Ve damgasını soğuk bir zarfa sığdırılıyor gece. Anlatıyor esrarını tüm hüzünlerin. Sevmek dile geliyor...Sarıp sarmalıyor semayı denizin aşkı yeniden. Selam getiriyor kuşlar. Aşklarına şahit oluyor dolunay. Tüm düşler gerçek oluyor...
Kırıldım çok, yoruldum... Bu yabancı dalgalar nereye götürüyor sevdamı? Bu iki mavi neden küs birbirine? Saklambaçların şenliği dururken çocukların tebessümlerinde bu ağıt kime kopuyor? Dilek ağacında asılan son dilek kimin? Neden adı yok bu şehrin? Nereden geliyor bu selamsız kuşlar?.. Bu gökyüzü neden rengini geri istiyor denizden?
Soğuk gecelerin keder nöbetindeyim. Bir yağmurdan hesap sorar çamura batmış gönüller. Bulut beyaz fakat umut değil... Yine bir gülüşünle yandı geceler. Yangının dağılır yüreğime. Bağırır tüm boşluklar... bir yarım sen bir yarım ben; olduk bir bütün.
Aç kanatlarını...Sonsuza ver ellerini...Tutun bana .Ne olur korkma... Bırak mavide kaybolalım. Ellerimiz değerse birbirine şimşek çarpar... Ver ellerini bana şimşeklerini çak üstüme...
Zehra'nın oyunu işe yarayacak mıydı zaman gösterecekti.
Fatma stüdyoda ona şans getiren kolyesini düşürmüştü. Ali ile aramaya çıktılar ama bulamadılar.Kolyeyi kim bulacaktı işin en can alıcı noktası değil de neydi?
Zehra planının ilk aşaması olan Ahmet'i kendine aşık etmek ile uğraşmalıydı. Ve uğraşacaktı da...
Ali ve Fatma her yerde kolyeyi ararken Zehra birden ağlamaya başladı. Böylelikle Zehra Ali'nin ilgisini çekmiş olacaktı. Aşk bazen nefrete ne yakındı...
Ali Zehra'ya dönerek:
-Neyin var Zehra? Dedi.
Zehra da Ahmet'i yanlarına çağırması gerektiğini söyledi. Alİ, Zehra'nın isteğine uyarak Ahmet'i aradı...
Kısa süre içerisinde Ahmet eve geldi. Zehra'ya sarıldı. Tam da o an Fatma ile Ahmet ilk defa göz göze geldiler... Bu ilk buruk bakışma belki de hayatları boyunca devam edecekti.
Sabret gönül sabret... Her kışın bir baharı var elbet. Yeter ki sen sabret...
Fatma'nın beyninde git gel yapmaya devam etti sorular... Kokusunu bildiği ama hiç tanışamadığı adam o muydu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHŞERE KADAR SEVMEK
Genç Kız Edebiyatı"Oysa herkesin bir hikayesi vardı. Yürekleri ayağa kaldıran...Gün olurdu ya nasıl sevdiğini sebepsizce unuturdu insan.Neyi ,niye sevdiğini? Ayrılıklar kapıda dururken zordu sevmek...Mahşere kadar sevmek neydi sahi?"Şehadet