Ne olur gelme , kaybettim o inancı.
Gözlerinde bir başkasının gülüşünü gördüğümden beri , çok kan kaybettim. Savaşmaya olan hırsımı , kazanmaya olana umudumu kaybettim. Ne olur gelme. Gözlerinde bir başkasının saçları uçuşuyordu , kangren oldu sana...
BÖLÜM ADI ; Sensizliği saklıyorum bu yara olmadı , hiç
BÖLÜM (6) ✔️
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gör istedim. Güzel bir manzara, yanımda sen varken anlam kazansın istedim. Duy istedim. Güzel bir nota, yanımda sen varken mana kazansın istedim. Yaşa istedim. Güzel bir an, yanımda sen varken an değil, anı olarak kalsın istedim. Gel istedim. Güzel bir yaz sabahı, yanımda sırf sen varsın diye güneş doğsun istedim. Gitme istedim. Beraber bir yastığa baş koymaktan ziyade, bir hayata beraber sırt dayayalım istedim. Üzül istedim. Beni mahveden şeylerin, senin gözünde bir damla yaş olmasını istedim. Kahrol istedim. Gittiğine, bittiğine, yaşadıklarına, bir daha yaşanmayacak olmasına sen de benim gibi kahrol istedim. Dağıl istedim. Beraber bir bütünken, yanında ben yokken bende bir parçanı ara, bulamayınca benim gibi dağıl istedim. Gitme demeni bekledim. Gidersen, geri dönersin diye bekledim. Bitmesin istedim.
İnan senden çok bir şey değil , beni sevmeni istedim sadece. Haberin olmadan seni uzunca izlerken aniden bana dönüp , gülümse istedim. Güzel sözlerini duyayım , ellerimi tut , öylece bakışalım istedim. İnan bunlar çok bir şey değildi.
" Bunları giyersin." Odaya dank diye giren Siyabente baktım. Sanki kendi odasına girer gibi istediği her vakit dalmasına alışalı çok olmuştu. Bir zararı yoktu. Alışmıştım bir haftadır varlığına. Öyle kendi kendine geliyor , boş yapıp gidiyordu.
" İhtiyacım yok kıyafetlere." Dedim esnerken. Burun kıvırdı.
" Koktun." Kaşlarımı çatıp istemsizce üzerimdekini koklarken , abarttığı kadar kokmadığıma kendimi inandırıp gözlerimi kıstım. " Ben kokmam ki"
" Bir haftadır giydiğin şeyler öyle söylemiyor ama..." dedi alayla. Ne varmış canım. Kıyafetim olmadığından değiştirmiyordum sanki. O gece o evden ayrıldığımda çantama tıkıştırmıştım bir şeyler. Ama hevesim yoktu anlıyor musunuz.
" Siyabent , nolur bana bulaşma." Dedim sitemle. O sıra bişiler geveledi ama umursayamadım. Çünkü tamamen yakışıklılığına odaklanmıştım. Her gün görüyordum neredeyse ama dün uğramadığı için bugün yüzü olduğundan daha güzel gelmişti gözüme. Yakışıklı değil arkadaşlar. Güzel... Umarım bu tehlikeyi atlatabilirdim çünkü erkek güzeliydi.
" Beni dinlemiyor musun sen ?" Diye sordu. Anında bakışlarımı ufak burnundan alıp gözlerine çevirdim. " Duyamadım tekrarlar mısın ?"
Sırıttı. " Buldun yakışıklıyı kes babam kes. Sonra duyamadım tekrarlar mısın ?" Göz devirdim. Allahın egolamanı. Ne var yani alt tarafı iki dakika boyunca onu izlediysem. Bi bir sorun muydu yani ? Sevap işliyorduk burda.
" Pislikleşme Siyabent."
Sakallarını sıvazladı. 10/10luk bi hareketti. Bu harekete düşmeyen kız tanımıyordum. Ardına derin bir nefes alıp yüzünde ki sırıtışı sildi ve dimdik suratıma baktı. Bir anda nasıl böyle ciddiyete büründü bilmiyordum.
