Hava soğuk ve pusluydu sabahın erken saatlerinde araçların üstü buz kaplamıştı.Bazıları evine yeni gidiyor bazıları evinden yeni çıkıyordu,bazıları araçlarının motorunu ısıtıyor,bazıları park edecek yer arıyordu.Kuşlar melodik ses çıkarmaya başlamıştı bile Jack rüyasında bile bir cinayeti çözüyordu.Birden çalar saatin sesini duydu ve memnunsuz bir şekilde saate bakmadan saati kapattı.Karısı Kendy onu çok seviyor ama artık çalışmasını istemiyordu.Jack ise bunu para için yapmıyor sadece vatani bir görev olarak görüyordu.Cinayet büroda komiser olan Jack buraya kadar kolay gelmemişti ve hiç bırakmaya niyeti yoktu.Kendy ile boşanma derecesine geldikleri halde yine de emekli olmak istememişti 1 ay sonra 45 yaşında olacaktı artık emekli olmak için Kendy sürekli ona baskı yapıyordu.Jack karısı ve çocuğunu daha fazla üzmek istemiyor ve bu yıl emekli olmak aklından geçiyor ama ailesine söylememişti.Jack yataktan kaltığında hava sanki akşam vakti gibiydi ve kıyafetlerini giyip aşağıya indi kahvesini içmek için kahvaltı kültürü yoktu.
-Kendy kahvem hazır mı?
-Evet birtanem hazır hadi gel bir şeyler atıştır.
-Alonso uyandı mı?
-Okula bile gitti dedi tebbesüm ederek. Jack çok çalışıyor ve ailesiyle ilgilenmeye fırsat bulamıyordu.Jack çalan telefonunu açıp,
-Efendim Madison.
Kendy bıkmış bir hal ile,
-üffff yine mi jack?
Jack gözlerini Kendy'e devirip sesiz olması gerektiğini anlatmaya çalıştı.Kendy kırgın bir şekilde mutfaktan çıktı.
-Evet şef olay yerindeyim maalesef seninde gelmen gerekiyor burası karışık biraz gelmende fayda var.
-Tamam adresi ver.
-Times meydanına 2 mil uzaklıkta konum atıyorum şef.
Jack teknolojiye yetişememiş bir polisti ve yeni yeni öğrenmeye başlıyordu.İsteksizce 'At'dedi.Madison tebessüm ederek telefonu kapattı sarı saçları ve siyah gözleri onu tebessüm ettirirken çok güzel yapıyor ve muhteşem fiziği yüzünden şef ve lionel dışında herkes ona tutkuyla bakıyordu.
Polis arabaları her yeri sarmış olay yeri barikatları koymuş iki polis kalabalığı ve gazetecileri uzaklaştırmaya çalışıyordu.
Simsiyah bir Ford Sedan yaklaştı hızlı ve kontrollü bir şekilde bu Jack'ti hızlıca arabadan inip seri adımlarla olay yerine doğru hareket etti.Önüne çıkan polis memuruna kimliğini göstermek üzere elini arka cebine attı ancak polis memuru,
-Efendim.
Jack yüzünde bir gülümsemeyle,
-Durum ne?
-Ekibiniz olaya el koydu içerdeler.
Jack içeriye kendini attı.Madison cesedin bacağındaki kağıda bakıyor,Lionel ise cesedin ensesindeki morluğu yorumluyordu.Lionel biraz ukala ve fazlasıyla kendini beğenmişti ama iyi bir polisti Jack'i görünce,
-Hey şef burası sert bir darbe almış büyük ihtimalle başka bir yerde bayıltıp buraya getirmiş dedi.Cesedin ensesini göstererek.
-Olabilir ceset hakkında ne biliyoruz yani ceset olmadan önce.
Madison çekici ses tonuyla ,
-İsabel Wayne 1995 Londra doğumlu,Times Meydanı yakınlarında ikamet ediyor babası emekli.
Lionel cool bir ses tonu ile,
-Ya annesi?
-Annesi o 5 yaşındayken Londra'da meme kanseri yüzünden ölmüş ve sanırım babası bu nedenden New York'a getirmiş İsabel'i.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Travma
Mystery / Thrillerİlk denemem.Bu yazı basit bir travmanın ötesinde ,basit bir cinayet senaryosunun ötesindedir.Anlam ve yazım hatalarından dolayı şimdiden özür dilerim.Teşekkür ederim...