1 Hafta Sonra
1 hafta boyunca babamın dediği her şeyi yaptım okul derslerine hiç girmedim sabah akşam antrenman sahasında çalıştım. Buğra bana bu konuda çok yardımcı olmuştu önce çıplak el ile dövüş tekniklerine çalışmıştım sonrasında kılıç ile dövüşe geçmiştik arkadaşlarım benimle birlikte çalışıyorlardı. Bütün hafta boyunca sadece Yunan Tarihi derslerine girmiştim -Malachi hakkında bilgi almak için- antrenmanlara ara verdiğim zamanlarda kütüphaneye gidiyordum. Çoğu gece kütüphanede sabahlamıştım öyle gecelerde Caner hep yanımdaydı bana sürekli kahve ve yemek getiriyordu. Pek yediğim söyleyemezdi ama beni düşünmesi bile motive olmamı sağlıyordu. Arkadaşlarıma olanları anlattığımda hepsi bana yardımcı olacaklarını, gerekirse Malachi'nin yanına birlikte gideceğimizi söylemişlerdi tabi ki bunu kabul edemezdim ama o zaman sesimi çıkartmadım. Şuan da ise Buğra ile kılıç antrenmanı yapıyorduk. Tabi bu hareketlerim kampta herkesin dikkatini çekmişti sonuçta geldiğim günden beri doğru düzgün derslere girmemiştim pek kimsenin gitmediği kütüphanede sabahlamıştım ara sıra bahçeye hava almaya çıktığımda insanlar bana tuhaf bir şekilde bakıyorlardı. Uzaylı görmüş masum köylü gibi.
-Armeda dikkatini ver!
-Ne, ahh kusura bakma dalmışım da ne diyordun.
-Diyorum ki bugün pek dikkatini vermiyorsun, çok yorgunsun çalışmaya yarın devam edelim
-Olmaz Buğra kılıç kullanmayı öğrenmeliyim biliyorsun ki...
-Evet biliyorum, Buğra sesli bir şekilde iç çekti sonra devam etti:
-Yakın zamanda gideceksin dışarıda seni bekleyen tehlikeler var, Olimpos'un kaderi sana bağlı falan filan ama Armeda (yanıma gelip elini omzuma koydu) kendine işkence yapıyorsun şimdi beni dinle git odanda güzelce dinlen akşam çalışmaya devam ederiz tamam mı, dedi aslında itiraz edecektim çünkü çalışmam gerekiyordu dinlenmeye zamanım yoktu ama bir yandanda Buğra haklıydı hemde çok haklıydı zaten çok yorgundum ona baktım ve:
-Peki dediğin olsun gidiyorum, dedim kılıcı duvardaki rafına yerleştirdim ve kapıya yöneldim kulpu tutmuş kapıyı tam açarken Buğra seslendi:
-Armeda kütüphaneye gitmiyorsun değil mi, dedi ona dönmeden konuştum:
-Hayır Buğra bugün değil. Bugün sadece dinleneceğim, dedim ve odadan çıktım. Koridorda yürürken yalnızdım çünkü ders saatiydi. Okuldan çıktım ve odamın olduğu binaya yürüdüm zaten çok yakındı 5 dakika geçmeden binanın içindeydim. Odama gittim kendimi küvete atıp su sayesinde biraz olsun rahatladım. Su bana güç veriyordu üzerime pijamalarımı giydim ve yatağa girdim. Uyumam uzun sürmedi çünkü uzun süredir güzel bir uyku çekmemiştim.
~.~.~.~.~.~.~.~.~.
-Armeda, Armeda hadi uyan..
Caner'in insanı rahatlatan sesiyle uyandım yatağımın yanına çökmüş saçımı okşuyordu. Gözlerimi yarım bir şekilde açtım ve:
-Caner biraz daha uyumama izin ver, diye mızmızlandım o da elini yanağıma indirip yanağımı okşamaya başladı sonra:
-Sonra inan bunu bende isterdim ama baban seni bekliyor, der demez hemen doğruldum ve yüzüne baktım:
-Nerede?
-Banyoda, dediği anda banyoya girdim ama girerken masanın üzerindeki yemek tepsisi dikkatimi çekmişti. Caner'im ya bana yemek getirmiş diye düşünürken banyoda küvetin yanına çöktüm babam suyun içinden bana bakıyordu bir hafta önce olduğu gibi bana şefkatle gülümsedi ve konuştu:
-Armeda özür dilerim daha erken gelmek isterdim ama bu hafta işler çok yoğundu Zeus son zamanlarda çok gergin sürekli toplantı yapıyor. Boş vakitlerimde seni izledim gerçekten çok çalıştın, Malachi hakkında her şeyi öğrendin sanırım (başımı evet anlamında salladım) üç hafta sonra büyü kalkacak o zamana kadar bekleyemezsin artık yola çıkmalısın bu arada şu senin yanında olan çocuklar onlar seninle gelecek mi?
-Baba onların benimle gelmesini istemiyordum ama onlar 'bir savaş olacaksa birlikte savaşırız' dediler bugün onlarla konuşup gelmemelerini söyleyeceğim
-Hayır kızım onlar seninle gelmeli her Yarıtanrı'nın güçleri vardır onlar seni koruyabilir tabi sende onları.
-Yani benimle gelmeleri çok daha iyi olacak öyle mi, diye sordum babam evet anlamında başını sallayınca devam ettim:
-Peki ben nasıl Londra'ya gideceğim, dediğimde babam gülümsedi:
-Ben düşündüm merak etme, dedi ve bir anda sudan bir el belirdi, bir kutu taşıyordu hiçte küçük bir kutuya benzemiyordu el kutuyu yanıma bırakır bırakmaz kutu gerçeğe dönüştü kahverengiydi ve üzerinde babamın üç başlı mızrağının motifi vardı kutuyu kucağıma koydum babama döndüm o konuştu:
-Armeda bu kutuda ihtiyacın olan her şey var sen ve seninle gelecek olanlar için uçak biletleri Malachi'nin bulunduğu köyün haritası ve Olimpos'un yeri. İçinde yeteri kadar para da var ve Armeda sana gönderdiğim mızrağı sakın yanından ayırma onu istersen her türlü silaha dönüştürebilirsin. Ve bu gece yola çıkmalısın uçağın gece yarısı Londra'ya uçacak seninle yeniden iletişime geçeceğim zor zamanlarında yardım edeceğim, dedi gülümsedi sonra tekrar konuştu:
-Artık gitmem gerek şunu unutma ne olursa olsun yanında olacağım ve seni çok seviyorum, tam gidecekti ki ben konuştum:
-Bekle baba, bende seni seviyorum, dememle yüzüne kocaman bir gülümseme yerleşti ve konuştu:
-Ve sakın unutma başın sıkıştığında deniz halkından yardım isteyebilirsin, dedi ve gitti küvete dökülen su yüzüme sıçradı bense kutuya baktım. Evet büyük gün sonunda gelip çatmıştı hemen plan yapmam gerekiyordu ama tek gitmeyeceğim gibi tek başıma da plan yapamazdım banyodan çıktım kutuyu yatağımın altına koydum o sırada Caner beni izliyordu ona döndüm ve:
-Toplantı yapmalıyız bu akşam çıkıyoruz sen Buğra'yı çağır antrenman odasında olmalı bende bizimkileri sınıftan çağıracağım hadi gidelim, dedim ve odadan çıktık okula girdiğimizde ben sol, Caner sağ tarafa döndü. Sınıfın kapısını görebiliyordum tam önüne gelmiştim ki kapı açıldı ve içerden Melisa, Mert ve Newt çıktı onlara şaşkınlıkla bakarken onlar bana burada olmam gayet normalmiş gibi bakıyordu en sonunda Melisa konuştu:
-Bizi çağıracağını gördüm babam kehanet tanrısı ya hani, dedi ve gülümsedi bende gülümsedim ve yürümeye başladık odamıza geldiğimizde Caner ve Buğra kapıda bekliyordu biz gelince odaya girdik herkes yerini alınca konuştum:
-Evet çocuklar büyük gün geldi bu gece yarısı yola çıkıyoruz, dedim hepsi şaşkınlıkla bakıyordu galiba bunu beklemiyorlardı sonra Caner konuştu:
-Armeda sakın ben tek gideceğim sizi tehlikeye atamam şöyle böyle deme bizde seninle geli...
Elimi kaldırarak Caner'i susturdum derin bir nefes aldım ve:
-Size engel olmayacağım ama zorlamayacağım da benimle gelmek isterseniz gelebilirsiniz sadece bu işin tehlikesinin farkında olmanızı istiyorum. Eğer gelmezseniz hiç sorun değil eğer gelirseniz benim içim önemini asla anlayamazsınız, dedim ve hepsinin yüzüne tek tek baktım onlarda birbirlerine bakıyordu Buğra konuştu:
-Pekala nereden başlıyoruz...
■■■■■■■■■■■■■■
Bölümü nasıl buldunuz?Görüşlerinizi bekliyorum
Instagram hesabımı takibe alın:
Pinksea-55
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POSEİDON'UN KIZI (tamamlandı)
FantasyYıllar önce, bundan tam 18 yıl önce bir kehanet görüldü Olimpos'un baş büyücüsü tarafından. Üç büyüklerin soyundan gelen iki yarıtanrı hakkında bir kehanet Armeda Altın Bu kehanetin baş karakteri, bunca yıldır hiçbir şeyden haberi yokken bir anda...