AŞKIN HİKAYESİ ♥ HARLENA

Bowling ♥ 8. BÖLÜM

‘’Evet Cuma günü çekimlere başlıyoruz teşekkürler ‘’ arayan menajerimdi. Aslında menajerim annem ama o sadece tarihlerin ayarlanmasıyla ilgileniyor. Neyse bunu boş verin şimdi. Harry beni stüdyoya bıraktığı gün yani dün DOL çekimlerini bitirdik. Yeni tasarımları da hazırladık. Satışa sunmak için biraz bekleyeceğiz hepsi bu.

Yeni programıma göre bu hafta boşum aslın da sadece cumaya kadar. Çünkü film çekimlerine başlıyoruz yaklaşık üç hafta ve ya bir ay kadar sürecek. Dönüşte çok yoğun bir programım var. Hemen hemen her gün röportajım ve akşamına gala var. Neyse biz bunu da boş verelim ve asıl merak ettiğiniz konuya gelelim. Harry.

Bu sabah aradı onlar da turnenin Avrupa ayağına gitmeden önce Perşembe gününe kadar boşmuş. O yüzden bugün bovling oynamayı teklif etti. Ben de kabul ettim. Aslın da kabul etmesem daha mı iyiydi. Ya da boş verin biz sadece arkadaşız (!) sonuçta değil mi pehh.

Pekala acaba ne giyinsem bu ciddi bir sorundu. Evet stilistlerimiz var ama ben dışarı da kendi sitilimi yansıtmayı tercih ediyorum sonuçta kendi hayatım ve hayatımın bu kısmının kameralardan uzak kalmasını onlara hazırlıklı olmasını istemiyorum umarım dediğimi anladınız.

Harry ile saat bir de buluşacaktık. Aslında gelip beni almak için ısrar etti ama buna gerek olmadığını söyledim. Sonunda kabul etti. Bende bu konuşmanın ardından güzel bir duş aldım. Hazırlanmış kahvaltımı yaptım ve yukarı çıktım. Giysim odama geçince ne giysem diye dakikalarca düşündüm en az yirmi tane kombin yapıp odayı talan ettim. İllaki orada gazeteciler olacak bu demek oluyor ki çok fazla sıradan giyinemem. Şimdiden atacakları başlıkları tahmin edebiliyorum ‘’Selena Gomez arkadaşı Harry Styles ile buluşmasını hiç önemsemeyip düz tişört ve düz pantolonuyla tüm gün asık suratlı dolaştı ‘’ ahh biliyorum asla bu başlıkta asla arkadaş kelimesi geçmeyecek. Sonuç olarak siyah dar pantolonumu üzerine arkası kalp dekolteli beyaz bir tişörtümü ve abartmadan tarz yaratacak botlarımı seçtim.

Hala üzerimde olan bornozumu çıkarıp hazırlanmaya başladım. Giydiğim tişört dekolteli olduğu için beyaz dantelli bir iç takımı giydim. Üzerime de planladığım gibi giyinince saçlarımı kurup saldım. Böyle ayrı bir havalarının olduğunu düşünüyorum. Çantamı omzuma astıktan sonra arabamın anahtarlarını ve telefonumu aldığıma emin olup evden çıktım.

Arabayı çalıştıracak olduğum sıra da telefonuma mesaj geldi. Mesaj Harry’dendi. ‘Heyy şimdi evden çıkıyorum hala seni almamı istemiyorsun xx’ yazmıştı. Evet bu çok kibarca bir yaklaşım ama bugün zaten bovlinge gitmemiz yeterince dikkat çekerken birde beni alması ellerine daha fazla malzeme verecekti. ‘Ahh Styles bazen hayırı cevap olarak kabul etmelisin xoxo’ diyerek karşılık verdim.Çok geçmeden cevap yazdı. ‘Peki tamam haklısın. Bu arada birkaç arkadaşım daha gelecek seninle tanışmayı istiyorlar. İçlerinde tanımadığın bir ya da iki kişi var sanırım. Bize rakip olacaklarını düşündüm sorun olmaz değil mi ?’ Aslında ben yalnız oluruz diye düşünmüştüm yani biraz bozulsam da önemsememeye çalıştım. Hem gazetecilere çıkmaya başlayan ikili pozu vermemiş de oluruz. Neden bir şeyler uyduruyorum ki bal gibi de bozuldum işte. ‘Sorun değil orda görüşürüz xoxo’ diye içim kan ağlayarak cevapladım. Ahh Styles ahh Styles yaktın beni. Ne diyorum yaa. Cevapta atmadı zaten öküz ne olacak işte.

Arabamı bovling salonunun önünde durdurduğum da Harry de arabasıyla durdu. Onunla birlikte birkaç kişi daha indi. Ben arabadan çantamı alıp indim. Şu anda magazinciler yoktu ama çıkışta buraya dolacaklarına adım gibi emindim.

Harry kendi korumalarını çağırdığı için ben çağırmadım. Paul yanıma gelince gülümsedim. Birkaç fotoğraf isteyen hayranla çekilip büyük döner kapını önünde beni bekleyen Harry’nin yanına gittim. Beni görünce gülümsedi. Ben de ona karşılık gülümsedim. Sonunda birbirimize sarıldık. Görüşmeyeli bir gün olmuştu ama yine de ne kadar atışsak da onu özlemişim. Hayatıma bir anda girip böyle etkiler yaratması garipti. Elini belime koyduğunda şarşırsam da göz ardı etmeyi yeğledim.