BÖLÜM ADI ; Tutamıyorum elini , şimdi çok uzaktasınBÖLÜM (3) ✔️
Yapamadım özür dilerim.Ben senin gibi ayrılığın ertesinde başka bir el tutamadım. En son senin ellerin ellerimdeydi. Ellerimi bıraktığın günden beri hiç bir eli sıkmıyorum. Ellerine dahi ihanet edemedim.
Kimseye sarılamadım senden sonra. Kokun sinmişti üstüme, ve hâla kokuyor tenimdeki hücrelerimin arasında. Kokuna bile ihanet edemedim.
Ayrılığın ertesi gününü bırak, haftalarca, aylarca öpemedim kimseyi. Sanki o dudaklar benim değildi, başkasına ait, emanetti. Senin en son kondurduğun o minin öpücük bile hâla sağ yanağımda duruyor, tam da o bal çukurunda. Ben senin öpmelerine dahi ihanet edemedim.
Başka gözlere hiç bakamadım, gülemedi gözlerim. İlk günkü gibi suskun bir halde çekildiğim köşemdeydim. Sustum çoğu zaman, üzüldüm ama gülemedim. Yani ben bir zamanlar senin baktığın, benim gözlerime, yanin aslında senin gözlerine ihanet edemedim.
Senden sonra kimseye "Seni seviyorum" diyemedim. Çıkmadı iki dudağımın arasından, gelemedi bir araya o kelimeler. Sana, bana, bize ait olan sevgime de ihanet edemedim çünkü. Seninle anlamlıydı, benimle anlam kazanıyordu.
Bir zamanlar birlikte kurduğumuz hayallerimizi de satmadım kimseye. Hala kulağımda çınlıyor, hâla geleceğe taşınıyor benimle. Yani o hayallerimize de ihanet edemedim ben.
Bunlar geçmiş zamanlardı, geçen anlardı. Senden geçti belki ama benden geçmedi. Aslında senden de geçemedi biliyorum. Ama ne olacak dersin bundan sonra?
Peki ya şimdi ne durumdasın sen?
Şimdi, her sarıldığımda içime çektiğim kokun, hangi kıymet bilmezin burnunda.
Şimdi, ellerin kimin ellerinde, kim ısıtıyor onları her üşüdüğünde.
Şimdi, bana bakan o minik gözlerin kim bilir hangi bozuğun gözlerinde.
Şimdi, şimdi ne biliyor musun?
Sen tüm o ihanetleri sokarken sevgime, ben senden başkasını sokamadım sevgime, ihanet olur diye.
Kusura bakma sevgilim, özür dilerim.
Ben senin kadar şerefsiz değilim.
Sen benimdin, şimdi ellerin.
Ben sevgime ihanet etmedim.Derin bir nefes alıp öylece boşluğa bakmaya devam ettim. Saatlerdir yaptığım şeyi yapıyordum. Karşımdaki duvara bakıyordum. Gerçi duvarda asılı olan o fotoğrafa da diyebilirdim. Ne kadar tuhaf birşeydi değil mi ? Biriyle geçmişte çok eğlenmiş , hiç durmaksızın gülmüş ve o anı kareleyip fotoğraf çekilmiştiniz. İşte asıl tuhaf olan kısım buydu. O kişi artık yoktu. Yanınızda olmayı bırakın başkasıyla gülüyor , başkasıyla zaman geçiriyordu artık. İşte burası canı etten ayıran konuydu.
Yavaşça komidinin üzerindeki telefonuma ilerlerken , son anda küpe takmadığım aklıma geldi ve sarı kutunun içinden minik bir küpe takımı çıkardım. Üç tane vardı. Üçünüde zar zor deldirdiğim kulak deliklerime takacaktım. Normalde büyük halka küpeleri çok severdim ama iş görüşmesine gideceğimden , fazla göze batmak istemiyordum. Evet , iş görüşmem vardı. Evde tek başıma umutsuz ev kadınları gibi oturmaktansa çalışıp kafamı dağıtmak daha mantıklı geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben seni sevmek istemiyorum
General FictionNe olur gelme , kaybettim o inancı. Gözlerinde bir başkasının gülüşünü gördüğümden beri , çok kan kaybettim. Savaşmaya olan hırsımı , kazanmaya olana umudumu kaybettim. Ne olur gelme. Gözlerinde bir başkasının saçları uçuşuyordu , kangren oldu sana...