Güneş ışınları odamızı aydınlatıyor,Serçelerin sesleri sessiz odayı dolduruyordu.Uyanmıştım,ama biraz daha uyumak istiyordum.Yorgundum.Uyumadan önce gözümü aralamam ile Jungkook'u hemen yanı başımda gördüm.Bu gerçekti.Hayal değildi.Hergünümün ilk manzarası Jungkook olucak ki.Biraz daha yaklaştım.Sarıldım.Başımı göğüsüne koydum.Bu bizim ilk sabahımızdı.Kokusunu içime çektim.Kokusu cidden eşsizdi.Gözlerimi tekrar kapattım.Tekrardan uyumaya çalışırken kulaklarıma kapı sesi geldi.Umursamamaya çalıştım.Ama tıklatma sesi git gide şiddetleniyordu.Yataktan istemeyerek kalktım.Hızlı bir şekilde iç çamaşırımı giydim.Üstüme de gömlek geçirdim.Odanın kapısına doğru giderken bir yandan esniyor bir yandan da gözümü avuşturuyordum.
Kapıyı açmam ile karşımda Taehyung'un olduğunu gördüm.Elleri boynundaydı.Taehyung'u görmemle beraber bir anda silkinmiş ve kendime gelmiştim.İçeriden ayak sesleri geliyordu.Jungkook'un belimi tuttuğunu hissettim.Kafamı sağa çevirdiğim de ise altına eşofman geçirdiğini farkettim;
"Aaa Taehyung bir şey mi oldu?" Dedi.
Taehyung boynundaki eliyle boynunu kaşıdı.İlk önce Jungkook'a ardından da bana baktı;
"İş için Amerika'ya gideceğim.Size veda etmem gerek diye düşündüm" dedi.
Taehyung düğümüze gelmişti.Ama ortalıklarda çok fazla gözükmemişti;
"Aah öyle mi?" Dedim.
Aslında üzülmüştüm.Her ne kadar çok iyi anlaşamasakta onu seviyordum.O iyi birisiydi;
"Gitmeden uğraman iyi oldu.Birlikte kahvaltı yapalım mı?" Dedi.
Ardından Jungkook benden onay bekliyormuş gibi yüzüme baktı.Tamam dermişçesine mırıldandım;
"Çok isterdim ama gitmem lazım uçak 1 saat sonra kalkıcak" diye ekledi.
Biraz daha kapının önünde oyalandıktan ve vedalaştıktan sonra içeri geçtik.Hazırlanıp kahvaltıya indik.İndiğimiz gibi flaşlar tekrardan gözlerimizle buluştu.Mikrofonlar ağızımıza tutuluyor ve saçma salak sorular soruluyordu.Fakat çok uzun sürememişti.Güvenliklet gelip magazinceleri otelden çıkartmışlardı.Onlarda otelin önünde bekliyordu.Kahvaltımızı yaptıktan sonra valizlerimizi almak için odaya çıktık.
Valizlerimizi aldıktan sonra kapının kolunu tuttum.Kapatmadan önce ilk gecemi ve ilk sabahımı geçirdiğim.Odaya son kez göz gezdirdim.Ama emindimki bu otele son gelişimiz olmayacaktı.Jungkook'un beni dürtmesi ile aklımda ki düşüncelerden uzaklaştım ardından da kapıyı kapattım.
~4 yıl sonra~
Fondöteni elime sürdükten sonra süngerle Jungkook'un yüzüne sürmeye başladım.Hiçbirşey değişmemişti.Bugün yeni projesinin ilk günüydü.Bir yandan fondöteni yüzüne sürerken bir yandan da ilk tanıştığımız zamanlar aklıma geldi.Tanışalı 4-5 yıl olmuştu.Evliydik.Bir zamanlar bana hayal gibi gelen şeyin ardından 4 yıl geçmişti.İşimi hızlıca bitirmeye çalışırken Jungkook beni rahat bırakmıyor ve sürekli beni güldürüyordu.
Zar zor olsa da makyajını bitirebilmiştim.Onun yanındayken işime odaklanmak gerçekten zordu.Ardından koltuğundan kalktı.Yanağıma bir öpücük bıraktıktan sonra sete doğru ilerledi.
———
"Baaydoss"
Kafamı arkada ki tatlı ses çevirdim.Koşarak kucağıma atladı;
"Baabaaa" dedi,o tatlı sesiyle.
Onu kucağıma aldıktan sonra nazik bir şekilde yanaklarından öptüm;
"Evet arkadaşlar PAYDOS,sıkı çalıştınız!" Dedi.Yönetmen.
Sıkı ve yoğun bir gündü.Ama süprizli bitmişti.Ardından Jungkook yanıma geldi.Yanağıma öpücük bıraktı.Kucağım da olan evliliğimiz inci tanesi olan Yoon san'ı kendi kucağına aldı.
Ardından arkadan Yo-na'nın sesi geldi;
"Heeyy bende buydayımm!"
Arkamı dönüp kucaklarımı açtım.Yo na'yı da kucağıma aldım.İkizlerimiz evliliğimizin daha da mükemmel olmasını sağlamıştı.Yo na ve yoon san ile beraber çok güzel vakitlet geçiriyor ve iyi birer baba olmak için elimizden geleni yapıyorduk.Bugün ise incilerimizin doğduğu gündü.Bugün tam 4. Yaşlarına gireceklerdi.Masal gibi geliyordu ama gerçekti;
"Hadii o zaman kutlamayaa" dedi Jungkook
"O zaman parti başlasın" dedim.
Yoon san ve yo na kıkırdamaya ve gülmeye başlamışlardı.Onları kucaklarından indirip Jae-Hwa'ya teslim ettik.Onların bakıcısıydı.Setten ayrılmak için son kalan işleri hızlıca halletmeye başladık.
———
"Dilek tutmayı unutma" dedim.
3-2-1 diye geriye sarıldı ve o minnacık ağızlarıyla mumları üflediler.Ardından pasta kesildi.Bu iki minnoşta çikolatalı pastayı ağızlarına yüzlerine bulaştırarak yiyiyorlardı.Ama çok tatlıydılar.İkisi de bana çekmiş olucak ki çikolataya aşıklardı.Tezgahta duran peçeteyi alıp ellerini ve ağızlarını silmeye başladım.İki minnakta kıkırdıyorlardı.Jungkook'ta arkadan belime sarıldı;
"Hadi fotoğraf çekinme zamanı" diye mırıldandı.
"Tamam yo na'nında ağızını temizleyim geliyorum" diye ekledim.
O muhteşem bir babaydı.Ve ben hergün o na daha da aşık oluyordum.Yo na'nın ağızını da temizledikten sonra.Yo na'yı Jungkook Yoon san'ı da ben kucağıma aldım.Fotoğraşçı;
"3-2-1 peynirrr" diye söyledi.
Herkes gülüyor ve mutluydu.Flaş patlamıştı.Bu anda bir fotoğraf ile ölümsüzleşmişti.
Jungkook'la bizim aşkımız ölümsüzdü.Sonsuzdu.Biz birbirimizin sonsuzuyduk.Kötü günler atlatsakta.Şimdi sonsuzlara sığamayacak bir mutluluğumuz var.....
-BU SON DEĞİL.BU BİZİM SONSUZLUĞUMUZ....-
VEE EVET İLK YAZMIŞ OLDUĞUM FİCİ BİTİRDİM🍓🍓🍓UMARIM OKURKEN KEYİF ALMIŞSINIZDIR.OKUDUĞUNUZ İÇİNN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİMM💜💜💜💜💜💜💜 VE BU ARADA SOPE VE BİRTANE DAHA JİKOOK YAZIYORUM ONLARA DA BAKARSANIZ ÇOK MUTLU OLURUM(EĞER BU FİCİ SEVDİYSENİZ DİĞER JİKOOKU KAT VR KAT DAHA ÇOK SEVERSNİZ💜💜💜)
Yoon san
Yo-na
BİR DE YENİ FİC YAZIYORUM BLOOD İN THE WATER O DA BAKMAYI UNUTMAYIN ÖPÜLDÜNÜZ❤️❤️❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forever | jikook
Fanfiction"Sadece onunum,sadece jeon jungkook.." ~JJK+PJM ~ukemin [fotoğraf editi the_jikook a aittir]