26

4.3K 317 19
                                    

Gözlerimi tavana dikip kendime gelmeye çalıştım. Yataktan kalkıp banyoya gitmek için odamdan çıktım. Elimi yüzümü yıkayıp az da olsa kendime gelebildiğimde mutfağa girip etrafa bakındım. Abim masada oturmuş bir kaç kağıdı inceliyordu, Ladin'i ise hâlâ görememiştim.

"Ladin'i gördün mü?" Elimi saçlarıma götürüp düzeltmeye çalıştım. Pek başarılı olamamıştım ama.

"Sana da günaydın."

"Günaydın." Granül kahveyi fincana boşaltıp üstüne sıcak su boşalttım ve karıştırdım. Mutfaktan çıkıp Ladin'in kaldığı odaya girdim. Düzenliydi, fazla düzenliydi. Oysa Ladin asla düzenli olmazdı. 

Elimdeki bardağı komodinin üstüne bırakıp giysi dolabını açtım. Boş. Ne demekti bu?Gitmiş miydi yani? Gitmiş olamazdı değil mi? Hayır, hayır gitmemişti. Kahvemi alıp odadan çıktım. Tekrar mutfağa girip sandalyelerden birine oturdum. Hayatımda bana değer verdiğini düşündüğüm ikinci kişiydi o, bırakıp gidemezdi.

"Onu  sabah çıkarken gördüm. Telefonla konuşuyordu beni fark etmedi sanırım." Kafamı sallayıp artık soğumuş olan kahveyi tek seferde bitirdim. Damağımda kalan acımtırak tadı hoşuma giderdi. 

Aradan geçen yarım saatin abim işleri olduğunu söyleyip gitmişti. Yalnız kalmıştım. Uzun süre sonra bu tanıdıklık içimde bir yerlere dokunmuştu. Gözlerimi tavana dikip dolan yaşların geri gitmesini bekledim. Ben ağlamazdım, umursamaz egolu bencil bir kızdım ben. Kimse için ağlamazdım. Bir bardak su doldurup boğazımdaki yumruyu götürür umuduyla yavaş yavaş içtim.

Telefonu açıp herhangi bir bildirim veya mesaj var mı diye kontrol ettim ama yoktu. Ladin'in numarasının sohbet sayfasını açıp son mesajlara göz attım. Açığa çıktığından beri hiç mesajlaşmamıştık, her seferinde arıyordu.

İris: Sen iğrenç bir insansın.

İris: Ladin,

İris: Senden nefret ediyorum.

İris: Sana inanan kendimden de nefret ediyorum.

İris: Umarım mutlu değilsindir.

Numarayı engelleyip telefonu masanın üstüne bıraktım. Boğazımdaki yumrudan kurtulamıyordum ve su içmekten midem bulanmıştı. Aradan kaç saat geçti bilmiyorum ama kapı çalınca oturduğum sandalyeden kalktım. Sırtım tutulmuştu. Kim olduğunu sormadan açtım kapıyı. 

Ladin. Şaşırdık mı? Bu sefer evet.

Bir kaç dakikanın ardından sinirle kapıyı suratına kapatıp yere oturdum. Boğazımdaki yumru inatla yerini koruyordu. Bir kaç kez yutkunup sırtımı duvara yasladım

"Vera? Vera! Yanlış anlıyorsun." Bir kaç kez sertçe kapıya vurdu. Bir kez daha yutkundum.

"Çok büyük saçmalıyorsun şu an. Ya da," Kapıya vurmayı kesip sustu. Yüksek sesle konuşmayı bırakıp konuşmaya devam etti.

"Ya da boş versene. Sen bencilsin, sen hayatımda gördüğüm en bencil insansın Vera. Kendini inandırdığın tüm yalanlara inanmaya devam et. Umarım mutlusundur."

***

Ladin'i severim.

Gördüğüm En Kırgın Kıza,Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin