|----->14 <-----|

44 20 8
                                    


Arsen kendine gelmek için kafasını salladı ve "Tabii, tabii" dedi sesinin kontrollü çıktığına emin olduğunda. Temkinli, bir o kadar da zarif ve narin adımlar atıyordu. -Oy ne kadar da zarif ve narinsin sen öyle. -Ne zarifi ya delirtme beni iç ses. Ben gayette sertim. Camın önündeydiler, o kadar yüksekteydilerki resmen koskoca şehir ayaklarının altındaydı.

"En baştan alalım" gülümsedi ve "Ben Taner ELMAS" dedi elini uzatarak. Orangutan tipli ya! Sanki seni tanımıyorum. Ya sen benim babamı öldürdün, birde geçmiş karşıma bön Tönör ÖLMÖS diyorsun aptal herif! demek istesede sadece içinden geçirmekle yetindi. -Sıksana kızım O.G elini! -O.G ne ya?! -Orangutan Tiplinin kısaltılmışı. Arsen tekrar yüzüne baktı ve elini sıkarak "Memnun oldum. Bende Arsen KILIÇ" diyerek soyadının altını gür sesiyle çizdi.

Yan gülüşünü yüzüne yerleştirdi ve cool bir duruşla Taner'i izlemeye başladı. "Buraya gelmene ne kadar sevindim bilemezsin. Geldiğine pişman olmayacaksın" diyerek gülümsedi.

Ulan ne saçmalıyor bu?! Sanırsın ben kendi irademle geldim. Manyağa bak diye kafasından geçirdikten sonra "Kusura bakmayın ama, ben buraya kendi irademle gelmedim! Tam tersi siz beni zorla kaçırttınız. Birde yetmezmiş gibi adamlarınızdan dayak yedim. Sizce geldiğime ne kadar pişman olmalıyım?!" dedi hükmedici ve bir o kadar da narin bir ses tonuyla.

Dediklerini tartmaya çalışan adamı dikkatlice izliyordu. Tek kaşını kaldırdı "Evet sizi dinliyorum" dedi kendinen emin bir şekilde.

"Hmm. Böyle düşündüğünü bilmiyordum. Bak Arsen, öncelikle dövüldüğünü daha yeni öğrendim. Evet kaçırılmış olman benim planımdı. Ama şunu kabul etmelisin ki sen buraya aitsin" dedi.

    Arsen güldü ve "Tabii. Tabii ki buraya aitim. Ve burada kalacağım" dedi tok bir sesle. Sen istediğin için değil, babam istediği için buradayım O.G diye içinden geçirdikten sonra sözüne devam etti.

   "Babamın vakit geçirdiği, yaşadığı bir yerde kalmayı isterim bende zaten" dedi temkinli bir ses tonuyla. Tabii ki aynı zamanda, kardeşlerimi de senden almayı istediğimden Taner! Diye aklından geçirdi.

    "Fakat şöyleki, ben eğer burada kalacaksam, evime gidip eşyalarımı ve kıyafetlerimi almam gerekiyor. Amcam çok merak etmiştir. Onlara en azından bir şey uydurup, veda etmem lazım. Ha birde bildiğiniz üzere KLIÇ HOLDİNG'le ben ilgileniyorum. Onlara da bir şeyler söylemem lazım" dedi net bir şekilde. Taner'in düşündüğü belliydi.

     "Pekala, sanırım haklısın" çenesine dokundu ve "Zaten sana kalacak bir yer ayarlamıştık. Bir adamımla gidip her şeyini halledebilirsin" dedi ve gülümsedi.

    Arsen dediklerini tarttıktan sonra "Eğer benimle biri gelecekse lütfen ama lütfen o Burak denilen pis domuzun adamlarından biri yada onlar gibi biri gelmesin!" dedi hızlıca.

    "Tabii,tabii en iyi adamlarımdan birini yanıma vereceğim"dedi gülümseyerek. Çok sakin davranıyordu. Bu Arsen'i gerçekten de şaşırtmıştı.

    "Ha bir de bana hangi evi hazırlattınız bilmiyorum ama ben, babamın kaldığı evi  tercih ederim. Yani herhalde babamın burada evi vardır değil mi?" dedi tereddütle tek kaşını kaldırırken.

   -Tabii kızım ne sandın? Tabii ki vardır. -Nerden bileceğiz. Bu pisliklerden her şey beklenir. Babamın evini yıkmış bile olabilirler. Yanındaki sesle irkildi. "Hmm.. Tabii ki babanın burada evi var" dedi sakince. Bir insan öldürdüğü bir adam hakkında nasıl bu kadar rahat konuşabilir, helede karşısındaki kızıysa diye aklından geçirdi.

Elini çenesinde gezdiriyordu. "Böyle bir teklifte bulunacağını hiç düşünmemiştim. Ama tamam babanın evini temizleteceğim. Eşyalar kalsın mı? Yoksa atsınlar mı?" dedi hafif tebessüm ederek.

"Tabii ki kalsın!" diye çıkıştı Arsen. Hay tebessümün batsın diye içinden geçirdi. "Tamam, sen nasıl istersen Arsenciğim" dedi. Taner bir süre onu süzdü ve "Dolapta elbiseler vardı. Görmedin sanırım, eminim ki üzerinde çok güzel dururdu kızım" dedi gülerek.

Taner'in kullandığı kızım kelimesi kafasında yankılanıyordu. Kı..kızım mı?!
dedi içinden. Ne sanıyor lan bu kendini? Babam falan mı sandı acaba?! Gözü seğiriyordu sinirden. "Kızım mı?!" dedi sesini kontrol edemeden.

Sanki Arsen'in vereceği tepkiyi bekliyormuş gibi sakindi. Arsen sesini kontrol altına alarak tekrar sordu "Kızım mı?". Sakin...sakin diye mırıldandıktan sonra "Bana sadece Arsen diyin" dedi hükmedici sesiyle.

Bir de bana kızım diyor pislik diye aklından geçirdi. Boğazını temizledi ve "Ben elbiseyi gördüm. Güzeldi fakat ben elbise giymeyi sevmiyorum" dedi. Adam başını salladı ve "Tamam öyleyse, bunu öğrendiğim güzel oldu" dedi ve pencereye döndü.

Arsen' de aynen temkinli bir şekilde kafasını pencereye çevirdi. "Burası çalışma odanız sanırım" dedi dönerek odayı incelerken. Çok büyüktü ve etraf kitaplarla doluydu. Büyük bir masanın üzerinde dört tane bilgisayar vardı. Büyük bir televizyon, yumuşak ve rahat gözüken koltuklar. Bir de onun çoğunlukla kullandığı, üzerinde dosyalar olan büyük siyah masası.

Gülümsedi ve "Öncelikle şu sizli bizli konuşmadan kurtulsak" dedi rica ederek. "Siz benden yaşça büyüksünüz. Ben bu şekilde yetiştirildim kusura bakmayın Taner bey" dedi Arsen.

Ne kadar sizli bizli konuşsada ona karşı gram saygı duymuyordu. "Pekala, evet çalışma odam" dedi Taner.

"Burası saray falan mı?"dedi merakala.
Güldü ve "Evet, sarayda denilebilir. Beğendin sanırım?" dedi ve elerini iki tarafa açarak "Yeni evin!" dedi gülerek.

"Nasıl yani? Yalnız ben babamın evinde kalmak istemiştim" dedi sabit ses tonuyla. "Tamam işte. Soyut'un önemli isimleri bu sarayda kalır" dedi. -Hadi bee. -İç ses bir dakika. Elini saçında dolaştırdı ve "Yani babam burada mı yaşıyordu?" dedi merakla.

"Evet. Ben, oğlum, kardeşim ve diğer önemli kişiler burada kalıyor" dedi. Oğlum dediğinde aklına abisi olduğunu yeni öğrendiği Yağız geldi. Ama tek kelime etmedi. "Buraya Değişken Saray'ı derler" dedi dışarıya bakarak.

   BEĞENİ VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM...

🔱Ayaz Pençe🔱

SOYUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin