Bruce Banner

2.6K 162 116
                                    


Hulk ı canavar olarak gören  ve bruce u sırf diğerleri kadar yakışıklı değil diye sevmeyip umursamayan insanları şiddetle kınıyorum.
O mükemmel.

staj için oldukça heyecanlısın.  çoğu kişi 'stark stajı' için biryerlerini yırtsada, sen onlar gibi değilsin.
Her ne kadar adamın zekası etkileyici olsada.. sen ondan daha zeki birine ilgilisin. bruce banner a.. evet sana göre o daha zeki.

(- tony ciler okumayı bırakıp gitti-)

pek belli olmayan ve kuytuda kalan geniş laboratuvar ın camındaki ilanı gördüğün gibi oraya gittin.
çok büyük olmasada büyük sayılabilecek bir kontrolden geçip içeriye adımladın.
her ne kadar bunun bruce a zarar vermek için gelip gelmediğini anlamak için yapıldığını bilsende kendini göz önüne alırsak.. bu saçmaydı.
yanlarındakilerle sohbet etmeyi bırakmış orta yaşlı ve çakma sarışın bir kadın gözlüklerini düzeltip sana gülümsedi.

- siz?

- staj için gelmiştim.

dedin heyecanla kadının sözünü keserek. sırt çantanın kenarlarını sıkarken telaşını gizlemeye çalıştın.
kadının yanındaki yine orta yaşlı adam gülerek kolunu kadının omzuna attı.

- kıza şimdiden acıdım nelly.

nelly adındaki kadın adama dirseğiyle vururken kıkırdadın.
'hadi ama..  ben acıma nedeninizin hayranıyım? kendinize gelin.'
diye içinden söylensende sustun ve  ayağa kalkan nelly nin peşinden gittin.
ilerde iki kere sağa döndü ve koskocaman yüksek tavanlı bir laboratuvar a giriş yaptınız.
nefesin kesilirken sırtı size dönük ama deney tüpleriyle uğraştığı belli olan adam görünce kalp krizi geçirdiğini sandın..

aylar önce üzerine bina yıkılırken seni alıp kurtaran adam ordaydı.
hulk seni tutarken yüksek sıçramalarıyla havalanışın ve bir anda kendini gökyüzünde buluşun..
sen daha şoku atlatamazken kavgaya en uzak binanın tepesine bırakılışın ve sen istemsizce "gitme." diye fısıldarken sana son bir kez bakıp gülümseyişi..
işte o adam tam karşında duruyordu!
yeşili sevme nedenin, kas manyağı bir psikopata dönüşme sürecin ve kaslı yeşil bir şeyin sana gülümsemesiyle oluşan kalp ritmin...
heyecandan terleyen ellerini kotuna sildin.
bruce un yaşının 28 olduğunu biliyordun.
yani ondan hoşlanmamanı gerektirecek kadar yaşlı değildi.
sandalyesinden kalkıp sana döndü. gözlüklerini şirin bir şekilde ittirirken bayılmamaya odaklandın.
elini tuttu ve sıktı.

- sen stajer olmalısın?

- e..evet! bu arada beni kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim.

- tek başvuran sendin. seçmek çok zor olmadı.

bumu hafif bir tebessimle söylerken sen göz altı torbalarına dikkat kesildin. uzun zamandır uyumuyor olmalıydı.

- ne zamandır uyumuyorsunuz?

soruna şaşırsada gülümsedi. bu sırada nelly yanınızdan ayrıldı. bruce oturduğu sandalyeyi gösterirken sende kafa salladın ve onun az önce oturduğu  sandalyenin yanındakine oturdun.
o da yerini alıca konuşmaya başladı.

- sanırım biraz oluyor.. ama artık bir yardımcım olduğuna göre işleri daha kısa sürede bitirebilirim değilmi?

heyecanla kafa salladın ve sana herşeyi anlattı...
üzerinde çalıştığı projeyi. tüm detayları. laboratuvar anılarını.. herşeyi.
günün sonunda gece kendini belli etmeye başlamışken ayaklanıp kalktın.

- şimdi siz yatmaya gidiyorsunuz ve ben biraz çalışıyorum. anlaşıldı mı bay banner?

derken itiraz istemez bir tonda çıkmıştı sesin. bruce reddetmek üzereydiki kolunu tuttun ve çekiştirerek sana gösterdiği odadaki kanepeye oturttun.

- biraz dinlenin bay banner. eşyalarınızı karıştırmam.

kafasını sallayarak gözlüğünü çıkardı ve sehpaya koyarken koltuğa uzandı.
sende içeriye gidip deneylerin başına kuruldun...

uyuklamak üzereydin ki bruce un "hayır!.. hayır!." diye bağıran çığlıklarını duydun.  hızla odasına girerken yüzüne doğru gelen gömlekle bir kaç saniye görüşün kapandı.
gömleği yere fırlatırken tam karşında yüzüne doğru kükreyen hulkla afalladın.
ondan korkman lazımdı.. ama yapamıyordun. istemsizce ona yaklaşırken hulk şaşkınlıkla geriledi.
sonra seni takmadan odayı parçalamaya başladı.
diğerleri ise daha o uyumadan  çıkmıştı...
sana yardım edebilecek kimse yoktu.
cesaretini tekrar toplayıp ona yaklaştın. en sakinleştirici bulduğun ses tonunda onunla konuşmaya başladın.

- hey koca adam.

bakışları hızla sana dönerken ağır bir adım daha attın.

- beni hatırların mı?.. bunu bilemesemde seni hatıralarımdan çıkaramadığımı çok iyi biliyorum..
bruce.. hulk.. veya her nasıl seslenmemi istersen..

sana yaklaşıp ellerini yere vurdu. sanki susmanı isetermiş gibiydi.

- sen beni o yıkılan binadan kurtarırken o kadar korkmuş bi haldeydim ki.. sen kahramanım oldun.. hayatımı kurtardın.. gülümsemen içimi ısıttı..

hulk git gide sakinleşirken konuştu.

- kabus.. hulk yalnızdı. herzamanki gibi. insanlar için bir canavar.

kalın sesiyle bunları duyunca istemsizce gülümsedin. elini ona uzattın.

- hulk asla bir canavar değil.
Ve hulk artık yalnız değil.

şaşkınca elini yavaşça sana uzatırken eski haline döndü. bruce sana şaşkınca bakarken ona gülümsedin. altındaki koca pantolonu sıkıca turarken panikle konuştu.

- ü..üzgünüm. ben.. kabuslarımda onu kontrol edemiyoru-

sözünü bitirmeden kollarını ona sardın. üzerinin çıplak olması ikinizinde yüzünü kızartırken bruce da bir elini beline sarıp kulağına fısıldadı.

- teşekkür ederim.

ikinizde kızaran yüzlerinizin görünmemesini fırsat bilerek daha sıkı sarılırken gülümsüyordunuz..



yazım hatalarını topluca görmezden gelin sevgili okuyucular.
her bölüm yazmıyım boşuna.
Ve bu arada.. sen mükemmelsin hulk!

Marvel ile hayallerin zirvesi!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin