AŞK ÜŞÜTÜR

107 10 0
                                    

Stüdyoya varmışlardı. Ali mikrofonu eline aldı, kulaklığı taktı.Fatma da yanına oturdu. Ali ilk önce günün anlam ve önemine ilişkin bir şarkı çalmalıydı.

''...Deniz anlatıyor mu beni sana? Hatırla adımı koylarında.Hala mı uzaktayım yoksa yanı başında kalbinde güzel uykuda?..''

Ve şarkı bitmiş Ali'nin canlı yayında duygularını açma vakti gelmişti.Yazdığı şiiri çıkardı:

''İçim buz kesiliyor

Nefessiz kaldığım her an

Dua dua dökülüyor göz yaşlarım.

Esiyor rüzgar üstüme üstüme.

Pusulam sendin

Yönümü kaybettim ey aşk aşk

Sesim kesiliyor

Konuşsam seni anlatırım bilirim.

Yine de ''ey aşk aşk'' derim bu şehre.

Hani bir vardın

Mühürlerdin tertemiz tebessümünle kalbimi.

Hani bir yoktun buz tutardı içim.

Bu şiirler , bu şarkılar hep sana ey aşk aşk.''

Ali şiiri bitirip Fatma'ya döndü:

-Bu şiiri sana yazdım Fatma'm. Seninle ilk karşılaştığımdan beri sanki büyülendim.Sen bana çok iyi geliyorsun.Benimle evlenir misin?

Fatma donakaldı. Zihni ve kalbi birbirine karışmıştı.Gözleri doldu ve :

-Evet

Bu aşkın tozlu yoluydu.Elele verirlerse her şeyin üstünden gelebilirlerdi.

Bu sırada Zehra radyoyu dinlemekteydi.Ali'ye olan duyguları yüzünden kıskançlık krizine girdi.Elinde olan bardağı yere attı.

Sevgi kıskandırırdı tabi ki. Ama her şeyin bir dozu olmalıydı. Aşk baş döndürürdü. Sarhoşluk gibi bir haldi bu. Aşk kimi zaman kıtaları birleştirirdi. Kimi zaman terkettirirdi sevdiğini...Aşkın sırrı neydi?

Gelgelim Ali ve Fatma'ya kolay değil sevdalanmak onlar için. Kolay değil ki sevda...Sevda ne büyük lütuf...

Ali Fatma'ya sarıldı sımsıkı. Artık bir elmanın iki yarısı olmuşlardı. Hak nefes verdikçe onun yanında olmaya hazırdı Ali.

Radyo programına şu şarkıyla son verdiler:

''Hadi kalk gel bul bir bahane ,birazcık heves, biraz cesaret. İlk gün ki gibi duruyor hala kalbin ömürlük ben de emanet.''

Ali bugün için yazdığı şeyi çıkardı ve okudu sevdasını :

''Hayatın atar damarlarından bir selam getirdi yürekler .Daha uyanmadı kimsecikler. Sessizliğin selamı sardı gönül penceresini. Çok sevdiğim şarkı radyoda yanında çay da var. Seni bilmiyor kimseler... Islığıma karıştı tüm sevdiğim şarkılar. Issız gözlerime karıştı ellerin. Ben sana mecburum bir nefes kadar... Dondu İstanbul... Zaman akmıyor...Rüzgarın değdi yelkovana ama vakit ilerlemiyor... Şimdi eskisi kadar masum bu şehir ... Ellerimiz değdi çünkü bu şehrin çıplak asfaltlarına... Adresler sorsalar bana senin adresini veririm... Ellerimde küller var sopsoğuk küller, bir yangından artakalan... Kalbimizden kan boşalıyor ve sen bana geliyorsun... Başka kimselere değil ! Bakma öyle ben sevdanın en ücrasındayım...Aşk uçurumunun kenarındayım ... Kalbimin afetisin sen... Tir tir titremekte sana bakan gözlerim... Kimseden korkmayan ben, senin aşkından korkarım. Sen yağmurlarınla geldin bu sıcak şehre... Sen lodosun bittiği yersin gönül hengamesinde. Neredeydin bunca zamandır? Seni bulan kalbim bırakamaz ki... Ah bitirdi beni sevdan... Ben sana mecburum bir nefes kadar... Radyomdan çalan tüm şarkılar seni fısıldıyor... Gecenin efkarı gündüze çalıyor... Seni sevmenin hayali içime doğuyor... Yakışıyor kalbime seni sevmeler... Sen benim ilk şiirimsin... Ben seni çok sevdim... Gönül bahçeme temmuzları getirmeni sevdim... Yangınlarına düştüm sevdanın... Bir kibrit alevi kadar değil ki sevdam... Alevlere düştüm ve sudan çıkmış balığa döndüm...''

Fatma Ali' nin bu okuduğu şeyden çok etkilenmişti.Gözleri doldu.Hayal miydi bu yaşananlar gerçek miydi ayırtedemedi.

MAHŞERE KADAR SEVMEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin