Sevmek yudum yudum,hatıran boğum boğum.Can çekişim bu,feryadım sen de kaldı.Adının hecesi düştü yarama.Bıraktım sen de kalanı.Deli gönül seviyor ama konuşmuyor.Bıraktım elvedanda kalan kalabalık boş ünsüzleri... Şimdi önünde azalan bir kadın var. Gamzene düşen inatçı bir gülüş. Mazi derler ki unutulmalı. Kaldıramıyorum adam. Ben bir seni,sana sevmişim. Başım dönüyor; içimdeki sokaklarıma veda ediyorum... İçin içime doğarken; biraz ağlamaklı oluyorum. Biliyorum her yer , her anı sen.Silinmeyecek!
Isınıyor havalar ama bir şeyler eksiliyor. Düşlerime siniyor nefesin. Zarar her sokak.
Geceyi bir yara kanatıyor.Hasrete ağladım;yüreği yıldızlar sarıyor. Karanlığın zifirinde,gönül kalıyor çaresiz.Sızlıyor sol yanım,saatim seni biz geçiyor.
Bir rüzgar bu savrulan sadece biz değiliz;ömrüm... Aşk dediğimiz şu masalda dilime dolanan her satır sen... Bir an durur gece... Aşıkların hiç saati olur mu? Bir hoş
bakış değiştirir aşkın izini.Bana el olan bakışların şimdi ellerin mi oldu? Ruhu sararken firaklar bedenimdeki yanıklar şimdi bitap düştü.
Gözlerim kapanıyor, bir yıldız gibi doğuyor dünya. Sensiz doğan güneşin çehresi soluk!
Meçhule kazılan mezarlar gibi; ıssız, serseri hayaller kadar matemindeyim ufkun. Tutuşan alevler gibi acıklı ahlarım. Yorulmuş ruhumun çok nedeni var kaybetmeye. Senin sesin sert rüzgara benzer sevgilim. Boğuluyor dilim, nefesim yetmiyor sana. Rüzgarın ıslık sesi geliyor hoş bir sedayla. Benim bir şairim var yarama dokunan. Biri var aşka münhasır! Bana yirmili yaşlarımı hatırlatıyor ateş saçan sevdam. İlk şiirimi ve ardından kanat çırpan hülyalarımı. Yine bir şairin kalbindeyim. Başka bir yer bana kucak açmaz. Nelerden vazgeçti bu deli gönül bir senden vazgeçmedi. Dinmiyor yaramın kabuk bağladığı yer. Sen kalbimde kanadıkça ilelebet yara dolacaksın içimde. Duyuyor musun içimdeki yarayı? Yalnızlığımın mateminde bir buse gerek senden. Aşkın gecesi bitmiyor. Hasretin duası el uzatır güneşlere. Bir Peri'nin hüznüne Mecnun'um! Ey umutlar sunun bana Kevser! Gökyüzünün en yaşlı yıldızının sancısı kalbime dokundu. Benim inciniyor ürkek yanım. Her saat vazgeçişlerime şiir yazıyorum. Ağlamaktan yorulduğum doğru. Bir şarapla mest oldum sana! Sana döküyorum tüm matemimi derin sular. Kanayan yağmur tenimde akan bir sudur. Suçlu mudur?
Artık yeter kalbin karanlığı! Ey gönül Feza'm, karar günahlarımla. Bana artık güllerini ver. Yanayım bir daha cayır cayır ! Uçurumlarda benim sevdam. Gözlerimde ıslak bir gölgen kaldı. Bütün ışıklar sönük.
Neden ölü sesler var dudaklarında? Seneler geçiyor, karanlık geceler başlıyor duyuyorum. Siliyorum şarkımı...
Ben unutmam seni ama ellerin neden uzaklarda? Neden ölü doğmadım annemin kucağında? Gömül ruhum mezarlara...
Damarlarıma kan verme. Bunlar beni ağlatmak için mi? İşitmiyor kulağım o saf sesi.
Bekliyorum o kayan yıldızı. Sen bilmezsin ben kıyametler gözlüyorum. Kaçıyorum kışlardan. Son bir kez gülmek istiyorum yüzüne. Savrulmak istiyorum senin çöllerinde bir kum misali... Kadehlerim kırıldı. Rüyalarım yok artık. Boş hayallerim. Ne görmek istiyorum ne de işitmek. İstiyorum ki sen çal benim kaderimi... Ölmek istemiyorum mesela yeni bir aşka uyanmak. Sarhoş sedaların sesi kısık. Zamiri yok sevdanın sadece sıfatı var seviyorum!..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHŞERE KADAR SEVMEK
Chick-Lit"Oysa herkesin bir hikayesi vardı. Yürekleri ayağa kaldıran...Gün olurdu ya nasıl sevdiğini sebepsizce unuturdu insan.Neyi ,niye sevdiğini? Ayrılıklar kapıda dururken zordu sevmek...Mahşere kadar sevmek neydi sahi?"Şehadet