►son ᶦ

413 68 87
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Birinci alternatif, Keyifli okumalar.

Kurumuş dudaklarını yaladı önce. Sonra bakışlarını kaçırıp cebindeki mermileri avucuna doldurdu. İsteksiz görünüyordu, bunu istemiyordum. Bana yeniden eskisi gibi baksın, birbirimizin hayatlarını rastgele çevrilmiş Rus Ruletlerine dayadığımızda bana yeniden alay edercesine baksın istiyordum.

Bu gece fazla ileri gitmeye karar vermiştim.

Ölecektim çünkü biliyorum, bu ana kadar onca ölüm oyununa girmiş olmasına rağmen hâlâ hayatta olması, hileli oynadığının kanıtıydı bana göre. İşte bu yüzden öleceğimi hissettim o an. Ve ölümümün böyle bir yerde, bana olan yabancı bakışları altında olsun istemiyordum.

Mermileri alıp kendi cebime soktuğumda afallamıştı, silaha doldurmamı bekliyor olmalıydı. "Kapalı bir yere gidelim, orada oynayalım," demiştim bileğine parmaklarımla sarılırken. Yine yalamıştı kuru dudaklarını, daha sonra başını aşağı yukarı sallayıp evine gitmek için sürüklemeye başlamıştı beni arkasından.

Yarım saatin ardından evine varmıştık ve saat gece yarısını çoktan geçmişti bile. Bu muhtemelen son gecemiz olacaktı ve ben bunu boşa harcamak istemiyordum. Bu yüzden normalde kontrol onun elindeyken bu sefer ipleri elime almaya karar vermiştim.

Kurumuş dudaklarını bulmuştu dudaklarım ve yavaşça alt dudağını emmeye başladığımda gözlerini bir iki kere kırpıştırıp hareketsiz kalmıştı. Ellerini ellerim arasına alıp boynuma götürdüğümde ve beline sarıldığımda o da harekete geçmiş, saç tellerimi çekiştirmeye başlamıştı.

Vakit kaybetmeden kurtulduğumuz kumaş parçalarının ardından özlediğim yatağa kurulmuş, elimdeki kumar aletinin soğuk namlusunu, kucağıma oturan sarışının çıplak sırtına değdirip ürpermesine neden olmuştum.

Gözlerindeki bakış, az öncekine göre daha farklıydı, ancak eskisi gibi değildi; parlaklığını yitirmiş gibi. Kaşları çatık değil; düz bir çizgi hâlinde idi ve normalde ıslak olan dudakları fazlaca kuruydu. Ancak değişmeyen tek şey, nefesi gibi görünüyordu. Sıcak nefesi benim dudaklarıma çarpıyor, hızlı hızlı inip kalkan göğsü ve hızlı kalp atışlarını; kendi göğsümde ve sağ tarafımda rahatlıkla hissedebiliyordum.

Omzumdaki elleri yüzümü bulduğunda dudaklarıma yapılan baskı yüzünden gözlerimi kapayıp belindeki namluyu, omurgasında ince bir yol çizerek yukarıya doğru çıkarmış, ensesine kadar teninde dolaştırmıştım. 

Sıcak nefesi ve inlemeleri kayboluyordu ağzımda. Titriyordu ayrıca, korkuyor muydu? Korkamaz, diye düşünmüştüm. Ölüm melekleri hiçbir şeyden, hele ki ölümden, korkamaz.

Rus ruletinin içi hâlâ boştu, doldurmak için geri çekildiğimde komodinin üzerindeki mermilere ulaştım. Sadece bir tane eklemiş, kapatıp toplara bakmadan rastgele çevirmiştim. Kalbim göğüs kafesimi zorluyordu ve yapmak istemiyordum bir yandan da, ancak yaşamak için doğru düzgün bir nedenimin de kalmadığı geliyordu aklıma.

Breath Of Death║KiriBakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin