Dudaklarımdaki baskı azaldığında gözümü suyun içinde açtım. Bir dakikaya yakındır suyun içindeydik, sanırım baygındı.
Korkuyla suyun üstüne çektim bizi, bedeni kukla gibi sürüklediğim yere gelirken kalbim çarpıntıdan duracaktı sanki.
Zorlukla bedenimi yukarı ittim. Etraftaki birkaç kişi Even'i sudan çıkarırken nefesini kontrol ettim, nefes, almıyordu...
~~
Bir kaç saattir beklediğim hastane odasına kısa süre sonra Even'in annesi gelmişti. Stresten ölecek bir şekilde kenarda bekliyordum, ona bir şey olursa kendimi kaybederdim. Hayatımda tutunduğum tek dal da kırılırsa, yere çakılmam kaçınılmazdı.
Doktor nihayet geldi, yüzündeki sıkıntılı ifade, vücudumun her yerine kramplar sokuyordu.
"Hastaneye geldiğinde kalbi durmuştu, zor oldu ama çalıştırmayı başardık. Şuan makine sayesinde çalışıyor. En kısa sürede kalp nakli yapılması gerekiyor. Şimdilik diğer hastanelerle iletişime geçtik. Gelişmeleri haberdar ederiz." Beynime saplanan acı dayanılmaz noktaya geldiğinde camın diğer tarafından soluk yüzünü inceledim.
O benim içimdeki yangını söndüren suydu, can suyumdu. Gözlerinin mavisi ruhuma akardı ve orada küçük bir gölet oluştururdu.
Kahve içtiğim bir günü hatırladım. Dışarı camda nefesiyle buğu oluşturmuştu, üzerine ise kalp içinde İ harfi çizmişti.
Kollarına atladığım an dudaklarıma yapışmıştı ve günün geri kalanını uyuyarak geçirmiştik.
Benim onda olan değerimi anlatan bir resim çizmişti. Dolabıma yapıştırdığım resimi hatırladım.
O bende açtığı yarayı tek başına kapatandı, kurumuş yapraklarımı yeşilleyendi, nefesimdi.
Kalp nakli gerekiyordu, nasıl bulunur, nasıl edilir bilmiyordum.
Annesi yaşlı mavi gözlerini bana dikti, gözlerini annesinden almıştı.
"Sen neyi oluyorsun?" Kafamı eğdim ve gözlerimi kırptım. Kızarıklığını saklamaya çalışıyordum.
"Ben, ben hiçbir şeyi değilim." dedim ayaklanırken. "Kısa süre sonra uyanacaktır, eminim, ona benden selam söyleyin."
Hastane koridorlarını hızla terkettim.
![](https://img.wattpad.com/cover/155370454-288-k222819.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
soft love: evak |tamamlandı.
Fanfic"Sana verebileceğim pek bir şey yok," dedim. Arkasından boğazımdaki yumruyu yok etmek için yutkundum, yani en azından yutkunmaya çalıştım. "Benim bedenim kirli, ruhum, zihnim kirli. Tek bir yer temiz." Elini tutup kalbime götürdüm, kaşlarını çatara...