heartbreak

602 60 126
                                    

9 // I'm a falling star

AMY
New York; 15 Ekim 2018, 12:32

"Amy?" Önümdeki sıvı kek hamurunu çırparken beni çağıran Dylan'a baktım. Yavru köpek bakışlarıyla bana bakıyordu. Bir şey isteyecekti, çok belliydi.

"Ne istiyorsun?" Ona sorduktan sonra hamurun tadına baktım. Olması gerektiği gibiydi. Kenardan kek kalıbını alıp içine döktüm. Dylan ise derin bir nefes aldı. En fazla ne isteyebilirdi ki?

"Arkadaşım Rosa buradaymış, aslında rol arkadaşım, şu birkaç ay sonra çekimlerine başlayacağımız filmde. Görüşmek istediğini söyledi de." Garipçe ona baktım. Neden bana soruyordu ki?

"Bana soruyorsun çünkü..."

"Çünkü... Dışarıda buluşursak büyük ihtimal biriyle karşılaşacağız. Buraya gelebilir mi?" Demek, istediği buydu. Bir süre düşünürken keki fırına attım ve kapta kalan hamuru yemeye başladım. Dylan'a baktığımda dehşetle bana bakıyordu.

"Neden öyle bakıyorsun?" Elini kalbine koydu. Gözlerimi devirdim.

Sesi de yüzü gibi dehşet doluydu. "Onu nasıl yersin? Sen... Sen..." Gözlerimi tekrar devirdim.

"Boş yapma Dylan, ve şu Rosa, iyi bir insan mı?" Duyduğum gibi evime alamazdım herhalde. Bir iki şey söylemeliydi onun hakkında.

Sözlerimle beraber gülümsedi. "Öyle, çok samimi ve tatlı. Bana güven." Ona güveniyordum. Güvenmemem için hiçbir sebep yoktu.

"Pekala, buraya gelebilir. Ama gelirken eli boş gelmesin." Gülümseyerek yanağımı öptü. Ben de gülümsedim.

"Sen bir tanesin!" Koşarak mutfaktan çıktı.

Ben ise Ashton'ın yanağımı öpmesinin nasıl hissettireceğini düşünerek mutfağı toparladım.

*
2 saat sonra

"... Aslında rol için Dylan'ı hiç düşünmüyorlardı, çünkü o çok... Tatlı. Baksana." Rosa Dylan'ın yanaklarını sıktı. Hepimiz kahkaha attık. "Neyse, bir hafta sonra asıl elemelere Dylan saçları ve sakalları uzamış şekilde geldi. Senaristlerin dibi düştü. Birkaç silahlı sahneyi üstünkörü oynattılar ve Dylan böylece başrolü kaptı." Dylan'ın saçları şu an oldukça kısa ve yüzü pürüzsüzdü. Hayal etmekte zorlandım. Rosa düşünceli yüzümü fark etmiş olacak ki kıkırdadı. "Bir süre sonra tekrar uzatmaya başlayacak. O zaman bu tatlı suratın bir seri katile dönüştüğünü göreceksin." Başımı salladım. Onlar rolle ilgili konuşurken ayağa kalktım.

"Bir şeyler hazırlamıştım, onları getireyim." Sözlerim üzerine Rosa da ayaklandı.

"Dur sana yardım edeyim." Ve beraber mutfağa gittik. Pişirdiğim kekten kestim, tabaklara koyarken yanlarına kendi aldığı çikolatalı donattan koydu.

Açıkçası Rosa'yı sevmiştim. Biraz konuşkandı, ama bu ona daha da sempatik bir hava veriyordu. Geldiği an bana sarılmıştı, sürekli muhabbete beni dahil etmişti ve şimdi bana yardım ediyordu. Ve tabi ki bir de Dylan'a olan bakışları vardı.

Kendimden biliyordum, bu kız Dylan'a düşmüştü.

"Ne içersin?" Dylan ve kendime portakal suyu koyarken ona baktım. Bir süre düşündü.

"Kızılcık şurubu var mı?" İlk defa evime gelen bir misafir bunu istemişti. Garibime gitse de ona gülümsedim ve dolaba ilerledim. "Dylan arkadaş olduğunuzu söyledi." Bu konuyu açmasını bekliyordum. Sonuçta o Dylan'ı seviyordu ve ben de sevdiği kişiyle aynı evde kalan biriydim.

the love i've buried || irwinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin