~2~

209 10 0
                                    

Sıkıntıyla nefesimi  verip arabadan indim.Geldiğimiz yer o kadar berbat bi yerdi ki Ceren'in hatırı olmasa durmazdım bile.
Etrafta kesilmiş birkaç ağaç kemik yığını gibi durmaktaydı. Üzerinden geçerek gittiği yoldan takip etmeye başladım.
"Beni de bekle"
Fısıltı gibi gelen sesin ardından ekimi uzatıp yanıma çektim.
"Boyle bi yerde ne bok yediğinin açıklamasını yapar umarım " dedim sesimi yükselterek.
"Bizde arkasından gitmenin hesabını veririz değil mi Sahra!" Oflayarak ona döndüm.
O da buraya geldiğinden pişmanmış gibi gözlerini etrafta gezdirdi.
Yerde kanlı pençeteler, boş şişeler ve sigara izmaritleri vardı.

"İnsanlar buraya içmek için geliyo olmasın?"
Koluna girerek çekiştirmeye başladım.
"Buraya gelenler tek değil galiba" diyerek kanlı mendilleri gösterdim.

Yüzünü buluşturdu.
"İğrenç"
Göz devirip yamaçtan yukarı tırmandık. Arabanın geçebileceği bi yerken neden aşağıda bıraktığını da düşünüyordum. Kimi uyandırmak istemiyordu !
Çıktığımız yokuşun sonunda ellerimi dizlerime koydum. İkimizde nefes nefese kalmıştık.

"Nerde bu çocuk?"
Etrafa ürkekçe bakarak nereden gittiğini kestirmeye çalışıyordum.
"Bak Ceren burada iki yol var sen birinden git bende diğerinden"
Kolunu çekistirdi.
"Cesaretini tebrik ederim. Fakat tek kalacağız bunun farkına var"
Hava hafiften kararmıştı. Korkuyordum hem de deli gibi. Okulumdan evime evinden okuluma giden biriyken buralara hangi akılla gelmiştim ki!
"Tamam haklısın o zaman geri dönüyoruz" diyerek yolun ters yönüne ilerledim. Koluma mengene gibi yapışan eller yüzünden tekrar tepeye döndüm.
"Buralara kadar boşuna gelmedik. Lütfen! Burada ne olup bittiğini öğrenelim. Sende benim kadar merak ediyorsun biliyorum."
Göz devirip ellerimi cebime soktum.

Küçük Emrah bakışı atıp başını boynuma yasladı. Uzaktan gören birbirinize  sarılan iki kişi  sannederdi herhalde bizi. Sıcak nefesi göğüs kafesimi yakıp geçti.
"Ama ayrılmayalım da ya başımıza birşey gelirse?"

"Buraya gelerek bunu da göze aldığımızı düşünüyorum"
Bende bundan korkuyorum fakat ona olması gerekeni göstermem gerekiyormus gibi hissediyorum.
"Akılsız basın yüzünden geldiğimiz yere bak Ceren! Ayrılmazsak zaman kaybeder burdan donemeyiz "Dedim sinirli çıkan sesimi umursamadan.

Yüzü düşüverdi birden. O aptal çocuk için buna degmezdi!
Ona biraz dağa sokularak saçlarını oksadim bir abla edasıyla.
" Bi arkadaşız. Her zaman yanında olurum"
Kollarımı iki yana açarak etrafımda yarım tur döndüm.
"Şuraya bak" kendimi gösterdim daha sonra
"Kendimize bir bak. Bizim gibi insanların böyle bi yerde işi ne olabilir"
sesim kısıldı sonlarda . "Kimle olabilir!" Yüzüne vurmak istemiyordum.Çünkü bilirim gönlü kırılırdı onun.
Dolmuş gözlerle bakarak başını salladı.
"Tamam çok haklısın. Bugün neler olduğunu öğrenelim en azından sonra -" Boğazında düğüm varmışçasına yutkundu.
"Ondan vazgeçmeye çalışacağım"

Kızarmış gozlerine baktım. Bu söz benim bile yüreğime ağırlık getirirken o nasıl bununla başa cikabilirdi?
"Bırakma kendi.Topla hadi. Başka çaremiz yok. İkiye ayrılmak zorundayız."
Gözleri sevinçle parıldarken onun bu haline biraz daha üzüldüm. Sevgi bi insanı nasıl bu kadar kör ederdi!

"Tamam ya birşey olursa?"

"Sakın öyle düşünme karşına ne çıkarsa çıksın pes etme."
Ona sımsıkı sarıldım " Bunu bulunduğumuz durum için söylemiyorum, biliyorsun değil mi?" Gülümseyerek başını salladı.

"Sen gerçek bi dostsun Sahra "

Belkide ilk söylediğinde hayır deseydim  onunla buralara gelmeyip ikimizide tehlike altında bırakmasaydım daha iyi bir dost olabilirdim.
O bunun farkında olmasa bile...

🔱O Bir Katil🔱Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin