bu gün iş görüşmem vardı o yüzden iyi ve ciddi giyinmem gerekiyordu nerdeyse hiç param kalmamıştı bu yüzden paraya ihtiyacım vardı ve okulumu dondurmak zorunda kaldım iş için siyah yüksel bel pantolon ve askılı badi giyindim üstüme çizgili siyah ceketimide giyinip odadan çıktım telefonumu cvi mi alıp evden çıktm bi taksi çağırıp gelmesini bekledim. Taksi geldiğinde binip gidiceğim yerin adresini verdim yaklaşık on beş,yirmi dakika içersinde iş yerine vardık taksiciye teşekkür edip arabadan indim şirketti süzdüm kocaman harflerle ''ROLLAS'' yazıyordu içeriye emin adımlarla ilerledim ve lobideki kadına yaklaşıp konuştum ''merhaba ben hera amine iş görüşmesi için gelmiştim'' kadın gülümseyerek cevap verdi ''yirmi dördüncü katta aren beyin odası hanımefendi.'' bende tebessüm ettim. Asansöre binip yirmi dördüncü kata bastım ve çıkmasını bekledim... asansör durunca ilerde tam karşımda olan odaya ilerledim ''Aren rollas'' yazıyordu kapıyı iki kez çaldıktan sonra içeriden kalın tok bir ses ''gel.'' deyince içeri geçtim ve cvi mi masaya bıraktım geri çekilip konuşmaya başladım. ''Ben hera amine 21 yaşındayım ve ingilizce, fransızca ,ispanyolca olmak üzere 3 dil biliyorum.'' deyip sustum aren bey konuşmaya başladı ''tecrüben yok cvinde yazmıyor ayrıca neden bu iş okulunu dondurma sebebin?'' aren beyin söylediklerini dinledikten sonra ben konuşmaya başladım. ''Bu işe ihtiyacım var işe başladığım için okulumu doğal olarak dondurdum aren bey.'' aren bey anladım dercesine kafasını salladı bir süre daha cvimi inceledikten sonra bakışlarını benim üzerimde gezdirdi ''işe alındınız hera hanım yarın saat yedide şirkette ol ve ben gelir gelmez kahvemi masada görmek istiyorum geri kalanını saa ayşegül anlatır yarın.'' işe alındığım için gülümsedim ''teşekkür ederim aren bey'' aren bey hiçbir tepki vermeyip sadece kafasını salladı ''çıkabilirsiniz hera hanım.'' bende odasından çıktım asansöre binicekken arkamdan gelen ayak sesleriyle kafamı çevirip baktım ''merhaba ben ayşegül aren bey size herşeyi anlatmamı söyledi istersen karşıda ki cafede oturup konuşabiliriz hem tanışmış oluruz?'' şaşkınca adının ayşegül olduğunu öğrendiğim kıza baktım böyle samimi olması beni şaşırtmıştı bende gülümsedim ''aa şey tabi olur.'' beraber aşağı inmiştik karşıdaki cafeye oturduk ayşegülle uzun uzun konuştuk gülmeye başladım gerçekten de komik bir kızdı ''biliyo musun hera daha aren beye dayanan görmedim işe giren bir haftada istifa ediyor o derece yani.'' kaşlarımı kaldırdım ''neden ki?'' ayşegül de güldü tekrar konuşmaya başladı ''çok fazla emir verir anında istediği olsun ister ve çok fazla sinirli biridir bu yüzden kimse dayanamıyor anlıycağın.'' deyince güldüm ''ben dayanırım merak etme hem daha kötü ne olabilir ki zaten fazlasıyla ihtiyacım var bu işe.'' ''peki heracım geçte oldu artık kalkalım.'' deyince kafamı tamam anlamında salladım ordan kalkınca beraber yürümeye başladık ayşegül konuşmaya başladı. ''içimden bi ses seninle çok iyi anlaşıcağımızı söylüyor.'' deyince gülümsedim '' sanırım içimdeki ses aynısını banada diyor.'' gülümsedim beraber evmin önüne gelince gülümseyerek el salladım ''görüşürüz ayşegül.''ayşegülde gülümseyip el salladı yoluna devam etti. Bende eve geçip koltuğa uzandım derin nefes aldım keşke ailemde yanımda olabilseydi herşey belki daha da güzel olabilirdi. Gözlerimin kapanmasına izin verdim ve uykuya daladım... Sabah gözlerimi araladım saat daha 6:00 bir saatim vardı hazırlanmam için odaya geçip dolaptan giyiceklerimi çıkarttım. Mavi bir yüskel bel pantolon beyaz bluz krem rengi uzun hırka ve gene krem rengi stilettolarımı giyinip evden çıktım v şirkete doğru ilerledim hava güzeldi ve yürüyerek gittmek istedim şirkette gelince asansöre bindim ve 24.kata gelince ordaki birilerine mutfağı sordum bulunca mutfağa girdim kahve makinesine kahveyi ve suyu ekledim nasıl içtiğini söylememişti aren bey fakat ben sade içtiğini düşündüm kahveyi hazırlayıp aren beyin kapısını çaldım tam vaktinde gelmiştim ki saat 7:00'dı masasına kahveyi bırakıp geri çekildim aren bey kahveden bir yudum aldı ve aldığı gibi bardağı yere attı kaşlarımı çatıp kırılan bardak parçalarına baktım tamam beğenmemiş olabilirdi ama yere atması gerekmezdi!! sonra aren beyin sesini duydum ''Sana sade içtiğimi de kim söyledi!'' sesini yükseltmişti bende arkasından hemen cevap verdim ''bana kahvenizi sade içmediğinizide söylemediniz aren bey.'' aren bey kaşlarını çatıp cevap verdi ''bana laf yetiştireceğini çıkıp kahvemi tekrar yap ve temizlilçilerden birine burayı temizlemesini söyle.'' ve arkasından ekledi ''orta şekerli olsun kahvem.'' deyince odadan çıktım bir insanda normal olmaz mı bardağı yere atmasına ve kırmasına ne gerek vardı ki anlamıyorum.. ben içimden söylenirken karşıma ayşegülün çıkmasıyla hafif geriledim ''ay sen miydin'' ayşegül güldü ''hıhım bendim canım'' ayşegülle mutfağa geçtik kahveyi yaparken bir yandanda aren beyin yaptığını anlatıyordum ''ben dedim sana dayanan yok aren beye doğru dürüst.'' güldüm ''bende inadına dayanırım hem ihtacım var paraya yapmalıyım.'' ayşegül kafasını anladım dercesine salladı bende gülümsedim kahvemi elime alıp aren beyin odasına ilerledim kapıyı çalıp içeri girdim aren beyin sert sesini duydum ''ben size gir dediğimi hatırlamıyorum hera hanım.'' içimden sabır diledim ''kusura bakmayın aren bey bir daha olmayacak böyle bir şey'' aren beye kahvesini verdim o da içmeye başladı yüzünde hiçbir mimik oynamıyordu ''çıkabilirsiniz hera hanım ayşegülü bulun size yapılcakları anlatsınz'' odadan çıkıp ayşegülün yanına gittim oda gülümseyip benle benim için olan odaya geçtik bana yapıcağım her şeyi tek tek anlattı bende gülümsedim ''ya teşekkür ederim ayşegül anladım gibi zamanla tamamen kavrarım zaten'' ayşegüldegülümsedi ''aynen canım benim yerimi biliyosun zaten bi sorun olursa çağırırsın.'' bende ''tamam ayşegül tekrardan teşekkürler.'' oda çıkınca direk başkası girdi ve masamın üstüne 20,30 yakın dosya koyuldu gözlerimi şaşkınlıkla açtım ''bunlarda ne?'' adam bana bakıp ''aren bey hepsi bilgiseyara geçilecek ve e-maile ona atılacakmış ve hepsi bügün biticek'' cidden ilk günden bile... hemen bittmesi için işe koyuldum ama hepsi uzun olduğundan daha 5 tanesini bitirmiştim ve saat 20:00 olmuştu çoktan diğer dosyalarada geçmeye başladım başım şimdiden ağrımaya başlamıştı bile bir yandan yaptıklarımı e-maille aren beyede atıyordum yorgunluktan gözlerimi kapatmıştım çünkü artık kollarımda derman kalmamıştı en son kapı açılma sesi ve ayak sesleri duymuştum ama yorgunluğumdan bakamadım bile..
Uzun aradan sonra 1.bölümü düzenleyebildim diğer bölümleride yazmaya başlıyorum artık yazabildiğim kadar uzun yazmaya çalışıcam oy ve beğenileriniz için teşekkürler şimdiden..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERSERİ PATRONUM.
ChickLitAdam sorar, kaçınız çıplaklığınıza güvenmek yerine karakterine güvenecek kadar kadındınız? Kadın cevap verir, kaçınız çıplak bedeni sahiplenmek yerine üstünü örtecek kadar adamdınız. Not: kitap kapağı bana aittir.