yana oldukları sürece her yere giderdi. Heyecanını biraz dindirmek için kitap okumanın iyi olacağını düşünmüştü. Hangi sayfada kaldığını çoğu zaman unutmazdı lakin sayfaların arasında çiçek kurutmayı çok severdi. Kahvaltı masasına yardım etmeye karar verip aşağı indi. Son basamağı indiği anda kapı çaldı. Annesi mutfaktan çıkıp kapıyı açtığında Leon'u görmeyi beklemiyordu. Leon ise karşısında Azize Hanım'ı görmesiyle afallamıştı.
"Merhaba Azize Hanım."
"Merhaba Leon."
Leon içeriye bakınca merdivende kendisine şaşkınlıkla bakan Hilal'i gördü.
"Hayırlı sabahlar Küçük Hanım."
Leon onun nasıl kasıldığını görebiliyordu. Sabah sürpriz yapacağı yere gitmiş, beraber aldıkları kıyafetlerinden ve kendi kıyafetlerinden bavul hazırlamış, son eksiklikleri tamamlamıştı. Zamanın geçtiğini düşünmüştü. Evinin olduğu sokağa girince kendisini durduramamış, kapıya dayanmıştı.
"Ben Hilal'e bir şey soracaktım."
Azize Hanım kendisini süzdü.
"Bu saatte sorulacak kadar önemli olan şey nedir?"
Leon tekrar Hilal'e baktı. Hilal elini sallıyor, ona git diyordu. Demek daha izin almamıştı.
"Dün matbaada bir aksilik çıkmış, beni aramışlar lakin bulamamışlar."
Hilal elini indirdi. Annesi kendisine bakınca gülümsemeye çalıştı. Basamağı inip kapıya doğru yürüdü.
"Doğru söylüyor anne lakin sorunun tam olarak ne olduğunu ben de bilmiyorum."
Leon'a baktı. İster istemez ikisi de gülümsemeye başlamıştı.
"Handan'a sorarsanız size yardım edecektir."
Hilal vurgulayarak söylemişti Handan'ı. Leon o sokakta beklemesi gerektiğini anlayıp başını salladı. İkisi de birbirlerinin gözlerine bakarken aynı zamanda sarılma arzularını bastırmaya çalışıyorlardı. Annesi öksürünce Hilal başını çevirip ona baktı.
"Öyleyse siz Handan'a gidin."
Bu sefer Hilal öksürdü. Annesinin Leon'u böyle kovmasını beklemiyordu. Leon tebessüm edip tuttuğu şapkasını taktı.
"Pekâlâ, iyi günler."
Hilal'e son bir bakış atıp yürümeye başladı. Hilal arkasından bakarken gülümsedi, kapıyı kapattı. Annesi yanından geçip mutfağa gitmişti. Elini hızlanan kalbinin üzerine koydu. Kapıya kadar gelmesini hiç beklemiyordu. Mutfağa gidip kahvaltılıkları çıkaran annesine yardım etmeye başladı. Bir yandan nasıl izin isteyeceğini düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saye
Fanfiction1923 yılında imzalanan Lozan antlaşması yüzünden Selanik'ten göç etmek zorunda kalan Hilal ve Üsteğmenliğe yeni atanan Leon'un şans eseri karşılaşması sonucunda gelişen olaylar ikisini de birbirine bağlar. Basit bir tren yolculuğu sonrasında Leon'a...