|-----> 6 <-----|

115 51 71
                                    




      Etraf karanlık olmasına rağmen ona bakan parlak gözleri görebiliyordu. Ama karanlıktı işte, o yüzdende kim olduğunu veya nasıl bir tipi olduğunu göremiyordu. Şimdilik tek bildiği şey, büyük ve yapılı bir vücuda sahip olduğu ve parlak gözleri olduğuydu ama şuan da bunu düşünecek değildi. Kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu, korkuyor muyum ben ? diye sordu kendine. Ne diyorum ben ya? Ne korkması!!! diye kızdı kendine, resmen duygularıyla çelişiyordu.

    Ne bekliyordu? Adam karşısında durmuş onu izliyordu. Silah resmen ellerinden kayıyordu.  "Hayır, kendine gel!" dedi fısıltıyla. Ardından sert bir şekilde silahı adama doğrulttu. Gözlerinin parıltısı mı değişmişti?  Ona mı öyle gelmişti. Korkuyordu, kesinlikle korkuyordu bu sefer emindi. Arsen "Her kimsen teslim ol ! Bize ve kendine birazda olsa yardımcı ol" dedi sert bir şekilde. Adam iki adım öne geldi ve kafasını sağa ve sola salladı. Arsen "Eline ne geçecek ki böyle davranınca aptal!" dedi dayanamayarak. Adamın gözlerini kıstığını gördüğünde acayip tırsmıştı.

  Olamaz! Hakikaten kafasızsın sen adamı kızdırdın diye kendine kızdı içten içe. Adam git gide yaklaşıyordu, Arsen refleks ve korkuyla adama doğru ateş etti. Iska!!!  Adam anında oradan kayboldu. Nasıl bu kadar hızlı olabilmişti? Etrafına bakındı ama hiç kimse yoktu. " Ne ara gitti bu?" dedi sinirle yerinde tepinerek. "Hey eğer oradaysan ve beni duyuyorsan çok iyi dinle beni. Şunu unutma ki eğer ki seni bulacak olursam, evime gizlice girip odamı karıştırdığın için seni doğduğuna pişman edeceğim alçak herif!" dedi avazı çıktığı kadar bağırarak.

Ortam o kadar sessizdi ki adamın oradan gittiğine artık emin olmuştu. "Sanırım artık gitti" dedi ve umutsuzca eve doğru yürüdü. Sonra aklına evindeki kameralar geldi ve ufak bir nara attı savaşı kazandığına dair. "Hahayt! Sen hızlı ve yapılı olabilirsin ama ben senden çok daha akıllıyım davetsiz misafir" dedi. Yan gülüşünü yüzüne yerleştirerek eve girdi ve kamera odasına gitti.

    Kapıyı açtığında gördükleri karşısında sinir krizi geçirip etrafı daha da mahfetmemek için kendini zor tuttu ve duvara çok sert iki yumruk attı. Ağzından çıkan belli belirsiz küfür seslerine son vererek odaya tekrar baktı ve masanın üzerinde küçük bir kağıt parçası gördü. Üzerinde temiz bir el yazısıyla; Emin ol senden daha akıllıyım sinir küpü ;) yazıyordu.

    Kağıdı sinirle eline aldı ve cebine tıkıştırdı. Çok daha sinirlenmişti.
Kamera kayıtlarının olduğu oda talan edilmiş ve bütün kameralar kayıt dışı bırakılmıştı. Odaya tekrar baktığında delirip ortalığı yıkmamak için tekrar, tekrar kendini tuttu. O ani sinirle telefonunu ellerinin arasına aldı ve ekranı kırarcasına amcasının ismini buldu ve onu aradı. Amcası Volkan bir polisti, yani çevik kuvvet ve çok fazla yetkiye sahipti. Hemen durumu anlattı. "Tamam Arsen, şimdi sakin ol" dedi ve Arsen sözünü keserek "Ben sakinim" diye sinirle bağırdı.

   Amcası la havle diye fısıldayarak "Evet evin her yerini kilitlemekle iyi yapmışsın, şimdi güvenli bir yerde kendini savunabileceği bir şeyle bizi bekle 15 dakikaya oradayız" dedi emredercesine. "Ben korkmuyorum ve gayet güvendeyim eğer siz bir an önce gelmezseniz sinirden delirip bu evi kendi üzerime yıkabilirim amca" diye hırladı. "Tamam Arsen" diyerek iç çekti ve telefonu kapattı.

   Volkan endişeliydi çünkü yeğeni Arsen'i çok severdi ve canından çok sevdiği abisinin de emanetiydi ona. Arsen gerçekten de sinir krizi geçirmek üzereydi. Nasıl ondan daha zeki olduğunu düşünmüştü ki delirmemek için etrafa sadece yumruk atmakla yetiniyordu. Dışarıdan sesler duydu ve cama baktı, polis sireniydi bu. Telefonu çaldı ve açmak yerine kapıya yöneldi ve kapıyı açtı.

    "Gelmeniz çok iyi oldu, çünkü gerçekten siz biraz daha geç gelseydiniz evi yıkabilirdim" dedi sinirle sonra amcası ona sarıldı ve "İyisin değil mi Arsen ? O adam sana zarar vermedi değil mi?" dedi merak ve endişeyle. "Hayır amca herhangi bir şekilde bana zarar vermedi ama eğer onu bulursam ben onu doğduğuna kesinlikle pişman edeceğim" dedi dişlerini gıcırdatarak.

   Gözleri Çağlar'a kaydı Arsen'i inceliyordu. "Ne var Çağlar" dedi bunalmış bir ses tonuyla."Sana zarar vermediğine emin misin?" ellerini göstererek "Ellerinde neden kan var?" dedi tek kaşını kaldırarak. Arsen onu kale almadan amcasına dönerek "Evin çevresini dahil her yerin aranmasını istiyorum amca lütfen" dedi. "Tabii ki, zaten öyle olacak ve Çağlar'ın dediği gibi ellerine ne oldu" dedi. "Önemli bir şey yok. Benim delirmemek ve bir şeyleri kırmamak için uyguladığım küçük bir yöntem" dedi omuz silkerek. "Buda heryerden çıkmak zorunda mı ya?" dedi homurdanarak.

    Çağlar çok eskiden beri aile dostlarıydı. Çağlar, Arsen ve Murat ilkokulda aynı okuldaydılar. Arsen onlardan bir yaş küçük olduğundan onlarla sınıf arkadaşı değildi. Ama Murat ve o aynı sınıftaydılar. Ama nasıl bir kaderse üçü lise sona kadar aynı okulda okudular. Sonrasında şükürler olsun ki farklı üniversitelere gittiler ve Çağlar polis akademisine giderek çevik kuvvet  oldu. Arsen psikoloji okumuştu ama hala işine başlamamıştı. İstese şimdi çok başarılı bir psikolog olabilirdi ama hiçbir şekilde o işte çalışmak istemiyordu.

   Psikoloji bölümünü bitireli iki sene oluyordu, normalde ailesinin ölümünden sonra bölümden ayrılmayı düşünmüştü ama sonra ailesinin bu bölümü bitirmesi için verdiği desteği hatırlamıştı ve bu yüzden derslere ağırlık vererek bölümü birincilikle bitirmişti. Artık 22 yaşındaydı. Psikologluk yerine spor salonuyla ve şirket işleriyle uğraşmayı seçmişti.

Ha birde Çağlar'ın küçüklükten beri olan bir takıntısı vardı. Arsen...

  "O zaman iyisin değil mi?" dedi Çağlar Arsen'in önüne geldi ve ona doğru eğilerek. Çağlar ;

  Arsen'den epeyce uzundu. Fazla yapılı değildi ama güçlü ve başarılı bir çevik kuvvetti. Kestane rengi parlak saçları vardı ve saçlarını neredeyse hiçbir zaman fönsüz görmemişti Arsen. Ela ve kahverengi karışımı gözleri vardı. Ama ne kadar güçlü ve uzun olsa bile Murat'ın yanında sönük kalıyordu.

    Murat Çağlar'ın yanından geçti ve  Arsen'in önünde durarak "İyi misin kuzen?" dedi merakla. "İyiyim sıkıntı yok Murat" dedi sakince. Çağlar Murat'ın yanında sönük gözüküyordu gerçekten de, Murat'ın boyu ;

Çağlar'ın boyuna yakındı hatta biraz daha uzundu. Kumral rengi parlak saçları çok uzun değildi arkası ve yanları kısaydı, saçı kenardan ayrılmış şekildeydi. Bir taraf biraz uzundu ama diğer taraf kısaydı. Bu tarz ona çok yakışmıştı daha önceden daha kısa  bir saç şekline sahipti. Esmer teninde bir kaç derin yara izi vardı aynı yara izlerinden Arsen'de de vardı. Küçükken yaptıkları şaklabanlıklar yüzünden olmuştu yara izleri.  Parlak mavi rengindeki gözleri çok dikkat çekiciydi her zaman ve Arsen sağolsun baya yapılıydı.

   Bütün her yer aranmıştı ancak hiç kimse bulunmamıştı. Arsen yarın güvenlik kayıtlarını yenileyecek  ve kameraları değiştirecekti.

     | ---> | ---> | ---> | ---> | ---> |

BEĞENİ VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM...
🔱Ayaz Pençe🔱

SOYUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin