Sabah Berrağın beni aramasıyla uyandım. Bu gün hafta sonu ne diye beni uyandırıyorlar ki. Neyse daha fazla çaldırmadan telefonu açtım.
B: Alo Nefes uyandın mı? N: Sayende. B: Dışarıya çıkıcaz hazırlan. N: Olur da kimler var? B: Kızlar bir de Fatihler. N: Fatihleri biraz daha açar mısın? B: Tahir de gelicek. N: Ben gelmem Berrak biliyorsun. B: Nefes bu sefer utanmadan gelsen. Hem sana da değişiklik olur. N: Ya bilmiyorum. Saat kaçta buluşucaz? B: 14:00'de. Daha zamanımız var bence sen bir düşün. N: Tamam düşünücem. B: Tamam o zaman görüşürüz. Ararsın beni. N: Tamam.
Telefonu kapattıktan sonra yatağıma oturup gitsem mi? Gitmesem mi? Diye düşünmeye başladım. Aslında bir tarafım yani kalbim git diyor bir tarafım yani beynim - biz ona utangaçlığım diyelim - gitme diyor. Ama bu sefer kalbim bu düşüncelerime daha ağır basıyor. Eskisi gibi beynimi dinleyip bir 4 yıl daha bakleyemem. Sanki açılacakmışım gibi konuşuyorum ama tabiki rüyamda. Elime telefonu alıp saate baktım. Ne yani 1 saattir boş boş oturup gidip gitmeyeceğime mi karar vermeye çalışıyorum. Neyse aramalara girip Berrağı aradım ve geleceğimi söyledim ufak çaplı bir şaşırma yapıp her zamanki yerimize gideceğimizi söyleyip kapattı. Bende hemen hazırlanmaya başladım. İlk önce ılık bir duş aldım. 10 - 15 dakika sonra çıktım. Her zamanki gibi dolabımın karşına geçip kıyafetlerimle bakmıştım. Uzun bir bakışmanın ardından kıyafetlerimi seçtim
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Nefes'in elbisesi) Giyindikten sonra da saçlarımı yapmaya başladım. Yarım saat sonra saçım da hazırdı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Nefes'in saçı)
Saatin 13:45 olduğunu görünce kapıya çıktım ve ayakkabılarımı giydim
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Nefes'in ayakkabısı. Arkasındaki yeşil yer yok) Ayakkabılarımı girdikten sonra askılıktan anahtarımı alıp evden çıktım. Yoldan geçen bir taksiye binip gidiceğimiz yere geldim. İçeri girdiğinde gözlerim bizimkileri aradı Selin beni görünce elini salladı ben de yanlarına gittim. Benim dışımda herkes gelmişti. Asiyenin yanı boştu ben de sandalyeyi çekip yanına oturdum.
N: Kusura bakmayın biraz geç kaldım. F: Sorun değil biz de yeni geldik sayılır. A: Eee napıyoruz B: İlk siparişleri verelim sonra düşünürüz. S: Bence de.
O kadar utanıyorum ki sürekli masanın altında parmaklarımla oynuyorum. Bir süre daha oynadıktan sonra Asiye beni fark etmiş olacak ki alttan beni dürttü bende kendime geldim.
5 dakika sonra garson geldi ve siparişlerimizi aldı. Biraz daha sohbet ettikten sonra garson siparişlerimizi getirdi.
M: Hayret Nefes geliceğini düşünmedik şaşırttın bizi Al: Al bende o kadar kardeşim. Nefes başına güneş falan mı geçti hayırdır. S: Sizene ister gelir ister gelmez size mi sorucak. M: Bişey demedik ki alt tarafı soru sorduk. F: Aynen merak ettik yani utanıp gelmediği için. Diyip abartmadan güldü. Tek kelime söyleyemiyordum. Dokunsanız ağlayacak durumdaydım. Resmen sevdiğim çocuğun yanında benimle dalga geçtiler. Na: Üçünüzü de pataklamadan çenenizi kapatır mısınız? M: Bişey demedik ki Nazar. Alt tarafı soru sorduk. Al&F: Aynen A: Ama bazı sorularınız insanların kalbini kırılabiliyor. Mus: Asiye bişey demediler ki kırılacak bişey yok bunda. S: Nerden biliyorsun Mustafa. Biraz da empati kurun herkesin içinde seninle dalga geçseler ne hissederdin? Mus: Tamam haklısınız. Beyler siz de susun. Gerçekten geldiğime pişman olduğumu şuanda hissedebiliyorum ve gerçekten burdan uzaklaşmak istiyorum. N: K-Kızlar ben k-kalkıyım görüşürüz yarın Diyip bişey demelerine izin vermeden çantamı ve masanın üstündeki telefonunu alıp sahile indim. Ayakkabılarımı elime alıp deniz kenarında yürümeye başladım. Nedensizce burası bana huzur veriyor. Biraz daha yürüdükten sonra gözyaşlarımın dökülmesine izin verdim. Arkamdan biri geliyormuş gibi hissediyordum. Kesin Berrak gelmiştir diyip arkamı dönmeden konuşmaya başladım.
Tahir'in sesi bu. Niye arkamdan geldi ki? Yavaşça arkamı döndüm.
N: Noldu kötü bişey mi var? T: Yok masada kötü görünüyordun bende merak edip arkandan geldim. İyi misin? N: Iyiyim sorun yok. T: Sevindim. Şezlonglara oturalım mı? N: Olur. Şezlonglara yürümeye başladık ben şezlongalrdan birine oturdum o da benimle yanı yere oturdu. T: Nefes ben onlar adına özür dilerim. N: Senin suçun yok ki niye özür diliyorsun T: Ne biliyim masadaki halini görünce özür dileme isteyi geldi içimden. N: Sorun değil. Unuttum olanları. Diyip hafif sırıttım. O da benim sırıtmama karşılık verip sırıttı. T: Olanları unuttuysan neden geldin deniz kenarına? N: Burası bana huzur veriyor o yüzden geldim. T: Valla ne yalan söyleyeyim burası bana da huzur veriyor. Deniz kokusu hayatımdaki en güzel ikinci koku. N: Birincisi ne? T: Şimdilik boşver zamanla öğrenirsin.
Biraz daha sohbet ettik ve saatin farkında bile değildik. Hava kararmaya başladığı için rüzgar çıktı bende haliyle üşüdüm. Tahirde bunu fark edince T: Üşüdün mü? Dedi. N: Biraz. Ceketini çıkarıp bana verdi. Kokusu ceketine sinmiş öyle güzel kokuyor ki anlatamam. N: Sen? T: Ben alışkınım buranın rüzgarına arada bir burda sabahlıyorum. N: Tamam peki.
Biraz daha sohbet ettik. Geç olduğu için uykum gelmeye başladı bende kafamı Tahirin omzuna koydum. Utangaçlık umrumda bile değildi. Omzu o kadar huzurluydu ki. Tahirin sevdiği ilk kokuyu bilmiyorum ama benimki kesinlikle onun kokusuydu. Ben böyle düşünmeye devam ederken usulca gözlerimi kapatıp uykuya daldım.
8. Bölüm sonu..
Herkese tekrar merhaba. Yine sınırın dolmasını bekleyemedim ve bölümü attım. Bu arada bu bölüm sınır koymuyorum. Konu aklıma gelince yazmaya başlayacağım sizinde aklınızda konu varsa yorum yapabilirsiniz böylelikle kısa sürede bölüm gelmiş olur. Bölüm hakkındaki görüşlerinizi de yazarsanız çok mutlu olurum. Diğer bölümde görüşmek üzere 👋😊
