3\İlk Kez

22 8 0
                                    

Multide Akasya ağacı.Önceki bölüm koysaydım daha iyi olurdu belki de bilemedim. İyi okumalar 🖤

Ayağım boşluğa denk gelince yere yapıştım. Ancak bunu önemsemeden kafamı kaldırıp makasa baktım.( Yaptığım akıllı işi değildi. Gerçekten!) Salıncağın hızla kafama çarpmasıyla gözlerim kararmaya başladı...

Genç adam çalılıkların arkasından sevdiği kadını izliyordu. Her ne kadar kızın yorulmasına üzülmüş olsa da o salıncağa oturunca dudakları hafifçe kıvrıldı. Şans eseri bir köpek yaklaştı Aşkım'ın yanına.

Dikkatini köpeğe verdi. Gözleri yeniden istemsizce Aşkım'a kaymıştı.Onun her bir hareketini izlemeye alışıktı. O varken nasıl başka bir şeye bakabilirdi ki?

Kız gözlerini makasa dikmiş bakarken köpek tek bacağını kaldırınca ne olacağını anlayıp salıncağı durdurmaya yeltendi. Ancak ayağı boşluğa gelmişti ve çakıllı zemine düşmüştü.Genç adam çalıların içinden az kalsın koşarak çıkacaktı ama kendini tuttu. Bir yandan alt dudağını ısırırken diğer yandan da gözlerini kısmış kıza bakıyordu.

Salıncak kızın kafasına çarpınca genç adam kafasını gökyüzüne doğru çevirdi ve sabır dilendi. Bu kız kendine neden dikkat etmiyordu ki?Sürekli kendine zarar verecek şeyler yapıyordu!

Yerinde durmakta kararlıydı. Ancak kızın yerde baygın halde yatmasıyla toprak rengi gözleri sonuna kadar açıldı ve koşaraktan kızın yanına gitti. Hızlıca yerden kaldırıp en yakındaki banka bıraktı onu.

Ellerini eline aldı yaralarını kontrol etmek için.Sert zemine düşmüştü. Kim bilir elleri nasıl acımıştı? Aklına gelen şeyle kalakaldı. Uzun süreden sonra ilk kez ona dokunuyordu. İlk kez ellerini tutuyordu. En son anasınıfında oynadıkları oyunlar sayesinde el ele tutuşurlardı. Şimdi ise kendinde değildi... Kendinde olsa, bile isteye izin verir miydi ellerini tutmasına? Yıllarca yanına bile gelmeye korkan bu adama bir şans verir miydi? Ellerini yavaşça karnının üzerine bıraktı.

Kısa sürede kendine geleceğini bildiğinden evine götürmek istememişti. Aslında evinin içini, düzenini, kısacası nasıl bir ortamda yaşadığını çok merak ediyordu. Hep dıştan görmüştü maalesef.

Kızın kaşları hafifçe çatılınca genç adam ayılacağını anlayıp hızla etrafına baktı. Bundan sonra yakınlarında olamazdı. Aksi taktirde bankta yatan meraklı kız her yeri didik didik eder bulurdu. Şu ana kadar varlığını pek belli etmemişti bilerekten. Ancak banka uçaraktan gitmeyeceğini bilecek kadar zeki olan Aşkım, genç adamın onu buraya taşıdığını düşünecek ve bu yüzden ilk iş onu aramaya çalışacaktı.

Yüzüne baktı ve ona ilk kez yüzüne bakaraktan içinden gelen kelimeleri söyledi.

"Seni çok seviyorum." Ardından hızlıca arkasını döndü ve çakıllı zemine basaraktan ilereledi.

Bilincim hafiften yerine geliyor gibiydi. Gözlerimi açamıyor ancak belli belirsiz hissediyordum ellerimdeki elin varlığını. Oydu! Biliyordum. Daha yüzünü görmeden, sesini duymadan kalbini bildiğim adamın elleriydi bana dokunan. Hafifçe okşuyordu avucumun içini. Kıyamazcasına... İçimde çok tuhaf duygular uyandırıyordu bu adam bende. Merakın verdiği heyecan bir ok misali kalbime saplanıyordu mesela. Sanki oklarını kalbime saplıyordu bu güzel kalpli adam.

Gözlerimi açmaya çalıştım. Kaşlarımı çataraktan biraz zorladım kendimi. Zira onun çehresini görmek, merakımı dindirmek istiyordum.

Ellerini hızlıca çektikten sonra boşluğa düşmüşüm gibi oldum. Oysaki ellerimi boşluğa değil, üzerime bırakmıştı düşünceli adam. Gözlerimi neredeyse açacaktım. Çakıllarda duyduğum bir adım sesiyle sularımdaki gemilerim battı. İçindeki insanlar çığlık çığlığaydı oysaki. Gitme, bizi kurtar diye bağrışıyorlardı çaresizce.

"Seni çok seviyorum."

Bir an kalbim tekledi. Nefesim kesilirken kendimi yeniden doğuyormuş gibi hissettim. Bir ses, yaşadağını hissettirebilir miydi insana? Ben sanki daha önce kimsenin sesini duymamıştım, hiç şarkı dinlememiştim. Onların yanında bu neydi ki?

Bir yanı yumuşak, diğer yanı karizmatik ve erkeksiydi. Bu ses, ömrüm boyunca duymak isteyeceğim tek ses bile olabilirdi.

Aceleci adımların sesi kulağıma ulaştığında içime bir nefes çektim. Nefes almayı dâhi unutmuştum heyecandan.

Gözlerimi sonunda açtığımda ilk olarak gökyüzüne baktım. Ardından nerede olduğumu hızlıca kavradım. Hala parktaydım. Otutur pozisyona geçip üzgünce makasın olduğu yere baktım. Hâlâ oradaydı...

Ancak ona hayatta dokunmazdım. Hem tahminen bıraktığı notun yazısı da akmıştı. Ellerimi kucağımda birleştirip parmaklarımla oynamaya başladım. Gözlerim o sırada yerde duran kağıda takıldı. Evet, makası alamamıştım. Ancak o benim için yeniden yazmıştı. Mutlulukla kağıdı elime aldım.

"Seni seven bu adam;günde en az bir kere seni görmeye geliyor."

Kendisi hakkında bir not bırakmıştı. Makasın üzerinde bir ipucu var demişti, gerçekten de bırakmıştı yani. Yine de ben üzülmeyeyin diye bana yeniden yazmıştı. Madem günde bir kez beni görmeye geliyordu. O zaman gözümü açık tutmalı ve onu farketmeliydim!

Ayağa kalkarak kapıdı cebime attım ve ellerimi cebime sokaraktan evime doğru ilerlemeye başladım.

Eve kısa bir süre içinde ulaştıktan sonra yatağıma oturdum. Onun sesini, dokunuşunu düşünmeye başladım.

Sanırım oa karşı bir ilgim vardı. O gerçekten insan olamayacak kadar güzel seviyordu. Sevilmeyi de pekâlâ hakediyordu. Onun için bir süpriz hazırlamalıydım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 28, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Eros'un MektubuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin