Peter Parker

4.6K 196 53
                                    


Bu gün peterla yaklaşık bir yıldır beklediğiniz film çıkıyor.
Her ne kadar biletleri erken almak istesenizde sizi bu düşünceden vazgeçiren bir olay oldu.

May in bir arkadaşının, filmin gösterime gireceği büyük AVM nin sinema salonuna erişimi var.
Ve tüm AVM çıktıktan sonra size filmi hemen bu akşam açabileceğini söyledi.
Hemde film 4 gün sonra vizyona girecek! yani erken izleyebileceksiniz.
heyecandan son 1 haftadır uyuyamadığın filmi özel olarak kapatılmış AVM de izleyeceksin!
yani.. umarım?
çünkü peter biraz tereddütlü.

tabi sen peter a hemen psikolojik baskı kuruyorsun çünkü bay parker o adamın may ile bi akşam yemeği için anlaştığını öğrenmiş.
may in ne kadar iyi biri olduğunu bildiğinden bu konuyu onunla özel olarak konuştumuştun.
Adamdan hoşlandığını ve bunun mükemmel bir fırsat olduğundan bahsetti sana...

peter lardasınız ve beraber Pes oynuyorsunuz.
peter ın kalesine bir gol daha atarken ofluyorsun.

- hadi ama pete! o filmi ne kadardır bekliyoruz. film ayağımıza kadar geldi. neden kabul etmiyorsun ki?
hem ben may ile konuştum. kendi istemiş. yüzündeki heyecanı görmeliydin... hadi ama..

oyun bittiğine dair şeyleri gösterirken skor 6 - 4 tü.

- hadi ama! bu oyunda nasıl beni geçersin?.

- konudan sapma benjamin.

oflayarak ayağı kalktı. oyunu kapatıp konsolları yerine koyarken kendini koltuğa bıraktı.

- may i o adamla yanlız bırakmak istemiyorum.

dedi yüzünü asarak. anlayışla gülümseyip yanına geçiyorsun.

- meraklanma peter. o iyi olucak. şimdi biraz heyecanlanırmısın? paniğime ortak ol lütfen! filme gidiyoruz bu geceğeee!

heyecanla ellerini çırpıp peter ın omzuna hafif bir yumruk atıyorsun.
o da gülümseyip kolunu omzuna atıyor.  içeriye gelen may e kararınızı açıklayıp may in arkadaşından kaçta oraya gideceğinizi öğreniyorsunuz.
11 de tamamen kapalıymış. yani nerden baksan bi üç saat var daha..
sende boş durmayıp may in elbise seçmesine yardıma gidiyorsun.....

- pekala çocuklar filmin keyfini çıkarın.  size bu günlük izin.
içerideki büfeden istediğiniz kadar mısır patlatabilirsiz. tabi dağıtmamak şartıyla.

size göz kırpıp sinema salonundan çıkıyor. peter sinirle yumruklarını sıkıyor.

- bu adamın may ile bir gece geçirmek için bizi başından savdığı çok belli.
ve bu beni deli ediyor!

dedi. kolunu tutuyorsun.
sinama salonundasın
ve film, başlamadan önceki reklamları sıralanıyor şuan.

- sakinleş parker. may de bunu istiyor. sonra istediğin kadar kıskan ama.. şimdi huzurla film izleyelim.
bak senin  için salon değil koskoca AVM kapattırdım. değerimi bil ve beni strese sokma.

diyorsun. dalga geçmen bitince başlayan filme odaklamıyorsun.. ve peter da...
donuk bi şekilfe filmi izlerken arada peter ın ağzına da mısır tıkıyorsun.
                            .  .   .

- film muhteşemdi. tek kelimeyle beklediğimin ötesinde ve harika ve muhteşem kurgu, çekimler karakterler ve replikler.. muhteşemdi.

- tek kelime olmadı ama.. neyse. kesinlikle katılıyorum cidden inanılmazdı.

"özellikle canlanma sahnesi" ikiniz aynanda konuşunca birbirinize bakıp gülümsediniz. peter kolunu omzuna attı ve ışıkları açık boş AVM de gezinmeye başladınız. daha doğrusu peter nereye sen oraya.

büfeden aşırdığın çikolatayı yemeğe başlayınca peter ın yutkunma sesi doluyor kulaklarına.
çikolatana sincap görmüş köpek gibi bakıyor.
ona gülümseyip yarısını ona uzatıyorsun. peter yüzindeki memnun sırıtışla çikolatayı yiyor. bi süre sonra teknoloji mağzasına giriyordunuz...

- peter bu oyun güzelmiş alsana bunu bana.

yarım saattir çekişmeli bir oyun oynuyorsunuz. konsolları ustaca kullanırken sana bakıyor.

- tamam.

- saol pete. şimdi hadi kalk daha oyuncakçıya uğrıycaz.

- çıkmamız gerek farkındasın değil mi?

- kimin umrunda parker? hadi!

onu elinden tutup kaldırıyordun ve oyuncakçıya gidiyorsunuz.
peluş hayvanlardan bi tanesini yanına alıp etrafa bakınıyorsun.
sırtına değen şeyle arkanı dönüyorsun.
arkanda elinde bir ışın kılıcı tutan ve kafasında  kızıl derililerin tüyden yapılma büyük şapkalarından olan bir peter ile karşılaşıyorsun.
mavi ışın kılıcı onda. sende hızla kırmızılıyı alıyorsun. sağdaki kovboy şapkasını kafana takarken hemen yanındaki batman heykelinden pelerinini çalıyorsun. kendi omuzlarına takıp peter a saldırıyorsun. çevik bi hamleyle senden kaçıyor. üzerine gelen kılıçla yana kaçıyorsun.

sen atağa geçerken o da karşılık veriyor. sonunda yere düşüp teslim olurken peter dramatikçe sana kılıcı saplarmış gibi yapıyor. sende usta oyunculuğunu konuşturuyorsun tabi.

- kan, acı, kan.... ve.. ölüm.

diyerek gözlerini yumuyorsun. peter alkışlıyor ve seni kaldıtıyor.
gülerek eşyaları yerine koyarken istemsizce esniyorsun.
pete da esniyor ve çıkışa ilerliyor.
sende onun kolun girerken başını omzuna yaslıyorsun. yanından geçtiğiniz yatak mobilyaları satan dükkanı görünce peter ı oraya çekiyorsun.

- peter sadece 5 dakika yatalım. orası yumuşacık.

diyerek onu içeriye çekiyorsun.tekrar esneyince en rahat görünen çift kişilik yatağa yatıyorsun peter da yanına gelip yatınca. ağırlaşmış göz kapakların isyan edercesine kapanıyor. hissettiğin son şey peter ın sena sarılmış olduğu.


ergen romantizmi yaptım. tabi gecenin kör kıyamet saatinde gözlerin kaya kaya uykuya direnisen böyle olur.
asla akıllanmıycam. iyi okumalar.
.

Marvel ile hayallerin zirvesi!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin