Arkadaşlar şimdiden oy verebilir misinizz? :') beğenmediğiniz takdirde bölüm sonunda geri çekersiniz :3
🥀
"İyi bir oyuncu olabilirsin ama ben anlarım."
Sesini duyduğumda daldığım yerden gözlerimi çekerek, parıldayan mavilerine baktım. Gerçek anlamda fazla güzeldi ve insanı anında kendine hayran eden bir çekiciliği vardı.
"Anlamadım?" Dumanlı olan başım yine etrafımdaki olayları algılamakta zorluk çıkarmaya başlamıştı ve bu, zaten gergin olan sinirlerimin iyice zıvanadan çıkmasına neden oluyordu. Ruh sağlığım zıvanadan çıktı çıkacaktı.
"Chris'e diyorum," diye fısıldadı. "Hafiften yanık olmayasın diyorum?"
Heyecanlanmayı ve bunu inkar etmeyi isteyen tarafımı zapteden Eva sırıttı. "Saçmalama be," dedim dalga geçercesine. "Abi-kardeşten daha fazlası değiliz."
İri gözlerini biraz daha açarak şaşkınlıkla yüzüne bakmaya başladı. "Kızım var ya senden cidden korkulur." Başını iki yana sallayarak dudak kıvırdı. İşaret parmağıyla kendini gösterdiğinde "Ama benden kaçmaz! Yanına geldiğinde o saniyelik bakışı farkettim kızım ben, şu an ne kadar duygusuz duygusuz yüzüme bakarsan bak," diyerek kirpiklerinin altından açık mavi gözlerini gözlerime dikti. "İmkanı yok inandıramazsın."
"Bazen içine Vilde kaçmış gibi davranıyorsun," diye homurdandım. Kıkırdamasını umursamadan burun kıvırdım bu sefer. "Konuşmaktan yorulmuyor musunuz ya?"
"Gerçekten huysuz ninelere benziyorsun." Tekrar güldü. "Ama tüm soğuk görüntüne rağmen aşırı tatlı geliyorsun ya gözüme!" Kollarını aniden boynuma sardığında tepkilerimi kontrol edemeyerek gözlerim büyüdü, kaskatı kesildim. "Normal mi acaba bu?"
Şaşkınlığın somut renginin sesime yansımasını umursamadan "Bence alttan alttan bana yürüyorsun sen," diye homurdanıp kolumu gevşekçe beline doladım. Buz kırıklarının eriyip kalbime ufaktan ufaktan yer edindiklerinin farkındaydım ama daha bunu kabullenecek kadar delirmemiştim.
Tatlı kıkırtısını duyduğumda kollarını gevşetmiş yanağıma sulu bir öpücük bırakarak tekrar koluma girip etrafı süzmeye başlamıştı. "Keşke kalbim aptal biri için değil de senin için atsaydı bayan ben huysuz bir nineyim." Sesindeki üzüntüyü hissetmesem yüzündeki eğlenceli ifadeye kanabilirdim ama kolundan çıkmayarak hafifçe vücudumu ona çevirdim.
"Anlatsana bana şu olayı ya," diye homurdanıp çocuk gibi kolunu çekiştirmeye başlamam aptalcaydı ama bunu umursamıyordum. Bağdaş kurup oturduğumdan dolayı sızıldanan bacaklarımı umursamadan "Bak ben duygusallıkmış, drammış.. sevmem böyle şeyleri. Anlamam da zaten, o yüzden beni yormadan dökül."
Fazla konuştuğumdan dolayı ağrıyan çeneme içsel bir tokat atarak dikkatle yüzüne bakmaya başladım. Sıkıntılı ifadeyi umursamadan, "Noora!" diye tekrardan homurdanıp kolunu çekiştirmiştim. Zaten zayıf olan vücudu tek hareketimle üstüme yığılacak gibi olduğundan bu, gülümseme isteğimi filizlendirmişti ama çatık kaşlarımı düzeltmeden ciddi ifadeyle yüzüne bakmaya devam etmiştim.
"Dikme şu misket gözlerini üstüme!" Yüzüme ters bir bakış atıp etrafı seyretmeye çalıştığında kolunu bir kez daha çekiştirdim ve bu sefer derin nefes bırakarak "Tamam be! Anlatıyorum," diye homurdanıp bana çevrildi.
Zafer ifadesiyle sinsice gülümseme isteğimi bastırarak dikkatle yüzüne bakmaya başladım. Küçük yüzü sıkıntıyla bezenmiş gibiydi, kırmızı rujunu yemeye başladığında tekrar derin bir soluk bırakarak "Adı William ve şu Penetrator salaklarının ele başı," diye homurdandı. "Yıl başında Vilde ondan hoşlanıyordu ve açıkcası hakkında bin tane laf söylemiştim. Daha sonraysa tükürdüğümü afiyetle yaladım." Dudak bükerek sinirle kaşlarını çattı. Yüzündeki ifadeye gülmek istesem de kendimi sıkarak bir şey söylememek için dudaklarımı sıkıca bir birine kenetlemiştim. "Chris'le de yakın arkadaşlar bu arada," diyerek göz kırpmasını umursamadan devam etmesini belirten bir bakış atmıştım. "Neyse işte bir şekilde beraber olduk ve Vilde'ye bu konuyla ilgili hâlâ suçlu hissediyorum ama hallettik. Şu an başka birini stalklıyor hatta." Mahçup olduğu belli olan bir ifadeyle yüzümü taradığında güven verircesine gülümsedim.