Jungkookla ikimiz birbirimize bakakaldık.Ne yapacağımızı bilmiyorduk...
Jungkook aniden bileğimi kavrandı.Önüme geçti.Çok endişeli bir şekilde bakıyordu;
"Pencereden kaçalım.hadi!"
Bir yandan Jungkook'a bir yandan da kapıya bakıyordum.Hızlıca pencereye doğru ilerlerken kapıdan hala sesler geliyordu.Pencerenin önünde durduk.Çok olmasa da yüksekti.Benimde yükseklik korkum vardı.Jungkook pencereden aşağı atladı.Ardından ellerini uzattı.Pencereye eğildim.ardından oturdum.Birkaç saniye bekledim.Korkuyordum.O anda kapıdan sesler geldi.Ardından da ayak sesleri.Kulağımda bir ses daha yankılandı.Bangır bangırdı.Bu bir silah sesiydi.Bu sesin silah sesi olduğunu uzun süre farkedemedim.Şoka girmiştim.Ta ki Jungkook bana seslenene kadar;
"Hııh? Efendim"
Jungkook'un kucağındaydım.Jungkook o adamlar ateşle silah etmeden önce beni ayaklarımdan çekmişti.Jungkook'un kucağından indim.Koşmaya başladık.Çok geçmeden bizi farketmişlerdi.Hızlıca arabaya doğru ilerledik.Ama bir saniye.Anahtar??
Jungkook'la birbirimize bakakaldık.Kapana kısılmıştık.Başımı arkaya çevirmem ile adamların koşuşunu gördüm.Bizde koşmaya başladık.Koşarken aynı zamanda eğilmek zorunda kalıyorduk.Adamlar hala ateş ediyordu.Ara sokaklardan hızlıca geçtikten sonra ana caddeye çıkmıştık.İnsanlar bize bakıyordu.Normaldi.Üzerimde sadece bol bir gömlek vardı.Jungkook'ta pijamalıydı.Bir yandan bunları düşünürken bir yandan da ilerlemeye devam ettik.Kulağıma gelen sesle eğilmem bir oldu.Adamlar mermiyi hemen yanımda olan direğe isabet ettirmişlerdi.Daha çok panik oldum.Karşıya geçmemiz gerekiyordu.Adamlar geliyordu.Ama kırmızı ışık yanıyordu.Yine de geçmemiz gerekliydi.Eğer geçmezsek ölücektik.Hızlıca koşturarak geçerken korna sesi kulaklarımı kapladı.Aynı şekilde araba flaşını da gözlerimi kör edecek kadar büyüktü.Sesler buğulanmaya başladı.Birisinin beni kollarıyla sardığını hissettim.Gözlerimi kapattım..
Gözlerim hafif aralanır gibi oldu.Yanaklarımda sıcaklık hissediyordum.Gözümü biraz daha açtığımda ise başım Jungkook'un kucağındaydı.Doğrulmam ile Jungkook başımda ki ellerini çekti.Yanağıma bir öpücük kondurdu.Anlamsız bir şekilde Jungkook'a baktım;
"Nnn-noluyor?"
Gözlerimle etrafı taradım.Hava karanlıktı.Ve biz arabanın içindeydik.Gözüm arabada ki elektronik saate takıldı saat gecenin 3üydü.Jungkook ellerini tekrardan başıma götürdü.Saçlarımı okşadı;
"Taksideyiz havaalanına gidiyoruz"
Havaalanı demesiyle yerimden sıçradım.Jungkook ne yapmaya çalışıyordu.Onu geçtim.Böyle mi gidicektik.Jungkook a anlamsızca bakmaya
devam ettim.Jungkook bana bakarak;"O adamlardan kurtulmak için birkaç gün için tokyoya gidiyoruz.Sadece birkaç gün"
Daha da şaşırmıştım.Jungkook sırıtmaya başladı.Kesin birşeyler çeviriyordu.Hala anlam verememiştim.Garip bir şekilde bir kutu bize ulaşmış adamlar peşimize düşmüş ve şu anda havaalanına gidiyorduk.Senaryo gibi cidden.Jungkook'a bakarak;
"Peki kıyafet? Oda? Eşya??"
Jungkook beni kollarının arasına aldı.Alnımda ki saçlarımı çekti.Alnımdan öptü.Daha da sıkı sarıldı;
"Merak etme hepsini ayarladım."
Şaşkınlık üstüne şaşkınlık yaşıyordum.Nasıl ayarlamıştı.Aklımda hala oturmayan parçalar vardı.Bana ne olmuştu.En son hatırladığım şey sesler ve flaşlardı.Jungkook'a döndüm;
"Bana ne oldu?"
Jungkook aramızda ki mesafeyi iyice kapattı.Kollarıyla bana daha da sıkı sarıldı.Kendimi bir ara sahroş gibi hissettim. Benim alkolüm Jungkook'tu.Onun tek bir bakışı ile konuşamayacak hale geliyordum;
"Sen mi? Korkudan ve stresten başın döndü daha sonrasında ise bayıldın.. Ahh cidden beni çok korkutuyorsun bu kaçıncı? Sana bayılmayı yasaklıyorum"
Gerçekten endişeli gözüküyordu.Ama ben onun bakışlarında 2 şişe şarap içmiş gibi olmuştum.Jungkook'a dönerek;
"Bende sana böyle bakmayı yasaklıyorum"
Güldüm.Güldü.Başımı Jungkook'un göğüsüne yasladım.Kokusunu içime olabildiğince çektim.Bir kavanoza onun kokusunu koymayı düşünüyorum.Ciddiyim.Bir insanın bu kadar fazla huzur kokması anormal fazla güzel.Kafamı kaldırıp Jungkook'a baktım;
"Ne zaman varmış oluruz havaalanına?"
Jungkook sorumun üstüne dışarıya bakmaya başaldı;
"Mmm... geldik."
Cidden Jungkook'a inanamıyordum.Pasaportum yanımda değildi onu geçtim şimdiye uçak bileti almıştı.Bana imkansızın imkansız olduğu kanıtlamıştı.Kapımızın açılması ile Jungkook'un kollarından ayrılmak zorunda kaldım.Arabadan indik.Tereddüt ederek etrafa bakınmaya başladım.Kimse yoktu.Bekle bir saniye burası giriş değildi ki.Uçakların olduğu kısımdı.'OHA JUNGKOOK OHA' diye içimden söyleniyordum.Biraz ötemizde olan uçağa gözüm takıldı.Jungkook kapımızı açan adamdan iki tane çanta aldı.Birini bana verdi;
"Al bakalım giysilerin,tuvalette değiştirmek zorunda kalacaksın"
Jungkook'a bakarak güldüm.Bu kadar sınırları zorlamasını beklemiyordum.İmkansızı başarıyordu.Her zaman bunu yapıyordu.Gülmeye devam ettim;
"E artık o kadar da olsun" dedim.
Jungkook bir yandan sırıtırken bir yandan da elimi tuttu.Ardından uçağa doğru yürümeye başladık.
Uçağa girmek için olan merdivenleri de çıktıktan sonra hostes kadın bize gülümseyerek içeriyi işaret etti ve;
"İyi uçuşlar jeon jimin ve jeon jungkook" dedi.
Jungkook'la ikimizde birbirimize bakarak güldük.Koltuklarımıza yerleşmeden önce ve uçak kalmadan önce tuvaletin önüne geçtik.İlk giren Jungkook'tu.Bir yandan onu beklerken bir yandan da Jungkook'un telefonunda ki resimlere bakıyordum.Aralarda Jungkook'un saçma salak ama bir o kadar da tatlı fotoğrafları vardı.Jungkook kapıyı açtı.Herzaman ki gibi siyah sweatshirt'ü vardı.Altında da siyah kotu.Ben onun siyahlığında ki küçücük bir beyaz noktaydım.Jungkook gülümsedi.Ellerini avuşturduktan sonra ben içeri giricektim ki Jungkook'un telefonunun bende olduğunu farkettim.Bir mesaj gelmişti.Mesajı ikimizde görmüş ve okumuştuk.Ardından birbirimize bakmaya başladık.....
EVET BU BÖLÜM DE BÖYLE OLDU.BUNDAN SONRA BÖLÜMLERİ DAHA SIK ATACAĞIM💞💞💞OKUDUĞUNUZ İÇİN ÇOOOOK TEŞEKKÜR EDERİM💞💞💞💞❤️❤️❤️💜💜💜💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forever | jikook
Fanfiction"Sadece onunum,sadece jeon jungkook.." ~JJK+PJM ~ukemin [fotoğraf editi the_jikook a aittir]