Hikaye, sana ithafen bebeğim; EceeC_BDL
Rica etsem okumaya başlayan herkes şimdiden oy verebilir mi? Bölüm sonunda beğenmezseniz geri çekersiniz, hm?Çünkü okunma sayısıyla oy sayısı arasında keskin fark var ve bu durum hikayeyi yazmaya devam edip etmemek gerektiği konusunda kararsız kalmama neden oluyor. Satır arası yorumlarınızı da eksik etmeyin lütfen! :3
🥀
Duygularımı idare edebildiğim konusunda kendime olan akıl almaz güvenimin sarsıldığı birkaç saat içerisinde bütün yaşam enerjisi çekilmiş kukla gibi hissediyordum kendimi. Hasta ruhlu biriydim, bunu aklım bir şeyleri algılamaya başladığından farkındaydım ve bu yüzden olası bütün duygularım kirliydi. Güzellikleri hak etmeyecek biri olduğumu kabullenmiştim ama unutmamın yıllar aldığı birini bana karşı hiç değişime uğramamış haliyle önüme sunulması, benim bile hak etmeyeceğim kadar büyük bedeldi.
"Ufaklık?" Rikke'nin kalın sesi kulaklarıma dolduğunda başımı sonunda önümde karıştırdığımdan dolayı yemek olmaktan çıkan yemekten kaldırarak hemen yanı başımda oturan vücuduna çevirdim. Fazla kalıplı, uzun boylu biriydi. Ama tüm görüntüsü ve beraber bir elin parmaklarını bile geçmeyecek anıya sahip olmamamıza rağmen bana her zaman bir abi gibi davranıp, koruyup kollamıştı. Zoraki bir gülümsemeyle yüzüne baktığımda fısıltısını devam ettirerek "Neden moralin bozukmuş gibi hissediyorum?" diye sormuştu.
Yüzümdeki ifade bir anlığına çatlasa da hemen toparlayarak bir gülümseme kondurmuştum. "İyiyim, Rik." Yüzümü hafifçe buruşturarak, "Bilirsin, buraya hâla alışamadım. İstemsizce yabancılık çekiyorum." diye açıkladığımda, yüzümdeki ifadenin sözlerime arka çıktığından emindim.
Gülümseyerek, saçlarımı karıştırdı. Zaten karman çorman olan saçlarımın iyice kuş yuvasına döndüğünden emindim ama umursamadım. "Ben de her seferinde uyum sağlamakta zorlanıyorum ama burdaki güzel anılar hemen alışmama yardım ediyor." Parlak gözleri kısılırcasına gülümsedi, ona benzemiyordu. "Sen de zamanla alışacaksın, canını sıkma."
Samimi bir şekilde gülümseyerek başımı salladım. Tam bu sırada telefonu çaldığından dikkati dağılınca bıkkınca nefes verecektim ki tam önümde oturup tüm dikkatinin üstümde olduğunu hissettiğim kişiyle bu isteğimden vazgeçmiştim. Rikke annemlere kısa bir açıklama yaparak masadan kalktığında, umursamamıştım. Hayatımda olan insanları severdim, gerçekten değer verirdim ama onlara bağlanmak karakterime ters bir olaydı. Bu bir çeşit nankörlük sayılabilirdi ama yine de umurumda değildi. Yapımı değiştiremezdim.
"Anne, biz Eva'yla odasında takılacağız." Duyduğum cümleyle gözlerim irice açıldığında dikkati annemlerde olduğundan durumumu farketmemişti ve bu da hızla kendimi toparlamam için bana zaman sağlamıştı. İyi ki. "Giderken seslenirsin."