fifteen

458 45 14
                                    


Trenden inmesine dakikalar kala heyecanla bavulunu aldı eline Jungkook. Kiraz çiçeklerinin süslediği İstasyonunun önünde onlarca, hatta yüzler yüz vardı. Jungkook hızla atan kalbiyle derin bir nefes alıp trenin durmasıyla dikkatlice istasyona ayak bastı.

Özlediği şehrin konusu ciğerlerine dolarken gördüğü manzara ile öksürdü kendini tutamayarak. Yaklaşık on metre ötesinde o duyuyordu.

Taehyung..

Ona ulaşmaya çalışırken elinde iki bilet tutan turuncu saçlı çocuğu fark etti. Gözlerini kısarak ne olduğunu anlamaya çalışırken elini Taehyung'un çenesine koyan çocuk onu yavaşça kendine çekip aşık olduğu dudakları kendi dudaklarıyla birleştirdi.

Fal taşı gibi açılan gözleriyle olduğu yerde kalakalmışken, yere düşen bavuluyla küçük bir gözyaşı yere damladı.

Jeon Jungkook yenilmişti. Onlarca ay hastalığa direnmiş, ölüme baş tutmuş, umutsuzluktan yerle bir olsa da dik durmuştu. Ancak şimdi Jeon Jungkook paramparçaydı. Tek bir öpücüğe yenilmişti.

Ona çarpan insanlar arasında titrerken sonunda bir çift kahverenginin etkisi altına girerken o kadar kırgınca bakmıştı ki, karşısındaki yüzün buz kestiğine yemin edebilirdi.

"Jungkook.."

Turuncu saçlıyı kendinden iterek koşan büyük titreyerek küçüğüne sarılmıştı. "D-Düşündüğün gibi değil..." Deliler gibi ağlıyordu büyük olan "Sana yemin ederim düşündüğün gibi değil."

Jungkook ağzını bile açamıyordu. Yavaşça dizlerinin üzerine çöktüğünde Hyung'u da onun gibi çöküp sarılmıştı. Geriye tek bir soru kalmıştı. Kalbi mi acıyordu? yoksa Acıyacak bir kalbi kalmadığından mı böyleydi?

Onca hıçkırık arasında yavaşça bavulundan yüzüğü çıkardı genç adam. Taehyung hıçkırıkları arasında boğulurken nefesi kesildi usulca. Jungkook hayran olduğu ellere yüzüğü takarken başını omzuna yaslayıp sessizce mırıldandı.

"Beni sevdiğin için teşekkür ederim.. Çünkü senin sahnede nefes alıyordum..."

Taehyung anlamaz gözlerle bakarken dudaklarını ıslattı küçüğü.

"Beni sen büyüttün, ilk sen öptün, saçlarımı okşadın.. Ama bencildin... Taehyung seni ne kadar sevsemde çok bencildin. Gitmek istediğimde bile..." Hıçkırdı Jungkook usulca. "Gidememi sağlayacak kadar bencildin. Ve sana bir oyun oynadım Taehyung.. Affet beni. Yalan söyledim sana.. İyi olduğuma dair, mutlu olduğuma dair, eğlendiğime dair."

Taehyung, sevgilisinin dedikleriyle nefesini kesti. "Bu hastalığın adına Mitomani diyorlarmış. Kendine inandırdığın yalanları başkalarına da inandırma. Sana çok yalan söyledim. Atlayabileceğimi düşündüm. Sensiz daha iyi olabileceğimi düşündüm. Olmadım.
Hastenede düzeleceğimi sandım.."

"Ha-Hastane..?"

"Hastayım ben Hyung.. Anlasana ölüyorum ben.. Okul diye gittiğim yer bir avuç hastene odasıydı anlasana.. Yalan söyledim sana, yalan söyledim iyiyim diye, daha çok günüm olsunda seninle paylaşayım diye..."

Taehyung duyduklarıyla kahrolurken başını salladı "Hayır.. Jungkook.. Yardım edin! Tanrım biri ambulansı arasın! Dinle beni bebeğim tamam mı? Bunu birlikte atlatacağız. Duydun beni değil mi? Duyduğunu biliyorum güzelim. Derin nefesler al bak insanlar yardım için ambulansı aradı. Sorun yok. Sakin ol"

Kalabalık iki gencin etrafına toplanırken herkes yardım için doktor bulmaya çalışıyordu.

Ancak tir tir titriyordu küçük olan "Kalmadı zamanım.." dedi usulca, ve ağlamaya başladı sonunda.

Jeon Jungkook gencecik yaşında öleceğine ağlıyordu sevdiği adamın kollarında..

Kalbine irili ufaklı ağrılar girerken son kez mırıldandı.. "Gitmeme izin ver.."

Taehyung istemiyordu.. gitme demek geliyordu içinden, her şey düzelecek diye avaz avaz bağırmak istiyordu ama düşüncelerine inat şu kelimeler çıktı dudaklarından..

"Seni seviyorum ve gitmeme izin veriyorum bebeğim... Ben.. asla küçük bebeğimin canının acımasına dayanamam biliyorsun değil mi?"

Bilinci kaybolurken avaz avaz bağırdı Taehyung "Yardım Edin!! Yardım Edin Kriz Geçiriyor!"

Gelen ambulansla Jungkook'u kaldırmadan önce son kez fısıldadı küçük olan;

"Doğum günün kutlu olsun..."










Kalbim acıdı..

Özel bir bölüm sonra bitecek. Bu zamana kadar okuyan herkese teşekkür ederim. Lütfen kendinize yalan söylemeyin. Eğer kötü hissediyorsanız saklamayın. Mitomani her birinizin yaşadığı ve yaptığı bir şey.

Okuyan gözlerinize sağlık.

Sevgilerimle; Carmen.

𝐦𝐢𝐭𝐨𝐦𝐚𝐧𝐢 : 𝐭𝐤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin