"Seni seviyorum diyorum neden bir şans vermiyorsun bana İris?" Karşımda yarım saattir kurtulmaya çalıştığım çocuğa bakıp gözlerimi devirdim. Cidden sıkılmıştım bu tür şeylerden. Kollarımı göğsümde birleştirmiş bir adım atmıştım ona doğru.
"Bak adını dahi bilmiyorum ve sen gelmiş bana beni sevdiğini söylüyorsun öyle mi? Beni tanıyor musun? Şu kadarcık." diye mırıldanıp işaret ve baş parmağım arasına biraz boşluk bırakıp havaya kaldırdım.
"Biliyor musun aslında o kadar egolu birisin ki. Ah, her neyse boş versene. Bir gün tamamen yalnız kalacaksın sen. İnsanlara nasıl baktığını görmüyorlar mı sanıyorsun? Arkadaşlarına bile." Omzuma çarpıp giderken gözlerimin dolmaması için kendimi telkin ediyordum. Söyledikleri umrumda bile değildi. Evet sadece saçmalıyordu.
Ellerimle saçlarımı düzeltip yangın merdivenlerine yöneldim. Telefonumu açıp rehber de en üstte olan ismi aradım. Açılmasını beklerken boğazımı temizleyip ne diyeceğimi düşündüm. Büyük ihtimalle azarlayacak ve sabahın köründe aramam konusunda bir sürü şey söyleyecekti.
"Alo? İris, cidden uyuyordum. Neden bu saatte uyandırıyorsun güzelim?" Sinirli çıkan sese karşılık bir kez daha boğazımı temizledim.
"Aybars? Nasılsın diye aramıştım ama istemiyorsan kapatabilirim."
"Uyandım artık boş ver. Bir şey mi oldu?"
"Hayır sadece seni özledim. Gelmeyecek misin?"
"Biliyorsun işlerim var. Hem zaten son senen. Bir yıl kaldı ondan sonra yanıma geliyorsun."
"Evet. Geleceğim. Pekala sen uyumana devam et hem daha 2 saat uyuyabilirsin. Görüşürüz."
"Görüşürüz güzelim. Bir şey olmuş da anlatmıyorsan bozuşuruz."
"Bir şeyim yok. Hadi uyu sen." Telefonu kapatıp ceketimin cebine yerleştirdim. Kollarımı dizlerime yaslayıp kafamı da kollarıma yasladım. Asla Edebiyat dersini çekemezdim şuan. Yanımda hissettiğim hareketlilikle kollarımı daha da sıkılaştırıp merdivende oturmaya devam ettim.
"Merhaba." Gelenin kim olduğunu anlamıştım ama cidden kimseyle konuşmak istemiyordum.
"İyi misin Vera?" Kafamı kaldırıp kaşlarımı çatarak yüzüne baktım. Cidden Vera isminin kullanılmasını sevmiyordum.
"Adım İris, Ladin. Vera değil İris." 2 yıldır bana inatla Vera diyordu, oysa Vera ismimi kullanmadığımı da biliyordu. Omzunu silkip dar merdivenlerde sırtını duvara yaslayıp iyice bana döndü. Aynı sınıftaydık ama ben okula 2 sene önce gelmiştim. O ise 4 yıldır bu okuldaydı. Farklı bir havası vardı. Bilirsiniz, kızlar da bu farklı havanın farkındaydı ve etrafına doluşuyorlardı.
"Vera sana daha çok yakışıyor ama."
"Sana adımın Vera İris olduğunu söyleyen aklıma sıçayım. İris desem ne olacaktı sanki?"
"Öyle deme. Çok hoş ve havalı. Bence Vera'yı kullanmalısın."
"Bana Vera deme Ladin. Adım İris tamam mı? Sadece İris." Tekrar omzunu silkip Vera dedi bastıra bastıra. Burun kemerimi sıkıp derin bir nefes aldım.
"Beni yalnız bırakır mısın? İhtiyacım var."
"Olmaz, yalnız kalırsan ilk işin intihar etmek olacakmış gibi bir ruh halinde görünüyorsun." Oflayıp kafamı tekrar kollarıma yasladım. Bu okulda kafamı dağıtan tek kişi kendisiydi zaten. Son zamanlarda sohbetlerimiz de artmıştı. Kendisi okulda görünmez biri gibiydi. O kadar dikkat çekerken nasıl olur da bu kadar yalnız takılıyordu anlamıyordum ama öyleydi.
"Gerçekten egolu biri miyim ben Ladin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gördüğüm En Kırgın Kıza,
Historia Corta|~Tamamlandı°| 0541*******: Gördüğüm en kırgın kıza, İris: ? 0541*******: Gizemli bir giriş yapmak istemiştim sadece. 0541*******: Sen gördüğüm en kırgın kızsın.