21.Bölüm

110 7 1
                                    

Gözlerimi açtığımda en sevdiğim manzara ile karşılaştım.Jungkook karşımda mışıl mışıl uyuyordu.Elimi yastığımın altından çektim.Yavaşça Jungkook'un yanaklarında dolaştırdım.Ona hayranlıkla bakıyordum.Bir insan bu kadar güzel uyuyabilir mi? Yok yok kesinlikle bir melek.Düşüncelerime dalmıştım.Beynim Jungkook ile doluydu ve bu beni mutlu ediyordu.Yavaşça yorganı üzerimden çektim.Jungkook'u uyandırmamak için yavaşça doğruldum.Tam o sırada bileğimden tuttuğunu hissettim.Bileğimi kavradı ve kendine çekti.O kadar ani ve hızlıydı ki çuvalladım.Birden bire Jungkook'un üzerinde olduğumu farkettim.Beni kandırmıştı.Uyanmıştı.Gözlerini yavaşça açtı.Yüzünde o kocaman gülümsemesi oluştu;

"Günaydın rüyalarımı süsleyen sevgilim"

Birbirine değen vücutlarımızı daha da birleştirdi.Hafif doğruldu.Nefes nefese kalmıştım.Ellerini ilk önce saçımda sonra da köprücük kemiğimin üstünede dolaştırdı.Ardından boynumun yanını tuttu.Tek bir dokunuşu ile eriyordum.Boynumun yanında olan elini sıktı.Ordan güç alarak daha da kendine çekti.Gözlerimiz birbirine kenetlenmiş,burunlarımız değiyor,nefeslerimiz birbirine karışıyordu.Bir anlığına da olsa Gözlerimiz ayrıldı.İkimizde birbirimizin dudaklarına bakıyorduk.Kalp atışlarım daha hızlandı.Elimi Jungkook'un göğüzüne götürdüm.Kalbinin atışlarını hissedebiliyordum.Çok hızlı çarpıyordu.Gözlerimiz tekrar buluştuğunda ise dudaklarımızın arasında boşluğu kapattık.Normalde olduğundan daha yavaş ve daha soft bir öpücük olmuştu.Dudalarımız ayrıldı.soft olmasına rağmen ikimizde nefes nefese kalmıştık.Boynumun yanında ki elini alnıma götürdü.Gözüme gelen saçtıkları geriye çekti.Alnıma küçük,tatlı bir öpücük bıraktı.Gözlerimiz tekrar buluştu.İkimizde sırıtmaya başladık.Ardından da gülmeye başladık.

İkimizde sebepsizce gülüyorduk.Gözlerim kısılıyordu.Bilirsiniz gözlerim güldüğümde kısılır;

"Jungkook iyi hoşta göremiyorum"

Jungkook bu söylediğimin üstüne daha çok gülmeye başladı.Ellerini yanaklarıma götürdü.Sıkmaya ve aegyo yapmaya başladı.Kızarmıştım.Yanaklarım alev alevdi.O daha çok güldükçe bende gülüyordum.

———

"Jimin hadi geç kalıyoruz!"

"Tamamm geliyorum"

Olabildiğince en hızlı şekilde banyodan çıktım.Elimde ki tarayı hızlıca çantama koyduktan sonra 30 dakikadır kapının önünde bekleyen Jungkook'un yanına gittim.Jungkook geldiğimi anladığı için olsa gerek arkasını döndü;

"Sonunda hadi gidelim pravoya geç kalacağız"

"Tamam işte geldim gidelim"

Jungkook'un koluna girdikten sonra odadan ayrıldık.Otelin çıkışına doğru yürümeye başladık.Bay mükemmel Jungkook her işi olduğu gibi bunu da halletmişti.Düğünümüzün olması gerekliydi,Taehyung saolsun.Düğün bu otelde olucaktı.Damatlık için şimdide bir yerlere gidiyorduk.Otelden çıkmamız ile bütün flaşlar patlamaya başladı.Zar zor arabaya bindik.Jungkook şöföre doğru gideceğimiz yerin adını söyledi.Ardından yola koyulduk.Dışarıyı izlerken telefonuma mesaj geldi.Bu mesaj annemdendi.Bu sabah telaşlanmaması için mesaj atmıştım;

~"oğlum,uçak bileti bulduk.Yarın sabaha karşı babanla Tokyo'da oluruz.Senin düğünün sadece bir kez olucak.Kaçıramayız."

Gözlerim dolmuştu.Annem haklıydı.Sadece bir kez olucak ve Jungkook'la olucaktı.Ellerimi gözlerime götürdüm.Dolu gözlerimin akmaması için yukarı baktım.Jungkook yanıma yaklaştı;

"Birşey mi oldu?"

Kaygınlanmaması için kocaman gülümsedim;

"Hayır sadece annemler yarın sabah karşı geleceklermiş.Bir yer ayarlayabilir misin?"

Jungkook rahatlamışa benziyordu.Ellerini yüzüme götürdü.Yüzümü okşadı;

"O iş bende" dedi.

Ardından yanağımı öptü.
Birkaç dakika geçtikten sonra araba durdu.Gelmiştik.İçimde heyecan vardı.Arabadan inip mağazaya girdik.Girer girmez çalışanlar başımıza üşüştü.Ardından da Jungkook'la beni ayrı yerlere götürdüler.Giymem için beyaz bir damatlık vermişlerdi.Beyaz da ayakkabı.Tepeden aşağı bembeyazdım.Giyinirken 'acaba Jungkook'a da mı beyaz damatlık vermişlerdir' diye düşünmeden edemedim.Ve onu öyle hayal ettim.Sırıtmaya başladım.

Giyinmiştim.Tam ayakkabımın bağcığını bağlıyorken dışaran bir ses geldi;

"Bay jeon sizi bekliyorlar"

İşte içimi o anda bir heyecan kapladı.Kalbim yerinden çıkıcak gibi olmuştu.Kapıyı açtım.Jungkook'un arkası dönüktü.Ben bembeyaz o simsiyahtı.Arkasını dönmesi ile.İçim eridi.Gözlerimi gözlerinden alamıyordum.Jungkook bir adım yaklaştı.Bende bir adım attım.Bir kaç adım daha attıktan sonra çok yakınlaştık.Jungkook ellerimden tuttu.İkimizde aynı anda aynaya döndük.Gözümden düşen damlarala engel olamadım.
Biraz daha oyanladıktan sonra son fatura işemlerimizi hallettik;

"Bir ömür boyu mutluluklar"

Dedi.Ardından uzattığı torbayı aldım.Gülümseyerek;

"Teşekkürler" dedim.

Mağazandan çıkarken Jungkook elimi tuttu.El ele gülerek mağazadan çıkmıştık.Ama ters giden birşey vardı.Araba ortalıkta yoktu.Jungkook elindeki telefonu çıkardığı anda.Kafama sert bir darbe yediğimi hissettim.Elimde ki poşet yere düşmüştü...

———

Hafif ayılır gibi olduğumda terk edilmiş bir depoda olduğumu farkettim.Etrafıma bakındığımda ise bir sandalyeye bağlıydım.Ağızımda da bant vardı.Kafam birinin kafasına değiyordu.Bu tahminen Jungkook'un kafasıydı.Kurtulmak için biraz çırpındım.Kaçış yolu yoktu.Daha az önce birbirimize bakıp mutluluktan göz yaşları akıtırken şimdi ise terk edilmiş bir depodaydık.Hayattan herşey beklenir.

Bu seferde çığlık atmayı denedim.Ağızım kapalı olduğu için çok fazla ses çıkamamıştı.Ama bu sesi burda olan herkes duymuşa benziyordu.Jungkook'un başı sağ sola hareket etmeye başladı.Ve arkadan 15 adam geldi.Simsiyahlardı.Ellerinde bıçak,silah ve bunun gibi eşyalar vardı.Tek dileğim Jungkook'un sağ sağlim burdan çıkmasıydı....






Okuduğunuz için çok teşekkür ederim.Umarım güzel bir bölüm olmuştur.Sizi seviyorummmmmmm♥️♥️♥️♥️❤️❤️❤️❤️💜💜💜

Forever | jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin