Marvel ile hayallerin zirvesi!

Tony Stark

- daha ne kadar yolumuz kaldı?

kusursuz sesinle şoför e seslenirken ofluyorsun.
buraya neden yalnız gönderdilerse seni?
hem bunun cevabını hemde nereye gittiğini merak ediyorsun.
sen ünlü bir şarkıcısın.
sesinin eşsizliği yüzünden herkes konser vermeni istiyor ama bu tip şeylerden çok yorulan bir insansın.
kendinin ve sesinin her yerde olmasını istemiyorsun. sadece.. şarkı söylemeyi seviyorsun.
bu yüzden konserlerinde yer almanı isteyen insanlara çok yüzksek bir mebla söyüyorsun.
bu gün ise biri istediğin parayı kabul etti. aslında bu garip. ama.. seni bu kadar çok isteyen biri olduğu için şaşırmaktan öteye gidemiyorsun.
tam 2 milyon dolar. sadece 2 saatliğine.. bu parayı verebilecek kadar gözü dönmüş kim olabilir diye merak ediyorsun.
en sonunda araba durunca şoför inip kapını açıyor. günlük kıyafetlerinle inip geldiğin yere bakıyorsun.
yüzündeki şaşkınlık sevince dönüşürken gerçekten bunun gerçek olup olmadığını sorguluyorsun.
burası bir hastane..
bir çocuk hastanesi..
sen ünlü olmadan önce aksatmdan sürekli bu hastaneye gelir ve çocuklarla ilgilenirdin.
ama uzun zamandır uğrayamıyorsun.
hızla ezbere bildiğin koridorlardan inerken için içine sığmıyor.
girişteki kadın sana yaklaşıp hızla eline bir kağıt tutuşturuyor.
anlamsızca kağıda bakıyorsun.

10. kat no:100 e gidin lütfen. sizi orda bekliyor olucağız. T.S .

TS yazısına anlamsızca bakarken asansöre ilerleyip 10. kat düğmesine basıyorsun.. asansör durunca tam karşındaki renkli boyaya batırılmış el baskılı kapıda 100 sayısını görüyorsun. heyecanla içeri girerken. buranın ne kadar değişmiş olduğu yüzüne çarpıyor.
renkli duvarlar, çeşitli oyuncaklar, minderler, salıncaklar, kaydıraklar ve balonlar..
en köşedeki beyaz piyano daki adama merakla baksanda onu tamıyorsun. karşında parti şapkalarıyla oturmuş çocukları görünce sevinçlere onlara adımlıyorsun.
hepsi bir anda kenara kaçışırken arkalarından bir tarafı mavi diğer tarafı kırmızı gözlüklerle, bayaz takımını küçük gökkuşaklaklarıyla kaplı kravatı ile  tamamlamış adama bakıyorsun.

bu tony stark! kağıttaki T.S. nin açılımını daha yeni anlıyorsun.
ona milyonlarca insanı kurtarmak adına füzeyi uzaya yollayıp nerdeyse ölüceği gün hayran olmuştun.
evet ona hayrandın. ve kesinlikle burda görmeyi beklemiyordun.
oturduğu kırmızı minderden kalkıp yanına geliyor.

- süprizimizi beğendinizmi bayan gold?

sana sahnedeki lakabınla seslendiğinde kıkırdıyorsun.

- iyide sen önceden buraya geldiğimi nerden bildin? ayrıca burayı da baştan yaratmışsın. bu kadar para harcamana gerek yoktu..

üzgünce söylediğin sözlerden sonra gülümsüyor. arkandaki çocuklara eliyle işaret veriyor. çocuklar ellerinden tutarken
'hadi oyun oynayalım!' diye bağırıyorlar. sende gülümseyerek kafa sallarken tony kulağına yaklaşıyor.

- iki saatlik eğlencenin tadını çıkar.

nerdeyse hiç tanımadığın bu adam, sana hayatında aldığın en güzel hediyeyi vermiş oluyor. doya doya çocuklarla oynamaya başlıyorsunuz.
.....

yorgunluktan sende herkes gibi kendini yere bırakırken hemen yanındaki tony nin koluna kafanı yasladığını fark edip kendini çekmek üzere harakete geçmiştin.
tony senin kolundan tutup durdurunca yutkunuyorsun. utansanda kafanı onun koluna yaslıyarak tavana yapıştırılan yıldızları izlemeye başlıyorsunuz.

- bu gün için size çok teşekkür ederim bay stark.

kafasını sana çevirdiğini hissettiğinde sende ona çeviriyorsun aranızda bir karış bile mesafe yokken o konuşuyor.

- bay stark mı?.. bana lütfen tony de.
ayrıca öneli değil. hekes bir molayı hak eder.

kısa bir sessizlikten sonra aklındaki şeyi söylemek için derin bir nefes alıyorsun.

- ben aslında sizin hayranınızım.
- ben aslında senin hayranınım.

ikinizinde aynanda sarf ettiği cümlelerle sen şaşırıyorsun. onun ise yüzü ukalaca sırıtıyor.

- demek hayranımsın?

yüzünü tekrar tavana çevirince sende aynısını yapıyorsun.
tony stark senin hayranın! pekala sakin ol..

- bak ben.. uzun bir süredir sana ilgi duyuyorum.. yaptıkların.. önem verdiğin şeyler..  sevdiklerin.. ve sesin. sana tapmam için beni kışkırtıyor..
belkide birbirimizi tanımalıyız..  ha?

hayranı olduğun adam dolaylı yoldan sana aşkını itiraf ederken heyecanına engel olamıyorsun. ve şarkının meşhur bir kısmıyla cevap veriyorsun.

tesadüf sever belki aşk? yada nasıl olduysa boşver.. bir bakış anlatır herşeyi.. aslında olduğumuz birbirimizi..

sana umutla bakrken elini omzuna koyup seni kendine çekiyor. bir elini beline dolarken çocullar kalkıp el ele tutuşuyor ve etrafınızda dönmeye başlıyor..

piyanodan gelen müzikle tony kalkıyor. ellni sana uzatırken sende memnuniyetle elini tutup seni kaldırmasına izin veriyorsun.
senin şarkılarından biri çalarken tony nin bir elini eline koyup bot elini beline yerleştirmesiyle şarkıyı söylemeye başlıyorsun.
boştaki elini onun omzuna atarken çocuklarda şarkıya eşlik ediyor.
tony seni döndürüp tekrar kendisine yaslıyor.

- sesin melekleri kıskandırıcak cinsten..

- biliyorum.

diyorsun. sana gülümseyerek bakıyor.
şarkı biterken sözsüz bir melodi çalmaya başlıyor.. ve sen diğer elinide boynuna sarıyorsun kafanı onun omzuna yaslarken o da çenesini kafana yaslıyor... huzurla gözlerşniz kapanırken şarkının ritmine göre sallanmaya başlıyorsunuz..

yoğun istek üzerine loki 2 yazıcam.
bu bölümde isteyen birineydi.
artık umarım beğenmiştir çünkü aklımda tony kurgusu yoktu.
herneyse. SEN MÜKEMMELSİN TONY!
ve bunu yazmaktan sıkılmaya başlıycam..

.

.