5. Bölüm

2.1K 132 71
                                    

*Bölümün parçasını mutlaka dinleyin.

"Şissst! Güzel kızum benim ağlama bak, sen ağladıkça benim yüreğim sızlayi. Sana unutursun diyemem, dersem yalan söylemiş olurum. Canın yanacak belki bugünden de çok ama gün geçtikçe acısı bir nebze de olsa dinecek Nefes'um."

"Kalbim acıyi teyze, tarif edemiyceğim kadar hem de."

"Biliyrım kızum, sevdaluğun ateşini rahmetli annenle ben çok iyi biliyrız. Ama merak etme ben senin yanındayum güzel kızum. Hem kim bilir yarım kalmazsınız. Rabbime dua et, o en doğru yolu gösterecektir sağa. Hayde benim güzel kızum kalk elini yüzünü yıka."

"Tamam."

Balkonda kalan Behiye bir bir tuttuğu gözyaşlarının akmasına izin verdi. Çünkü yüreği yanıyordu. Nefes kendisine rahmetli arkadaşı Ferihan'ın emanetiydi. Nefes onun için öz kızı Asiye'den farklı değildi. Balkona gelen Arif Kaptan Behiye'sini ağlarken görünce yanına gider. Behiye tüm olup biteni anlatır. Çünkü karı koca bu zamana dek birbirlerine bir şey dememiş olsalarda ikisi de bu sevdadan haberdarlardı. İkisi de bu sevdanın da bu çocukların da yüzlerinin gülmesini çok istiyorlar. Bu yüzden Arif Kaptan Tahirle konuşmaya karar verir.

***

"Selamünaleyküm kaptan."

"Ve aleykümselam Tahir'im."

"Nasulsun, iyisindir inşallah kaptan?"

"Şükür sağlığım yerimde, sevdam Behiye'm yanımda. Daha ne olsun uşağum! Ya sen nasulsun evlat?"

"Ağğğh! Hiç iyu değilum kaptan hemde hiç."

"Hayır olsun, noldi uşağum? Korkutma bu yaşlı kaptanı."

"Hayır mı şer mi? Hiç bilmiyorum kaptan. Ama o geldi, sekiz yılın ardından bugün yine karşımdaydı."

"O ne demek evlat? Bak rabbin dualarını kabul etmiş, şifan bulmuş yine seni. Oh şükür! Nefes kızum dönmüş."

"Ben çok tuhaf hissediyorum kendimi. Döndüğüne sevindim mi? Bilemiyorum. Karmakarışık bir hâl içindeyim kaptan."

Arif Kaptan hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi davranıyordu. Tahir'in kendisine açılmasını bekliyordu. Ne hissediyorsa onun ağzından duymak istiyordu.

"Evlat senin havalara uçman gerekiyordu şu anda. Yandığın kızla yine yolların kesişti baksana, demekki yarım kalmayacaksınız."

"Havalara falan uçtuğum yok. Aksine içime sanki ha bizim şu Çivra'daki kayalardan biri oturdi. Biz çoktan yarım kalmayı seçtik be kaptan."

"Oğlum şunu doğri dürüst anlatsana, neler oliyi ya?"

"Ben onun canını yaktım. Belki artık canım yanmaz diye. Ama canım şu an daha çok yanıyor be kaptan."

"Sen sen yoksa kıza bi şey mi dedin evlat? Daha senin soluduğun havaya yeni kokusu karışmış iken."

"Ben ona üç gün sonra sözleneceğimi söyledim."

"Ne ettun ne ettun? Evlat hayde kalk hemen kızun kapısına git, ettiğin şakayu sonlandır."

"Ne şakasu kaptan? Üç gün sonra Suna ile sözleniyorum."

"Ne? Yok sen iyi değilsun evlat, gel de hayde hastaneye gidelim. Çünkü öbür türlü bu sen olamazsın."

"Benum benum Deli Tahir. Gayette iyiyum. Evet Nefes döndü, evet ben hâlâ ona yangınım ama bu maalesef ona olan öfkemi değiştirmiyor."

"Öfke mi? Nefes'e yangın olmak mı? Sen Nefes'e sevdalu falan değulsun."

"Sevdaluyum, ona yangınım hem de çok kaptan."

Mavi'nin DestanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin