JACK'E BİR MERHABA

29 2 0
                                    


     Alison ıssız bir orman yoluna girdi.Aklına ölüm ve çoçuğu geliyor hiç bu kadar çaresiz olduğunu hatırlamıyordu.Yerdeki ufak çakıl taşları arabanın altına vuruyor her vurduğunda yüzünü büzüp çaresizce ağlıyordu.Aracın farından ağaçların gölgesi gözüküyor tilkilerin gözleri muhteşem parlıyordu.Siyah kapşonlu adamın iğrenç soluma sesleri ensesinde ve kulağında bitiyordu.Siyah deri eldivenleri bıçağı öyle bir kavramıştı ki alisona göre almak imkansızdı.Alison itaat etmeye mahkumdu sanki.Öleceğini biliyor ama bunun çabuk ya da kendi elinden olmasını istemiyordu.Aklından arabadan atlamak gelmişti ancak sonuna kadar bekleyecekti.Umut insana bazen doğru bazen yanlış kararlar verdirebiliyordu.

Alison arkadan aldığı komut ile aracı durdurdu.Siyah kapşonlu adam araçtan inmesini söyledi araç çalışır vaziyette araçdakiler ıssız ormana indiler.

Alison kalçasının hemen altında deri eldivenleri hissetti ve isteksizce 'Bırakkk'Diye haykırdı.El daha da hızlanarak alisonun ipekten iç çamaşırını yırtmıştı bile.Alison sağ ve sol yanağına iki sert tokat darbesi aldı ormandan kaynaklanan tokatın yaklınan sesi siyah kapşonlu adamın hoşuna gitti ve alisona ardarda tokat atmaya başladı.Alisonun suratı kandan gözükmüyor muhteşem dişelerinden bir kaç tanesi dökülmüştü bile.Alison son aldığı darbeyle yere yığıldı araç farları gözüne çarpıyor rahatsız edici ışıkların önünde simsiyah bir adam beliriyordu.Alison güzel ve bakımlı bacaklarıyla geri geri sürünerek uzaklaşmaya çalışıyor her süründüğünde yırtık iç çamaşırı gözüküyordu.Bu durum siyah kapşonlu adamı daha da keyiflendiriyordu.Alison artık çaresizce siyah kapşonlu adamın ona sahip olmasını izliyor ve gökyüzüne bakıp ağlıyordu.Tanrıdan medet ummuyor çünkü tanrıya inanmıyordu.Siyah kapşonlu adamın zevkten ağzındaki salyalar alisonun göğüslerine damlıyor ve elleri çenesini vahşice sıkıyordu.

Siyah kapşonlu adam hiç bişey olmamış gibi kemerini takıyor ve bıçağı elinde döndürüyordu.Alisonun makyajı ağlamaktan akmış gözyaşları suratındaki kanlarla yere sürekli damlıyordu.Artık ölmek istiyordu aslında kendide şaşırıyordu çünkü ilk defa ölmek istiyordu onun için bu durum ölmekten öte bişeydi.Bu zamana kadar ona ilk defa sahip olan ve tek olan kocasıydı.Şuan içinde bulunduğu durum onu kendisinden tiksindirmişti bile.Siyah kapşonlu adam renkli gözlerini alisona dikip,

-Beni bu hale sen getirdin.

Alison cevap bile vermeden gökyüzüne boş boş bakıyordu.

-Cevap ver yalvar bana affederim belki.

Alison hiç hareket bile etmiyor ölü gibi gözünü bile kırpmadan gökyüzüne bakıyordu.Siyah kapşonlu adam daha çok sinirlenip elindeki bıçağı alisonun gırtlağına sapladı.Alisonun kanları etrafa fışkırıyor alisonun tüm bedeni çırpınıyordu.Siyah kapşonlu adam her böğürme sesi duydukça kahkalar patlatıyor ellerini göğe açıp dövüşten galip gelmiş gladyatör gibi bağırıyordu.Alison ölüm acısının yaşamadan tahmin edilemez olduğunu anlayıp siyah kapşonlu adam için değersiz canını verdi.Siyah kapşonlu adam alisonun koluna keçeli kalem ile bişeyler yazıp ormana doğru hareketlendi.

Jack uykusunda emekli oluyor karısı ve çocuğuyla tatile gidiyordu.Kum,deniz,güneş,tropik meyveler ve soğuk içecekler muhteşem görünüyordu.Güneşin altında yanarken gökyüzünden telefon sesi geldi.Jack uyandı ve gözlerini açmadan telefona cevap verdi,

-Ne....

Kendy uyanmıştı bile ve yine mi hemde sabahın 04:00 de der gibi bakıyordu.

-Geliyorum madison.

Jack kendynin dediklerini dinlemeden evden çıkmıştı.

Madison lionelin olay yerine geldiğini gördü ama hiç bakmadı.Lionelin hiç bişey olmamış gibi durum ne demesi onu çıldırtmıştı.

TravmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin