Bölüm 3: Yaklaşıyor...

120 14 1
                                    

'Uyan küçük kız uyan...

Bütün günler böyle geçemez bana inan

Ya bu işe bir son ver ya da sonucuna katlan

Ölüm yaklaşıyor sanma yalan'

Ah, yeter! Keser misin şunu?! Fısıldamayı kes! Nasıl bir şiir bu? Sus artık! Yetteeeerr!!

Bir anda kendime geldim. Uyandım.

Ohh! Sadece bir rüyaymış! Bu neydi ya!

Ter içinde uyanmıştım. Gecenin bir yarısında bu saçmalık da neyin nesiydi?

Gecenin bir yarısı demişken, saat kaçtı acaba? Başucumdaki saate baktım.

03:17

Bu saatte hiç uyanmazdım. Bu gerizekalı rüya yüzünden hepsi. Rüyayı unutmuştum ama birinin fısıldadığını hatırlayabiliyorum.

Her ne kadar geri yatmaya çalışsam da bir sağa bir sola dönmekten uyuyamadım. Tek çare kalkmaktaydı sanırım.

Kimseyi uyandırmamaya özen göstererek aşağı indim. Mutfağa girip kendime bir Nescafe yaptım. Daha da uyanık kalmak için. (asghsgfd)

Yarın, yani bu sabah taşınıyorduk. Bu, evimi son görüşüm olacaktı.

Bir elimde Nescafe bir elimde bilgisayarımla oturma odasına geçtim.

Okulların açılmasına 3 hafta kalmıştı. Ve benim yetiştirmem gereken bir sunum ödevim vardı.

Aynı zamanda haftaya benim dığumgünümdü. Evet, 17ime gireceğim.

Bilgisayarı açma tuşuna bastım, açılmadı. Şarjı yok diye düşündüm. Şarja taktım. Ama açılmıyordu.

En son ekranın parladığını gördüm.

'ACELE ET, YOKSA ÖLECEKSİN'

Bu saçmalık da neydi şimdi böyle?

Bu şaka uzamamalıydı!! Yapmam gereken daha önemli işler vardı hayatımda. Bu sadece bir fazlalıktı.

Ödevimi yapma hevesim birden kaçtı.

Bilgisayarı kapatıp uyudum.

'Drrrr drrr drrr drrr'

Ah başım zonkluyor. Bu da ne?? Hangi akıllı tatilde alarm kurar ki?

Ah tabii ANNEM. Bugün taşınıyoruz. Lanet olası taşınma işi.

"Kalkın, kalkın, kalkın" diye evi turlayan annemin sesini duymazdan gelip, yatağa geri gömülmek kolay olmadı. Odama girip bağıra bağıra şarkı söylediği için (!) Ah anne.

Babam da benim durumumdaydı. Kıyamam ona...

...............

Yeni evimize gelmiştik. Ay ne mutluyum (!) Bu ev bir öncekinden daha büyüktü ve müstakildi.

Ama nedense bu eve ısınamamıştım. Diğerini daha çok seviyordum.

Yeni odama geçtim. Iyykk! Bu ne? Bir önceki odamda olan huzuru burda bulamayacağımdan emindim.

Odanın çoğu pencerelerden oluşuyordu. Pencere köşesinde bir yatak, onun karşı duvarında kütüphanem, çalışma masam, falan filan...

O sırada pencere buğulanmaya başladı ve tam ortasında bir el izi çıktı. Bu seferki rüya değildi işte. Elimi izin üstüne koyduğum anda karşımda korkunç bir surat belirdi ve beni yere itti.

Başımı çarpmıştım. Ayağa kalktığımda yoktu. Evet, gerçekten yoktu.

Koşarak annem ve babamın yanına gittim. Hala yerleşme telaşı içindeydiler.

Odama çıktım. Normaldi, bana ne oluyordu böyle?

O sırada yatağımın üstünde onu gördüm. Lily'i...

"Anne sana bebeği almak istemediğimi ve diğer evde bırakacağımı söylemiştim. Neden buraya getirdiniz?" diye aşağı kata bağırdım.

"Tatlım, biz o bebeğe hiç dokunmadık ki, orada bıraktık"

Merhabalar, ilk defa bir bölüm sonrası açıklama yapıyorum! :) Hikaye umarım hoşunuza gitmiştir. Daha henüz korku anlamında bir şey olmasa bile ilerideki bölümlerde bayağı bir olacağını belirtmek isterim. Eğer hikayeyi okur, votelar ve düşüncelerinizi benimle paylaşırsanız çok sevinirim. İyi okumalar diliyorum...<3

B.E.B.E.KHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin