six

485 94 21
                                    


~

Kiraz ağacının yaprakları teker teker altın saçlarına düşerken sadece bir anlığına onun yanında olduğunu düşündü Taehyung, gözlerini kapattı yavaşça.. Ve bir anlığına kederle gülümsedi bu sefil dünyaya. Özlemişti, hasretle soluyordu her gün için için. Canı acıyordu deli gibi ama kimseye belli etmeden gülüyordu yine de, kederle.

İlk defa bu kadar uzak kalmıştı sevdiğinden, ilk defa bu kadar kuruydu dudakları ve ilk defa bu kadar soğuk hissediyordu biriciğinin bedeni onunkini ısıtmıyor diye. Bir çiçek misali güneşini arıyordu umutsuzca büyük olan. Nefes dahi alamıyordu.

Son nefesini o gün sevgilisine vermişti sanki.. Boğuluyordu, deliler gibi çırpınsa da boğuluyordu yavaş yavaş. Ruhu soluyordu, işte tamda bu yüzden yalan söylüyordu herkese.

Taehyung  yalanlara inanamayı seçmişti, o gittiğinden beri.. iyi olduğuna dair, için için yanmasına rağmen onu az özlemediğine dair, gülümsemesi bile yalandı onun..

Kiraz çiçekleri yavaş yavaş tüm parkı en güzel tonlara boyarken, Taehyung yavaşça araladı güzel gözlerini, telefonunu açıp aradı biriciğini.

Çaldı, çaldı çaldı.. ama açılmadı.

Oysa onun tek istediği sesini duymaktı bir kerecik. Gittiğinden beri daha az mesaj gelmeye başlamıştı zaten, sadece nasıl olduğunu yazıyordu Jungkook artık. Minik bir göz yaşı düşerken yanaklarından kederle gülümsedi tekrardan.

Ayakları onu nereye götürüyorsa yürüdü bir süre, rüzgar'ın sesini dinledi, ağaçların arasından geçti, en sonunda nerde olduğuna bakınca lanetler okudu ayaklarına. Kendi bedeni bile ihanet ediyordu artık ona. Önce dudaklarım. şimdi de ayaklarım mı? diye geçirdi içinden.

Kalbini bıraktığı yere getirmişti ayakları onu..

Tren istasyonuna..

Bir süre oturdu banka, trenlerin gelip geçmesini izledi, düşündü belki bir umut gelir miydi? diye.

Gelmedi..

charlottetrack 'a~

𝐦𝐢𝐭𝐨𝐦𝐚𝐧𝐢 : 𝐭𝐤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin