Bölüm | 6

860 68 37
                                    

O kısa öpüşmeden sonra ve Levent Kekelitaş ile konuşmaları ardından tam olarak 8 saat geçmişti. Kadın çoktan uyanmış yatakta yatıyordu. Artık kendini birşeylere alıştırmaya çalışıyordu. Ailesi sandığı gibi mükemmel ve iyi niyetli değildi. Biryandan bunu düşünürkenen diğer yandan da Adamla olan bağlarını düşünüyordu. Fethi bir kaç gündür hiç yalnız bırakmıyordu Kadını. Herşeyi birlikte yapmaya başlamışlardı. Eylem pek belli etmese de Fethiyi aramadığı saatlerde özlüyordu. Kendine bile daha açamadığı duygular vardı ve Fethinin öpmesinden sonra iyice kafasının karıştığını fark etmişti. Daha sonrasında bu düşüncelerden çıkmak için ılık bir duş aldı Eylem. Ardından da defteri eline alıp bir sonra ki sayfasını okumaya başladı

"Muhtemmelen verdiğim İsim seni Veysele götürmüştür. Doğru yoldasın tebrikler. Veysel Salı öğleni Rocks denilen kahvede takış tukuş yapar. Onunla orada tanışabilirsin. Bu işlere girmeye kalkışma birdaha çıkamazsın. Sadece bilgi almaya çalış. Veysel sana güvenirse Baban hakkında birçok bilgi verecektir. Şimdi diyeceksin Babamın işlerini öğrenince elime ne geçiçek? Herşeyi doğru düzgün bulursan Silah ticaretlerin mekanlarını da bulup yok edebilirsin. Neyse ki ilk işin Veysel ve sana güvenmesi. Bu işte en önemlisi güçlü durmandır. İyi yolculuklar."

Eylem sıkıntıyla Defteri kapattı. Aslında tüm defteri okuyup her ip ucunu alabilirdi ama bildiği birşey varsa oda yazarın bir bildiği olduğu. Her sayfayı teker teker işlemeden önce sayfaları çevirmek sadece kafa karıştırırdı. Bugün günlerden Salıydı. Veysel ile görüşmek için güzel bir gün. Cebinden telefonunu çıkarıp Fethinin numarasını tuşladı. Bir kaç çalış sonrasında da açılmayınca kaşlarını çattı. Ani bir kararla yalnız gitmeye ikna oldu. Hızla üzerine siyah pantolununu ve beyaz tshirtini geçirdi. Duraksamadan sırt çantasınıda alıp aklına düşen fikirlerle kamerasını çantasına koydu. Arabasına bindiğinde hızla rocks kahvenin bulunduğu sokağa sürmeye başladı. Artık gözü o kadar kararmıştı ki tehlikeli olacağını bildiği halde geri dönmeye niyeti yoktu. Kısa sürede rocks kahvenin önüne döndüğünde iğrenç kahkalar duyuyordu ve alkol kokusu burnuna geliyordu. Yinede durmadan içeri geçip boş bir masaya oturdu. Adamların hepsi Eylemi süzdüğünde Eylemde sert bakışlarını üstlerinde dolaştırıyordu. Yanına bir garson geldiğinde bir çay söyleyip beklemeye başladı. Yarım saatin sonunda sıkılmaya başlasa da bir araç giriş yapmıştı. Herkes masalarından kalkıp Kahveyi terk edince Eylemde Veyselin geldiğini anlamıştı. Diğerlerine uymayıp yerinde kalmıştı. Muhtemmelen Veysel denilen Adam önde yürüyen diye geçirdi içinden Kadın. Veysel sinirli bir ifade ile Kadına baktığında adamlarını orada durdurup yanına yaklaştı.
Veysel: Yenisiniz galiba buraya ben ayak bastığım anda sizler ayağınızı dışarıya basmış olmalısınız.
Eylem: Evet yeniyim ve hayır gitmiyorum çünkü sizinle konuşacaklarım var.
Veysel: Demek öyle? Kimsiniz?
Eylem: Ben Pierre Mercier'in assistanı Roullien
Veysel: Doğru söylediğini nerden anlayacağım?
Eylem kısa bir kahkaha attı.
Eylem: Bugün silah teslimatı var biliyorum. Onların fotoğraflarını çekmeye geldim. Ayrıca gidecek yerlere teslim edilmesine dair onay vereceğim
Veysel: Doğru söylüyorsunuz arka tarafta buyrun geçelim ozaman
Eylem içinden büyük bir oh çekti. Birşekilde yalan söylemeyi becermişti fakat söylediklerin bir yanı yanlış olsaydı eğer şuanda kafasına kurşun yermiydi emin değildi. Veysel ve adamları ile birlikte arka tarafa geçtiğinde bir kamyon durduğunu gördü. İçi tahta kutu doluydu. Birtanesini açtığında için de üç adet silah olduğunu fark etti. Samanların arasına saklamışlardı. Eylem kendinden emin bakışları ile Veysele döndü.
Eylem: Nereye gidecek bunlar konumları alabilir miyim?
Veysel: Konumlar sabit herzaman ki yerler
Eylem konumun yerini alamayacağını anladığında çantasından fotoğraf makinasını çıkardı. Birkaç fotoğraf çekti belki işine yarardı. Daha sonra fotoğrafları kontroll ettiğinde arka tarafta duran Adamın elinde siyah bir çanta olduğunu fark etti. Kafasını çevirdiğinde Çantalı adamla birlikte üç koruma olduklarını fark etti.
Eylem: Ay bana bir fenalık geldi
Eylemin aniden bulduğu çözüm yolu ile Veyselin endişeli bakışlarını üzerinde hissetti.
Veysel: Salih sen su getir
Çantalı adam çantasını yere bırakıp içeri koşunca bende diğer adamları ve Veyseli oyalamanın yolunu aradım.
Eylem: Ya beyfendi siz içerde ki hırkamdan ilaçlarımı getirir misiniz?
Yanımda duran diğer Adam da içeri koştuğunda Veyselin telefonu da çalmaya başlamıştı.
Veysel: Kusura bakmayın buna bakmam gerekiyor
Veysel yanlarından ayrılınca diğer adama döndü
Eylem: Sizede çok zahmet olacak ama arabamda suyum olacak salih beyle onu getirirseniz. Malum maden su ile ilaç daha çabuk etki ediyor
Diğer adamı da yolladıktan sonra koşar adım çantaya ulaştım. İçini açınca çıkan dosyaların birer birer fotoğrafını çekince arkamda hissettiğim hareketlikle ayağa kalktım çantayı da elime aldım
Salih: Napıyorsunuz siz?
Eylem: Önemli bilgiler olan Çantayı nasıl buraya atarsınız? Ya başkasının eline geçerse? Dua et Veysel bey görmedi yoksa bitirirdi seni al şunu
Elinde ki çantayı Salihin eline sıkıştırıp bir kaç adım uzaklaşmıştı.
Salih: Haklısınız teşekkürler buyrun suyunuz
Yanına diğer korumalar gelince ilaç ve hırka olmadığını söylemişlerdi. Eylemde evden unutmuş gibi davranıp sadece suyundan yudumluyordu. Veysel de kısa sürede yanlarına gelmişti.
Veysel: İyi misiniz?
Eylem: Evet evet teşekkürler. Benim işim bitti daha sonra ki teslimatta görüşürüz
Veysel: İyi günler sizede
Eylem dikkat çekmeden hızlı hareketlerle arabasına bindi. Evine geldiğinde Fethinin arabasını görmesi ile hafifce gülümsedi. Arabasını garajın önüne park edip indi. Bahce kapısından girdiğinde Fethinin bahcede oturduğunu gördü.
Eylem: Selam!
Fethi: Eylem? Kaç saat oldu nerdesin sen?
Eylem: Hem telefonlarımı açmayıp hemde böyle merak ediyorsun demek?
Fethi: Ya ben gece geç uyudum da sabah duymamışım o derece uyuyordum. Sen nerdeydin?
Eylem: Ben defterin devamını okudum. Sonra da Veyselin nerde olabileceğine dair birşeyler okudum. Seni aradım birlikte gidelim diye ama gidemeyince yalnız gittim.
Fethi: Ne? Manyak mısın sen? Ya birşey olsaydı
Eylem: Olmadı ama bak tek parça halinde burdayım
Fethi: Delisin sen! Peki bilgi alabildin mi?
Eylem: Evet deliyim ve evet bilgi de aldım. Kendimi babamın asistanı olarak sahte bir isimle tanıttım. Adam bilgi vermedi ama siyah bir çantadan birsürü bilginin fotoğrafını çektim. Belki işimize yarar
Fethi: Göstertsene
Eylem ilk önce fotoğraf makinasından çektiği fotoğrafları gösterdi. Ardından telefonunu çıkarıp dosyada bulunan bilgiler ve fotoğrafları gösterdi. Fethi dikkatli gözlerle herşeyi incelerkenen Eylem de onu izliyordu
Eylem: Ee amirim birşey bulabildiniz mi? Öyle bir inceledin ki!
Fethi: Ha ha ha! Ayrıca evet buldum
Fethi kendini beğenmiş birşekilde konuşurkenen Eylemde gülümsemesine engel olamadı
Eylem: Neymiş peki benimlede paylaşır mısınız?
Fethi: Bak burada kamyonun plakası var yani kolayca nereye giriş yaptığını bulabiliriz. Şu dosyada olanlara anlam veremedim ama
Eylem: Belki defter birşeyler söyler bize
Fethi: Doğru hadi ozaman
Eylem Fethinin elini tutup durdurdu.
Eylem: Ya yeni geldim bir soğuklanayım bari
Fethi hafifce gülümseyip Kadına bakmaya başladı
Fethi: Burada oturduğumuz o akşamı hatırladım şuan
Eylem: Bende. Aslında biz nasıl buralara geldik? Ne güzel masal gibiydi herşey
Fethi: Çok yanlış düşünüyorsun hanımefendi. Herkes kendi masalını ve sonunu yaratır. Herşey bize bağlı belki sonumuz sonsuza kadar mutlu yaşadılar olur
Eylem: Hm bak böyle diyince mantıklı geldi. Ozaman sharlockculuk yapmaya devam ki sonumuz daha hızlı gelsin!
Eylem çoçuksu bir neşe ile yerinden kalktı aynı şekilde Fethi de neşeyle güldü.

Bölüm Sonu
Happy birthday İpek.

KilitHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin