2.Bölüm: MELEZ

60 5 2
                                        

Gözlerimi odadaki gürültüyle açtım. Betty yatağında yoktu ve yorganı, yastığı yere düşmüştü. Betty'nin birkaç adam tarafından kapıdan çıkarıldığını görünce ayağa kalktım ve yanına doğru hızlıca geldim.

O kadın da buradaydı, sinirli gözlerle Betty'e bakıyordu. O sırada koridorda götürülen çocuk dikkatimi çekti, kolunda -ne olduğunu anlayamasam da- bir doğum lekesi vardı. Açık kahverengi saçları alnına dökülüyordu, gözleri çok koyu bir yeşildi ama çok güzel görünüyordu.

Betty dışarı çıkarılırken refleks olarak kolunu tuttum. "Betty, ne oluyor ?" Diğerlerine sormak yerine Betty'i tercih etmiştim. "Ben," Konuşmaya devam etmesine izin verilmeden diğer kolundan çekildi ve çocukla birlikte götürüldü.

Kapıdan dışarı adım atsam da iri yarı bir adam beni içeri doğru itekledi ve hemen kapıyı kapattı. Kilit sesi duyulurken kapıya en sert yumruklarımdan birini geçirdim. Odada, kapıya attığım tekmeler ve yumruklarımın sesi yankılanırken her geçen saniye biraz daha yoruldum.

Ne kadar devam ettim bilmiyorum ama yorulduğumda kapının önüne oturdum. Dizlerimi kendime çekerken, sırtımı da kapıya yasladım. Biraz sonra ilk iş günüme başlayacağım umurumda değildi. Betty'e ne oldu onu öğrenmek istiyordum, sadece.

Koridorda yankılanan adım seslerinden dolayı ayağa kalktım ve yatağıma tekrar yattım. Görevli gelip beni uyandırdığında yeni uyanıyormuş numarası yaptım. Kalkıp kendi yatağımı ve Betty'nin yatağını topladım. Üzerime de uyumlu bir şeyler geçirdikten sonra hazırdım.

Saçlarıma hiç önem vermeden taradım ve beni kahvaltıya götürmek içi gelen görevliyi takip ettim. Yemekhaneye geldiğimizde Sam'i bulup yanına oturdum. Biriyle konuşmak iyi gelebilirdi, yani öyle umuyordum.

"Merhaba," sevimli bir şekilde mırıldandığında gülümsedim. "Selam," o da gülümserken cevap verdi. "Betty nerede ?" Gülümsememi bozmadan cevap vermeye çalıştım. "O, aslında," Elimi gergince saçlarımın arasından getirdim.

"Bugün uyandığımda onu götürüyorlardı," Gözlerinden şaşkınlık okunurken devam ettim. "Neden olduğunu bilmiyorum ama onu," Devam etmedim ve bakışlarımı masaya indirdim. Onu cezaya götürdüklerini biliyordum, baika bir nedeni olamazdı.

"Cezaya mı götürdüler ? Ama, ama niye ? O çok iyi birisiydi." Bakışlarımı masadan ayırmadım. Evet, sahiden de Betty iyi biriydi, ceza alacak biri gibi değildi. "Senin gecen nasıldı?" Omuz silkti. "Her zamanki gibiydi, sıkıcı."

Başımı salladım ve tabletimi ağzıma attım. Süremiz bitiyordu. Sam'de beni izleyerek aynıını yaptı. "Seni seviyorum," gülümseyerek söyledi bu sözleri, ben de gülümsedim. "Ben de seni çok seviyorum, Sam." Sözlerine devam etti.

"Eğer götürülen sen olsaydın ne yapardım bilmiyorum, ben," devam etmesine izi vermeden sözünü kestim. Sam'i yalnız bıraktığımı düşünemiyordum bile. "Şşş, böyle söyleme Sam. Biliyorsun, böyle bir şeyin olması için hiçbir sebep yok." Beni onaylarken başka tarafa bakıyordu.

"Hadi şimdi gidelim tamam mı ?" Süre doldu sayılırdı. Beni tekrar onayladı ve ayağa kalktık. Ayrılmadan önce gülümseyerek mırıldandı. "İlk gününde başarılar!" Ben de ona gülümsedim ve izlemem gereken kişiyi takip ettim.

Beni bir bölüme getirdi, sanırım tasarıma gelmiştik şu an. "Burası senin bölümlerinden birisi, tasarım. Birgün tasarım, birgün terzilik olarak yapıldı programın." Ben, bakkşlarımla içeriyi tararken hiç içten olmayan bir şekilde başarılar diledi ve gitti.

İçeri girdiğimde birkaç göz bana dönse de bu çok uzun sürmedi, boş yerlerden birine oturdum. Burada tekli masalar vardı, herbirinin üzerinde boya kalemleri ve bir defter bulunuyordu. Umarım bu masanın sahibi yoktu, çizim defterinin içine baktığımda boş olduğunu gördüm. Yeni olduğuna göre, kimsenin değildi.

FARKLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin