SEMA

60 8 0
                                    



  Vakit gece... Şimdi gökyüzünün en güzel hali...Uykular haram ,uykular tenim heceler... Ay düşer düşlerime gölgesi bile pırıl pırıl ...Gözlerini içiyorum, seni istiyor bu vakitte darmadağın... Gün ayaz ; üşüyorum...Ellerim sensiz bir boşlukta sanki... Ve uyanır tenim bu büyü kime ? Yıldız kayıyor bak pencerenden... Sana mı atar bu kalbim?

Mavideki ümidim sensin. Bir vapur gezmesinde simidim sen...İstanbul'un gülüşü sensin...Mazide ki kalemim sensin...Bir hayal gezmesinde şiirim sensin...

Gelsen hayalimi yaşatsan ve kör kuyulardan çıkarsan bedenimi... Bu kalp hapishanesinin sebebi sensin... Gel de sen savun lodoslarını...

Sen benim ilk uçurduğum güvercinimsin... Bilmezsin yüzüm düştü göğe yazdığımdan beri aşkımızı... Göğe yazılan aşklar silinmezmiş... Sen benim ilk gökteki aşkım ve son göğe uçurup veda ettiğim aşkımsın...

Fatma ve Ahmet gözlerini birbirinden ayırdı... Ali geldi o an odaya .

Kalp ağrısı neydi? Seni bana çiziyor kader... Sımsıcak bakışların ısıtıyor...Toprak değiyor üstümüze...Gözlerin hapsoluyor artık değdiği yere...

Ali her tarafta Fatma'nın şiir defterini aramaya başladı... Nerden bilecekti onu Zehra'nın aldığını! Aşkların ömrü ne kadardır bilinmez ama yaşanalar ne kadar gerçektir?

Ahh suskun sema'm...Yerine ulaştı mı kayan yıldızların? Vakit göğe bakma vaktidir...Şimdi diriliş vaktidir! Sen bana , ben sana duaya...

Yüzyıllarca yıl bekledim , yollara gözüm düşürdüm...Bütün aşk meydanlarında yoluna durdum. Konuştum ve seni anlattım... Bu sahipsiz bekleyişlerim kime ? Seni çok özlüyorum...

Fatma'nın yükü ağır, yolu uzundu...Çiçekler Kasım'dan kalmaydı...Belki Yusuf değildik ama yine de umudumuz vardı yarınlara...

Gecenin karanlığında hep yanında olsam...Ben kalksam ve dirilsem...İçimdeki aşkını tek tek eritsem... Şuan ne hallerdeyim bir bilsen? Bir gece ayazında yalnızlık uykusunda hep kederlerdeyim. Sevdamın kahrını çeker yüreğim... Acı çeker yüreğim...Sevdamın kahrını çeker kalemim... Umutlarım yıkık, ben sevdanın en delisindeyim...Kapımda bekler mi ölüm meleğim? Yoksa sana kavuşmayı bekler yüreğim...Gözlerin bana dokunmadıkça; ellerinin gölgelerini arar kalbim...

Ali'nin defter arama telaşı Zehra'ya da yansımıştı. Kırgın kalplerin bir ahı, bir şarkısı vardı gönüllerde... Ve insan soruyordu kalbinden beynine görmeden sevebilir miydi bir insan? Ahh ne yaman illetsin sen aşk...Seni bana yazıyor kader ve keder... Artık tüm mevsimler çoğalıyor senin kadar... Ellerin ellerime değiyor tenin sımsıcak... Teni esmer kadın, bu mevsim bizi çalacak.

Sımsıcak bakışların ısıtıyor, toprak değiyor tenimize, gözlerin hapsoluyor değdiği yere...Seni bana çalıyor kader... Adı güzel kadın , tüm mevsimler kadar güzeldi adın... Adın kalbimi ısıtıyor tüm gezegenler kadar...

Ve Ali dayanamadı bir mısra yazmalıydı:

'' Denizin mavisi kadar güzel yüzlü bir kadın

Gitmek kolay değil ki aşkı gönlüme yazdın

Sarılırdım ince beline , gözüne bakamadım

Gitmek istemesem de yürüdüm aşkı gönlüme yazdın...''

Zehra, Ali'nin bu çaresizce şiir yazışına dayanamadı ama defteri de veremezdi ona... Daha bir sürü planları vardı... Bu aşkın büyüsünü bozup Ali'yi kendine getirmeliydi...

Zehra tuvalete girdi ve beline sakladığı Fatma 'nın defterini çıkardı. Bir sayfa araladı :

'' ömrümden çalarken sen, aşk diye okudum

Dönerken yeminimden aşk diye soludum

Mazide kalan kalbimden hıçkırıklarım

Sen sorma bana kime bu yakarışların !.. ''

Bu mısra sanki Ali'ye gelecekte yaşananları hissedecek bir sitem niteliğindeydi... Aşk zor meziyetti... Onu sırtında taşımak daha da zordu elbet...Geçiyordu içimden aşkların...Bir bilsen nasıl ağrıyor kalbim yine seni istiyor....Her şey senin aşkından oluyor ey İstanbul... Aşkımızla yaz ayları damgalanıyor...

MAHŞERE KADAR SEVMEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin