one

387 68 1
                                    



Herşeyin bir başlangıçı vardır derler, benim başlangıçım ise Taehyung'u ilk gördüğüm gündü, ilk görüşte aşkı bulmuştum onda, ama bu hikayenin başlangıçı daha farklıydı..

Bu hikayenin başlangıçı ise, hasta olduğumu öğrendiğim ilk gündü..

16 haziran;

Ellerim deli gibi terliyordu, hafif baş ağrısı ve minik baş dönmeleri ile başlayan rahatsızlığımdan dolayı artık uyuyamaz hale gelmiştim. Taehyung'ta bunun farkındaydı ama ona nezle olduğumu söyleyip geçiştiriyordum. Hani söylemiştim ya bu sana söylediğim ikinci yalan diye Taehyung-ah.. söylediğim ilk yalan sana iyi olduğumdu

değildim sevgilim..

...

Doktor elimde ki raporlara bakarken tek isteğim bir şey çıkmaması, biraz ilaç alıp dinlenmek ve senin kokunla yaşlanmaktı. Taehyung ister inan ister inanma ben yaşlanmak istiyordum senin kollarında.. senin kokunla doya doya yıllar geçirmek.

Hyung ben senin kokuna karışmak istiyordum en gizli düşlerimde bile.. bilir miydin ki?

bilmezdin..

...

Sonunda doktor gözlüğünü çıkarıp, dağınık saçlarımı ve sonrasında altları hafif morarmış gözlerime baktı, derin bir nefes verip ağzını açtı "Bay Jeon korkarım ki beyninizde bir kist var" titrek bir nefes vererek gözlerimi oluşturdum "B-bu ne demek oluyor..?"

"Bay Jeon çok üzgünüm ama %12'lik kurtarılma olasılığı olan bir beyin kistiniz var, normalden çok büyük.. Busan da ki eğitim hastanesi bu konuda çok başarılı eğer isterseniz sizi oraya yönlendirebilirim ve sonras-.."

"Doktor" dedim kısık sesle "Eğer dediğiniz gibiyse ne kadar vaktim kaldı"

"Emin olamayız ve bunlar kesi-.."

"Doktor" dedim tekrardan, minik bir yaş süzülürken gözlerimden "Yaşamak için ne kadar zamanım kaldı"

"Durumunu bilmiyorum ama ortalama bu büyükte bir kist için.. 5 ay veririm.. tabi iyi huylu ve kötü huylu olması herşeyi değiştirir.. çok üzgünüm.."

Beş ay.. yaşamak için beş ayım vardı. Taehyung'a bir ömür yetmeyecek sevgimi vermek için sadece beş ay..

...

Paltomu yavaşça üzerime geçirdim ve hastaneden çıktım. Yağmur altında yürüdüm bir süre, öyle karışıktı ki kafam.. neye üzülseydim bile bilemiyordum. Gençliğime mi üzülseydim. Sevgilime veremeyeceğim günlere mi? Yoksa annemin göz yaşlarına mı?

Yağmur damlaları düştü yere, ben yıkıldım o sularda, boğuldum her damlayla..

Yağmurlar karıştı göz yaşlarıma..

Ben yine sen diye ağladım Taehyung-ah..

Biliyordum yıkılacağını bu haberle, o yüzden bir yalan söyledim sana sevgilim.. minik bir yalan daha.

Burslu bir şekilde Busan Üniversitesine gideceğime dair bir yalan güzelim..

...

Ne kadar üzülsen de diyemezdin "gitme" çünkü ben seni senden daha iyi tanırdım sevgilim, sen git desen de içinde gitme diye ağlardım değil mi?

Tren istasyonunda ağlarken öptük birbirimizi.. öpücüklerimiz dahi ağladı hyung, hatırlıyor musun?

O gün batımında, içim kan.. dudaklarımız ise bir daha bulamayacaklar birbirinin çilek tadını diye öpücüklerimizde ağladır..

Peki ya gün batımı da ağlamış mıdır hyung?

...

O gün sen benden gittin, ben de senden Taehyung-ah.. arkamızdan sakura çiçekleri ağladı..

Ve o tren'e binerken bağırdım ardından sevdiğim, "dudaklarımızın tekrar buluştuğu o güzel güne kadar elveda kalbim" diye..

Duydun mu?

(Hikayenin devamında jungkook'un bakış açısından başlangıçta neler yaşadığı anlatılacaktır. Oy verip destek olmayı lütfen unutmayın. Başa dönüp mesajları okumanız tavsiye edilir.)

En içten sevgilerimle

carmen..

𝐦𝐢𝐭𝐨𝐦𝐚𝐧𝐢 : 𝐭𝐤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin