six

238 54 1
                                    


~

Jungkook Taehyung'suzluğa dayanamazdı. Dayanamadı da. Hayat nasıldır bilirsiniz, günler bazen bitmek bilmezken bazı anlar su gibi akıp gider. Akıp gideriz. Bir şelaleden aşağıya ilerleyen damlacıklar gibi..

Ancak ilk defa küçük olan korktu, kiraz ağaçları saçlarına uçuşurken düşündü "ya ölürsem?" durduramıyordu aklındaki soruları "bu ölüm kokusu ile bezenmiş duvarların arasında son nefesimi verirsem?"

Vermemeliydi.

Eğer ölecekse bu onun güneşten daha güzel olan sevgilisinin kollarında olmalıydı. Hastana odasının kirli duvarları arasında değil.

Anlık gelen bir cesaretle fırladı küçük, rüzgar saçlarını dağıtırken kalbi ilk defa bu denli çoşkulu çarpıyordu. Taehyung'u görecekti, sevgilisini, aşkını, her şeyini..

Eline aldığı bir kaç sayfayı hızlıca masaya koyup mürekkebi bastırdığı kalemle üç kelime yazdı "Kalbime gidiyorum, döneceğim."

Parmaklarının arasına sıkıştırdığı bir kaç banknotla hızlı hızlı merdivenlerden inerken hemşirelerin dikkatli ol çağrışlarını umursamadan kapıdan bahçeye adımladı güzel yüzlü.

Gözlerine çalan hastanenin açık kapısı, görevlinin ucuz sigarasını yakmakla meşgul olması nedeni ile hala açıktı.

Ya hep, ya hiç.

Hızlıca kapıdan çıkarken arkasından gelen bağrışları umursamadan çiçekli yollardan tren istasyonuna koştu. Kalbi adeta bir makine gibi çarparken burnuna dolan çiçek kokuları adeta bir Taehyung temennisi eşsizdi.

Gözleri doldu küçüğün.. nasılda özlemişti büyüğünü için için..

Söylemeyecekti artık yalan, ne kendine ne ona. Onun suçu değildi ki hasta olmak, yaşamdan yavaş yavaş kopmak. Bunların hepsi zalim kaderin oyunuydu. Küçüğü yaşamdan uzaklaştırıp büyüğün kokusundan hasret bırakmak. Ancak yaşam Taehyung'tu, güzel her şey, hatta her kelime taehyung'tu.

Aşıktı küçük büyüğüne, lavantanın menekşeye olduğu gibi..

Görevlinin uzattığı biletle dudaklarını dişlerinin arasına sıkıştıran Jungkook, tren'e baktı usulca. Adımlarını sağlam bir şekilde basmaya çalıştı.

Aniden sıkışan kalbi, tökezlemesini sağlarken karnına giren ağrılar ve ağzına gelen bu metalik tat acıttı canını. Kiraz çiçekli yoldan koşan bir kaç görevli adını haykırırken parmaklarının arasına sıkıştırdığı bilet adeta yüreği gibi eziliyordu.

Gözleri yavaşça kamaşırken son kez baktı tren'e düşündü bir umut Taehyung'a hala gidebilir miydi diye..?

Gidemedi..


olicent'a

𝐦𝐢𝐭𝐨𝐦𝐚𝐧𝐢 : 𝐭𝐤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin