Bu bölüm olayı anlamanız açısından en önemli bölüm. İki hafta önceki halleri.Birde şarkı Jungkook'a birebir uyuyor. Dinlemenizi öneririm.
"Jungkook, bize gelsene. Annemler iş yemeği için dışarı çıktılar."
Taehyung bir elinde telefon diğer elinde de ironman baskılı tişörtü tutuyordu.
"İyi madem, oradayım 10 dakikaya."
İki gençte telefonu kapatıp görüşmek için hazırlanmaya başladılar. Taehyung bu akşam için oldukça heyecanlıydı. Uzun zamandır farkındaydı hislerinin. Onun için nedensizce endişelenmesi, onu gördüğünde heyecanlanması da bunun kanıtıydı.
Elindeki tişörtü Jungkook'a uzun zamandır hediye etmek iste de bir türlü verememişti. Şimdiyse birlikte milyon kez izledikleri en sevdikleri film olan ironman'i izleyip, birlikte eğleneceklerdi. Bu bile Taehyung için yaşam sebebiydi.
Çok geçmeden kapı çaldı. Birbirlerini gördükleri an gülüp, uzun zamandır kullandıkları el hareketleriyle selamlaştılar. Onların özel işaretleriydi bu. Seni seviyorum=Sana söz veriyorum.
Birlikte salona geçer geçmez Jungkook "Tae, ben açım." diye bağırdı. Taehyung'sa bunu bildiği için çoktan mutfağa doğru yol almıştı. "Ramen yapayım mı?"
"Olur."
O sırada Jungkook'un gözüne ironman filminin CD'si takıldı. "Taehyung, ben bile sıkıldım hani şu filmden. Bugün başka bir şey mi izlesek?"
Taehyung'sa şaşırarak "Sen? Ironman? Sıkılmak?" diye sordu. Aslında Taehyung'un en sevdiği film Not Defteri idi. Ironman güzel olsa da sadece Jungkook için milyon kez izlediği doğruydu.
Jungkook diğer filmlere göz gezdirdi. "Bugün Not defterini izleyelim mi?"
Taehyung şaşırmıştı. Çünkü en sevdiği filmi Jungkook'un bilmediğinden emindi. Onunda böyle bir filmden hoşlanması ona karşı olan hislerini daha da arttırmıştı sanki.
"İzleyelim." Birkaç dakika sonra ramenler de hazırdı.
Filmden önce hızlıca yemeye başladılar. Taehyung emin olmak istercesine "Kook, yoksa benim için mi istedin Not defterini izlemeyi?" diye sordu.
Jungkook'sa dudaklarını büzüp "Neden öyle bir şey yapayım?"dedi.
"Bilmem, belki de Ironman'den falan sıkıldığımı düşünmüşsündür."
"Sıkıldın mı?"
Taehyung kafasını hızlıca sağa sola salladı. "Hayır! Sadece... İstersen yine izleriz Ironman'i."
Jungkook uzunca sessiz kalıp gülümseyerek ramenini yiyen Taehyung'unu izledi.
"Tae, bugün senin en sevdiğin filmi izleyelim. Benim için ironman'i seviyormuş gibi yapmana gerek yok."
Taehyung bunu duyunca dudaklarını büzdü. Yanakları hiç olmadığı kadar kırmızı ve ramen yediği için tombuldu.
Jungkook'sa hiç düşünmeden istemsizce bir öpücük kondurdu tatlı olduğunu düşündüğü Taehyung'un yanağına.
İkiside şaşkındı. Jungkook bunu neden yaptığını sorgulayarak kendiyle çelişirken, Taehyung'un kalbi yerinden çıkacakmışçasına atıyordu. Ölüm sessizliğinde tek duyulan sesti onun kalbinin sesi. Birkaç saniye öylece bakıştılar. Taehyung dayanamayarak elini Jungkook'un ensesindeki saçlara koydu. Şuan ölesiye onun çenesinin altına dokunmak, gıdıklamak istiyordu. Ah, birde uzun zamandır istediği bir şey vardı. Onu öpmek.
"Kook..."
Taeyung yavaşça Jungkook'a yaklaşırken Jungkook kalbine söz geçirememenin hissini ilk defa tadıyordu. Elleri terlemişti. Parmak uçları neden karıncalanıyordu ki? Peki, dudaklarının onu öpmek için böylesine titremesine ne demeliydi?
"Taehyung, ramenler soğumadan yiyelim hadi." Durumu kurtarmak için nefes nefese konuştu. "Annemler erken gelmemi söyledi." Jungkook kendini o kadar garip hissediyordu ki. Bu hissin ne olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Tek bildiği bunun yanlış olduğuydu. O kızlardan hoşlanıyordu. Sadece şaşırmıştı o kadar. O kadar...
İkisi de uzun süre konuşmadılar. Filmi izlerken bile sessizce ayrı koltuklarda oturdular. Jungkook önemsemediğini anlatmak istediği için telefonuyla oyun bile oynamıştı. Oysa bunun Taehyung'u ne kadar kırdığından haberi yoktu. Taehyung ironman baskılı tişörtü yine verememenin üzüntüsü ve bugün yaşadıklarının şokuyla tüm gece ağladı. Jungkook'sa kendine kızlardan hoşlandığını kanıtlamak adına Jieun'la mesajlaşmaya başlamıştı.
*