8.Bölüm

130 30 4
                                    

Medyadakiler Sevda ile Barış

(Sevdanın anlatımından):

Aslı ile saatlerce konuşmuştuk. Ona bir güzel içimi dökmüştüm. Konuşmak iyi gelmişti. En azından kendimi birazda olsa rahatlamış hissediyordum. Çünkü bu olanları birine anlatmasaydım kafayı yemiş olabilirdim.

Akşam olunca Aslıda gitmişti. Kendimi çok yalnız hissediyordum. Yalnız değil miyim zaten?

Barışta yaşanan o olaydan sonra bir daha gelmemişti. Gelse yüzüne nasıl bakacaktım acaba?
Aramıza mesafe konması en mantıklısı. Çünkü ben ölmek üzere olan bir hasta oda benim doktorum. Daha öte bir durum olamaz.

Bu saatten sonra Barıştan uzak kalmam ikimiz içinde daha iyi olacak. Barışta böyle düşünecektir zaten. Alt tarafı yanlışıkla öpüştük hatta öpüşmüş sayılmaz bence.

Benim ilk öpücüğüm olsada onun ilk olmadığına eminim. Ona karşı hislerim bile çok saçma.

Ben ölecektim yada ömrümün sonuna kadar bu hastaneye mahkum. Barışla birlikte olamazdım yani benle o olmazdı.
Hayali çok güzel ama bu imkansızdı.

Sanırım bu ilk ve son öpücüğüm olmuştu. En azından ölsemde birisini öpmüş olarak ölecektim. Gerçeği istemeden oldu ama neyse.

Ne kadar çok Barışı sevsemde onu üzmemek için ondan uzak kalmalıyım.

Benim gibi ölecek insanla niye zaman geçirsin ki?
Benden daha güzel ve daha sağlıklı kızlar var.
O isterse kızlar ona pervane olur.Ben kimim ki??

Uyusam iyi olacak yoksa ben düşüne düşüne kafayı yiyeceğim. Derin bir nefes alarak yatağa uzandım.

Gözlerim tam kapanıyordu ki açılan kapı sesiyle tekrar açıldı.

Onun geldiğini kokusundan anlamıştım. Gözlerimi kapattım belki uyuduğumu sanar giderdi. Onunla konuşacak ve yüzüne bakacak cesaretim yok.

Yanımın çöktüğünü hissedince oturduğunu anladım. Çok zekiyimdir. Nefes alış verişlerimi düzene sokmaya çalıştım.

Derin bir nefes aldı ve konuştu.
"Uyumadığını biliyorum." Dedi
Lan kırk yılda bir kere bir numara yapalım dedik.

Ama benim ondan uzak kalmam gerekiyor. Aklımdaki planı uygulamaya koyuldum.
Gözlerimi açarak yatakta oturur pozisyonu aldım.

Bir nefes kadar sana yakınken o gökyüzü mavilerine bakamamak. Ah! Ne kadar zor bir bilsen.

Dudaklarımı yaladım ve o hariç her yere bakarak soğukça konuştum.

"Sen niye kapıyı çalmadan geliyorsun? Belki müsait değildim." Bunu söylediğime inanamıyorum.

O mavilerinin puslandığını gözlerine bakmadan bile anladım. Ama bu ikimiz için en iyisi olacak. Bugün yada bugün bitecek bu iş. Şu an içinde fırtınalar kopuyor biliyorum.

"Ben belki uyumuyorsundur di-" sözlerini ben keşmiştim. Çünkü konuşmasına dayanamıyorum. Gözlerine bakamam.

Eğer onun o mavilerine bakarsam dayanamam bırakamam onu.

"Ayrıca ben zaten uyumaya çalışıyordum. Neden geldin diye rahatımı bozayım ki?"

Can çekişiyorum. Mavilerine bakmamak için can çekişiyorum. Onu üzmek yerine ölsem daha iyi.

Ama üzgünüm Barış. Bana bağlanma bana alışma. Çünkü ben ölüyorum. Bunu yapmak zorundayım. Senin için yapıyorum.

Şimdi o gözlerinde ne fırtınalar ne şimşekler kopuyordur. Belkide hayal kırıklıkları vardır o gözlerinde.

Bu işi şimdi yapmazsam hiçbir zaman yapamam. Ya şimdi yada hiç. Bana sadece

"Peki." Deyip odayı usulca terk etti. O pekinin içinde ne fırtınalar var ne üzüntüler var kim bilir.

Daha fazla dayanamayıp bir hıçkırık koptu dudaklarımdan sesim yankılandı odada.

Gözlerimdeki yaşlar elmacık kemiğimden çeneme yol alıyordu.

Kalbim. Kalbim nasıl sızlıyor. Çok ağrıyor. Çok acıyor. Gözlerim yanıyor. Başım çatlıyor neredeyse. Saçlarım benden bağımsız kendi halinde. Yüzümde yeni yeni çıkan sivilceler.

Bunların hiçbiri umrumda değil. Aklım onda. Onu çok üzdüm. Ama yaptıklarımdan pişman değilim. Bunu yapmasaydım ileride daha çok üzülecekti.

Ben onun üzülmesine dayanamam ki. Şimdi geri dönse senden vazgeçemeem deyip beni kollarının arasına alsa. Sabaha kadar kokusunu içime çekerek uyusam.

Peki ben ölünce ne olacak?

Allahım bunu yapmak zorundaydım.

Nolur affet beni.
Özür dilerim.
Seni sevdiğim için özür dilerim.
Seni sevip bencillik yaptığım için özür dilerim.
Beni sevmene izin vermediğim için özür dilerim.
Hiçbir zaman biz olamayacağımız için affet beni.

Sen daha iyilerine layıksın Barış.
Seni daha çok mutlu eden seni üzmeyenlere layıksın.

Ben senin için senden vazgeçtim.

Senle ben. Ne güzel olurduk oysaki. Sen her daim benim hayalim, umudum, nefesim, helalim, hayatım, tutkum,mutluluğum ve tek aşkım olacaksın.

Ama ben sana haramım be Barış.



Yorumlar ve oylar eksik olmasın CANLAR. Hepinizi çooook seviyorum.
Allaha emanet olun.
Sağlıcakla kalın CANLAR...

Kalp Hasta'mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin