✉
Yağmurlar kaldırımları ıslatırken genç oğlan umursamazca yürüyordu karanlıkta. Yere vuran su damlalarının melodik sesi kulaklarını çınlatıyordu. Sarı sokak lambaları ise güneşin aksine sönük sönük aydınlatmaya çalışıyordu sokağı. Birkaç eski kasa arabanın yanından uzun bacaklarının sağladığı hızla geçti. Pantolonunun paçaları ıpıslak olmuştu suya bata çıka ancak içindeki heyecan bunu hissetmesini engelliyordu.
Ezbere bildiği sokakları yürüyüp geçerken tek düşündüğü şey yıllardır uzaktan sevdiği kıza cebindeki mektubu verecek olmasıydı. Adımları hızlıydı ancak ruhu geriden geriden isteksizce geliyordu arkasından.Zira bu karar onun için çok zor bir karardı. Her şeyiyle hesap yapmıştı kız üzülmesin diye. Her an geri dönebilecekmiş gibi hissediyordu kendini ama buna aldırmadan yürümeye devam ediyordu.
Hızlıca bir evin rüzgarlığının altına sığındı. Sırtını duvara yasladı ve kapüşonunu hafifçe arkaya doğru çekip görüş alanını genişletti. Burasıydı işte! Okuduğu anaokulunun ilk gününden beri sevdiği kızın evi burasıydı...
Derin bir nefes alarak cebindeki mektubu özenle çıkarttı genç oğlan. İki ucundan delmiş ve ip bağlamıştı. Bu şekilde kapının kulpuna asabilecekti bu kağıt parçasını.
Sigarasının ucunu ateşledi ve derince içine çekti acımsı zehrini. Ardından çıkan gri dumanı onlarca su damlasının arasına acımasızca gönderdi. Birkaç dakikanın ardından yere atıp söndürdüğü sigarasını ayakkabısının ucuyla kenara doğru süpürttürdü. Derin bir nefes aldı ve taze toprak kokusunu sigaranın zehirlediği ciğerlerine bir hediye misali yolladı. Burnunu serseri bir edayla kaşıdı ve karşıya doğru hızlıca yürümeye başladı.
Kalbi çıkacak gibi atarken beş adımda kızın evine vardı. Hızlıca kapının kulpuna astı mektubunu. Aceleyle zile bastı.Ardından koşarak en yakındaki ağaca tırmanıp gizlendi. Islak yaprakların arasına onu görebileceği bir biçimde gizlendiğinde kızın onu görmeyeceğini adı kadar iyi biliyordu. Defalarca buraya gelip planlar kurmuştu. En işe yarayan gizlenme yöntemi ise buydu! Bakış açısıyla en doğru noktayı saptamış ve oraya gizlenmişti.
Gözlerini kısıp kızı incelemeye başladı. Kumral saçları, bal rengi gözleri ve minyon tipiyle en duygusuz insanda bile merhamet duygusunu uyandırabilecek kadar masum gözüküyordu. Üzerinde pandalı polar geceliğiyle ve ayağında pandalı ev ayakkabısıyla çıkmıştı kapı eşiğine sevdiği kız.
Genç kız hızlıca etrafa baktı. Kimsenin olmadığını görünce kaşları çatıldı. Bir defa daha etrafa dikkatlice baktığında, genç oğlan her ne kadar emin olsa da kızın onu görmesinden kısa bir süreliğine korktu. Kız kapıyı çarparcasına kapattığında oğlan kalakaldı. Mektubunu görmeden, kalbinin odacıklarını titreştirecek kadar sert çarpmıştı kapıyı.
Genç oğlanın yüzü asıldı, dudakları büzüldü ve kaşları üzgün bir edayla havaya kalktı. Ancak kız kapıyı çarptıktan hemen sonra tekrar açıp kocaman olmuş gözlerle mektupu kapı kulpundan çekip çıkarmıştı. Kapıyı ilk açtığında birini görmek için dışarıda gezinen gözleri, mektubu biraz arka planda bırakmıştı. Ancak kapıyı kapattıktan sonra dank etmişti kafasına o minik görüntü. Kız eline aldığı mektubun önünü ve arkasını çevirerek kontrol etti. Arkasında bir yazı yazılı olduğunu gördüğü duraksadı.
"Aşk'ın mektubu."
Kızın minik dudakları merakla kıvrılırken dışarıdan gelen soğukla irkikerek geri çekildi. Tekrar sokağa baktığında en ince ayrıntıya kadar incelemeye başladı. Aurıntılara aşırı önem verirdi. Sokağın genel halini bilirdi ve bunu bırakan kişi hakkında çıkarım yapmak zorundaydı. Mektup olan elini serbest bırakırken diğer elini beline attı. Yerleri incelemeye başladı. Sokağın görünüründe sadece ağaçlardan uçuşarak yere yapışan her zamanki yapraklar vardı. Soldan sağa doğru kafasını yavaş yavaş çevirirken karşı evin önündeki sigarayı fark etti. Rıdvan Amcasının yaklaşık on beş dakika önce evinin önünü süpürdüğünü biliyordu. Pencereden konuşmuşlardı hatta. Her zaman süpürdüğü gibi bugün de akşam 11.00'de yapmıştı bu işi. O halde bu mektubu bırakan sigara içiyordu. En azından olma ihtimali vardı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eros'un Mektubu
RomanceYıllar süren bir aşk, kısa bir mektup... Hızlıca bir evin rüzgarlığının altına sığındı. Sırtını duvara yasladı ve kapüşonunu hafifçe arkaya doğru çekip görüş alanını genişletti. Burasıydı işte! Okuduğu anaokulunun ilk gününden beri sevdiği kızın evi...