Islak teninin, sokak lambalarının etrafa yaydığı zayıf ışıkla parladığını, yaz ile sonbaharı bağlayan bir gecede görmüştüm ilk sefer.
Beyaz gömleğinin ıslak vücuduna yapışıp ince bedenini ortaya çıkarmasıyla afallamış ve sertçe avuçlarıma tırnaklarımı saplamıştım. Düşünmeyi ve daha da kötüsü, nefes almayı unutmuştu sanki. Sadece, yağmur damlalarının, arkaya yatırmış olduğu saçlarına dökülmesine odaklanmış, ortaya çıkmış olan beyaz boynuna yoğunlaşmıştım.
Kapalı göz kapaklarıyla öylece artmaya başlayan yağmura açmıştı kollarını.Daha sonra elinin tekini cebine atıp gözler önüne serdiği silahı şakağına dayaması, beni harekete geçiren şey olmuştu. Her ne kadar fazla arabanın geçmediği bir yer de olsa sağımı ve solumu hızlıca kontrol edip karşı kaldırıma geçmiştim.
Ona doğru koşuşumu aldırmadı yada yağmurun şiddetinden dolayı duymamıştı. Yanına vardığımda silahın toplarından yalnızca bir tanesine kurşun yerleştirildiğini ve rastgele topları çevirdiğini görmüştüm. Yavaş olmalı ve onu ürkütmemeliyim diye düşünmüştüm.
Fakat hızlı bir şekilde tetiği çekmişti ve ortaya çıkan tok sesin, havaya karışmasına neden olmuştu. Onu durduramamıştım ve şoktan bacaklarımın güçsüz kaldığını hissetmiş, kendimi yere bırakmıştım.
Ancak ıslak saçlı adam hâlâ ayaktaydı. Havaya karışan kıkırdamasını, şiddetli yağmur yüzünden zar zor anlayabilmiştim. Sonuç olarak yaşıyordu.
Ayağa kalkıp tek elimle silahı, diğeri ile sertçe bileğini yakalamıştım ve biraz ötemizde duran otobüs durağına çekiştirmiştim.
Göz kapaklarını araladığında fark ettim, hiçbir duygu barındırmayan yakut gözleri, tıpkı benimkilere benziyordu, benimkiler gibi kırmızıydı. Hızlıca kaşlarını çatıp sertçe bileğini kendisine asıldığında yağmurun yavaşladığını fark etmiştim. "Ne halt yiyorsun lan?"
"Asıl sen ne yapmaya çalışıyorsun?" Yüksek çıkan sesime rağmen şiddetli yağmurun ve yoldan hızlıca geçen birkaç aracın sesinden beni zar zor duyabildiğini hissetmiştim. Omuzlarımı sertçe ittirip beni yere düşürmüştü. Silahı almaya çalıştığında sıkıca kavramıştım ve vermemekte ısrarcı olduğumu göstermiştim.
"Karışma ve işine dön. Sikeyim, onu geri ver." Doğrulup avucunu açmıştı. Silahın içindeki tek mermiyi alıp boş silahı sarı saçları ıslanmış olan adama uzatmıştım.
"Söylesene ne yapmaya çalışıyorsun?" Ayağa kalktığımda çamura bulanmış arkamı umursamayıp otobüs durağına oturmuştum. "Neden ölmeye çalışıyordun?"
Alay edercesine gülmüştü. Hâlâ ıslak saçlarındaki yağmur damlaları, yüzüne, oradan da çenesine kayıp yerle buluşuyordu. Kabul etmeliyim ki, harika görünüyordu. Fakat konumuz bu değildi.
"Kendimi öldürmüyordum, lanet olsun. Tanrı denilen kişi, yaşamamı istiyor mu diye test ediyordum." Silahını bana uzattığında gözlerimi kısıp incelemeye başlamıştım.
"Rus ruleti mi? Kumar oynamışa benzemiyordun..." Ukalaca gülümseyip kırmızı gözlerini yeniden üzerime sabitlemişti. Soğuk bakıyordu, üşütüyordu bu. Ancak hoşuma gittiğini inkâr edemezdim.
"Zevkliydi." Elindeki silahla beraber ellerini yarım yamalak ceplerine sokmuştu ve gözlerim yeniden beyaz gömleğinin altındaki pürüzsüz, ıslak tenine kaymıştı. Üstsüz gibi görünüyordu âdeta.
"Hep yapar mısın?" Başını bana çevirdiğinde bakışlarımı vücudundan çekip yüzüne yönlendirmiştim.
"Ya sen? Tek görüşte Rus ruleti olduğunu anlayan birisini ilk defa görüyorum." Zorlanarak yutkunmuştum. Tek kelime etmeyişimden ve kaçırdığım bakışlarımdan dolayı ondan da ses gelmemişti.
Avucunu 'Mermiyi geri ver' dercesine açıp kapattığında cebimdeki mermiyi çıkarıp ona geri vermiştim. Yanlış mı yapıyordum bilemiyordum fakat buna çok takılmak yerine yanımdaki oğlanın parlayan gözlerine odaklanmıştım.
İnce dudakları, keyifle yana kıvrılırken benim de dudaklarımın kenarları yana kıvrılmıştı.
Mermiyi silaha yerleştirip bana uzattığında gözlerinin içindeki ışıltının yoğunlaştığını görmüştüm.
"Denemek ister misin?"
Merhaba! Öncelikle, kurgu nerelere gider bilemiyorum fakat rahatsız olabileceğiniz bazı şeyler içerebilir diyebilirim. (Cinsellik, intihara teşebbüs, küfür vs.
Bu yüzden okuyacaksanız lütfen bunu göz önünde bulundurun.
Lütfen yorum bırakıp oy vermeyi unutmayın. Hayalet okuyucular, özellikle siz.
Her neyse, keyifli okumalar!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Breath Of Death║KiriBaku
Hayran KurguBakugou Katsuki, elini kana bulamayan bir ölüm meleğiydi. |ağustos 2018|